HAK-İŞ Konfederasyonu ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 24 Ocak 2024 tarihinde, Hizmet-İş Sendikamızın 46. Yıldönümü kapsamında bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Basın toplantısına Genel Başkanımız Mahmut Arslan’ın yanı sıra, Genel Başkan Vekilimiz Halil Özdemir, Genel Başkan Yardımcılarımız İdris Ersoy, Celal Yıldız ve Mehmet Keskin, Genel Sekreterimiz Av. Oğuz Aksoy, Genel Sekreter Yardımcımız Av. Mehmet Yeşilyurt ve basın mensupları katıldı.
Arslan, basın toplantısında önemli değerlendirmeler ve açıklamalarda bulundu.
Kamuda çalışan 700 binden fazla işçinin 2023-2024 dönemindeki mali ve sosyal haklarının belirlendiği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’nün geçtiğimiz Mayıs ayında imzalandığını anımsatan Arslan, enflasyon nedeniyle aradan geçen sürede, sözleşme ile sağlanan artışın anlamını yitirdiğini söyledi.
Arslan’dan kamu işçileri için ek zam talebi
Kamu işçilerine ek zam verilmesi konusunda çağrıda bulunan Arslan, ek zam yapılması çağrısında bulundu.
Arslan, “Yürürlük süreleri farklı olan sözleşmelerin tamamı için enflasyon artı iyileştirme yapılması konusunda Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’mıza ve işveren sendikası TÜHİS’e çağrımızı yineliyoruz. Bu çağrımızın bir ek protokolle karşılık bulmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Kamu Çerçeve Protokolü’nün belediyelerde uygulanmasının önünde yasal engel yok”
Bununla beraber, Kamu Çerçeve Protokolü’nün belediyeler ve bağlı kuruluşlar ile şirketlerinde uygulanması talebini yineleyen Arslan, “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, belediyelerde de uygulanmalı, bunun önünde yasal hiçbir engel yok” dedi.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile çerçeve protokolün belediye şirketlerine de uygulanmasına yönelik bir protokol imzalamayı planladıklarını ama Bilgin’in görev süresinin sona erdiğini vurgulayan Arslan, Vedat Bilgin’in bunun taahhüdünde bulunduğunu hatırlattı.
Çerçeve protokolün işleyiş sürecinde kurgusal bir sorun olduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi: “İşçi konfederasyonlarını, kamudaki bir işveren sendikasıyla muhatap etmek, muhataplık ilişkilerine de zarar veriyor. Onun için HAK-İŞ olarak, kamu işveren sendikalarının da üyesi olduğu ve Türkiye’de işverenleri en fazla temsil yetkisine sahip TİSK, bizim Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü’ndeki muhatabımız olmalı.”
“Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalı”
Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerektiğini her platformda dile getirdiklerini anımsatan Arslan, şunları kaydetti: “Türkiye adaletsiz, haksız ve toplumun genelinin kabul edemeyeceği bir vergi sistemiyle muhataptır. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması talebimizin tam tersini görüyoruz. Özellikle asgari ücretlilerin vergi sistemiyle nasıl mağdur edildiklerini pek çok toplantıda ifade ediyoruz. Enflasyon oranlarının bile üzerinde vergi geçiş oranları ne yazık ki ücretleri aşağıya çekiyor. Hele yüksek enflasyonlu dönemlerde çalışanların doğal olarak daha çok kaybettiği dönemlerdir. Şunu biliyoruz ki, yüksek enflasyonu hayat pahalılığının yükseldiği, enflasyonun yükseldiği bütün dönemler emekçilerin kaybettiği dönemlerdir.”
Arslan, kriz döneminde kiralara getirilen yüzde 25 sınırı gibi işçilerden alınan vergilere de sınırlama getirilmesini, bütün çalışanların vergi diliminin bir süre yüzde 10 ile sınırlandırılması talebini yineledi.
Bu süre içerisinde makul bir vergi düzeni getirilmesi gerektiğini kaydeden Arslan, Almanya’da, çalışanlardan çocuk sayısına göre vergi alındığını vurgulayarak Türkiye’de de benzer bir sisteme geçilmesi gerektiğini dile getirdi.
“Vergi üzerine yaptığımız çalışma tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacağız”
Vergideki adaletsizliğin ortadan kaldırılması için ciddi bir çalışma başlattıklarını belirten Arslan, şunları kaydetti: “Yaklaşık 100’ün üzerinde değişik mesleklerden ve değişik akademik alanlardan akademisyenle birebir görüşerek yeni bir akademik çalışmayı başlattık. Bu akademimizin ilk çalışması da Türkiye’nin kanayan yarası olan vergi konusu olarak belirlendi. Çalışmalar iki aydır devam ediyor. Çalışmamız tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu çalışmada, mevcut vergi sistemini masaya yatıracağız ve Türkiye nasıl bir vergi sistemine geçmeli konusunu ele alacağız.
“46. yıldönümünü kutlamanın gururunu yaşıyoruz”
Hizmet-İş Sendikamızın 46. yılını kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Arslan, geride bırakılan yılların zorlu fakat onurlu bir süre olduğunu kaydetti.
Arslan, şunları söyledi: “1979 yılında Adıyaman’daki belediye işçileriyle kurulan bu sendika, henüz emekleme dönemindeyken 12 Eylül Darbesi ile karşılaştı. Sendikanın kapatılması, faaliyetlerinin durdurulması, mal varlıklarına el konulması, yöneticileri hakkında soruşturulmalar yapılması gibi ağır faturalar ödedik.”
“Zincirleri kıra kıra bu günlere kadar geldik”
“Türk çalışma hayatında önümüze konulan engelleri, elimize vurulan zincirleri kıra kıra bu günlere kadar geldik. Bu sendika, adım adım geleceğe yürümüştür. Biz, sendikamızın genel kurullarında hep yeni hedeflere yürümeye çalıştık” diyen Arslan, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Sendikamızın 2007 yılındaki kongresinde şöyle bir mottomuz vardı: ‘Geleceğimiz, hayallerimiz kadar.’ Dolayısıyla biz, önce hayal kurmalıyız; kurduğumuz hayallerin rüyasını görmeliyiz. 2023 kongresindeki mottomuz ise ‘Emeğin Küresel Kudreti Hizmet-İş.’ Artık küresel düzeyde bir sendikadan, küresel düzeyde bir mücadeleden bahsediyoruz. Belediyelerde ve genel işler iş kolunda büyük bir örgütlenme ağıyla Türkiye’nin en büyük sendikası olmanın sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Aynı zamanda HAK-İŞ’in en büyük sendikası olarak çalışma hayatında da konfederasyonumuza büyük bir destek, büyük katkı verme çabasındayız.”