Ana Sayfa » Makaleler » BİLGİYE ERİŞİM KOLAYLAŞTI, PEKİ YA GÜVENİLİRLİK?

BİLGİYE ERİŞİM KOLAYLAŞTI, PEKİ YA GÜVENİLİRLİK?

İnsanlık tarihi boyunca bilgi, ilerleyişte itici bir güç olmuştur. Mağara duvarlarına çizilen şekillerden yazılı metinlere, kütüphanelerden dijital arşivlere kadar uzanan bu yolculuk, bugünkü medeniyetimizin temelini oluşturmuştur. Bugün geldiğimiz noktada içinde bulunduğumuz yüz yılın ilk çeyreğinde yaşanan gelişmelerle birlikte bilgiye ulaşmak hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Ancak ne yazık ki bu kolaylık, beraberinde ciddi bir sorunu da getirdi: Bilgi güvenirliği. Gerçek ile yalanın iç içe geçtiği bu dijital çağda, hakikatin peşinden gitmek hepimiz için kaçınılmaz bir sorumluluk haline gelmiştir.

Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer-9) buyurarak, ilmin ve bilginin kıymetini bizlere açıkça göstermektedir. Bu ilahi hitap, bilginin yalnızca zihni doldurmak değil, aynı zamanda doğruyu eğriden ayırt edebilme ferasetini kazandıran bir nimet olduğunu ortaya koymaktadır. Günümüzde bilgiye ulaşmak artık bir lütuf değil; ancak bu bilgiyi hakkaniyetli, adil ve sorumluluk bilinciyle kullanmak esaslı bir yükümlülüktür.

HİZMET-İŞ olarak bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyor; örgütlü, bilinçli ve feraset sahibi bir sendikal anlayışla yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, hakikate ulaşmak ancak sahih bilgiyle, ortak akılla ve dayanışma temelinde yükselen bir bilinçle mümkündür.

Bu anlayışın bir tezahürü olarak, sendikal mücadelemizin asli dayanaklarından biri olan eğitim faaliyetlerimizi yalnızca bilgi aktarımının ötesine taşıyarak yeniden yapılandırdık. Eğitimlerimizi artık, farklı coğrafyalardan gelen temsilcilerimizin birbirleriyle kaynaşmasını, ortak hafızada buluşmasını ve kolektif bir sendikal bilinçle hareket etmelerini önceleyen daha kapsayıcı bir formatta sürdürüyoruz. Bu yeni yapı, temsilcilerimizin salt teorik bilgiyle değil, aynı zamanda sahaya dayalı deneyim paylaşımı, ortak sorunlara birlikte çözüm üretme ve mücadele kültürünü kolektif akılla inşa etme imkânına kavuşmalarını hedeflemektedir.

Bugüne dek beş bine yakın temsilcimizi bu anlayış çerçevesinde bir araya getirmenin gururunu yaşıyoruz. Zira biz, birlikte olmayı, birlikte düşünmeyi ve birlikte üretmeyi eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Çünkü güçlü ve sürdürülebilir bir sendikal yapı, ancak ortaklaşa öğrenen, birbirini dinleyen ve dayanışma içinde büyüyen bir tabanla inşa edilebilir.

Bu doğrultuda eğitim faaliyetlerimizi, yalnızca bireysel gelişimi değil, aynı zamanda kolektif aidiyet duygusunu pekiştirecek ve sendikal dayanışma kültürünü derinleştirecek bir zemin olarak kurgulamayı sürdüreceğiz.