Gaziantep Şube Başkanlığımız, Şanlıurfa Şube Başkanlığımız ve Şanlıurfa 2 No’lu Şube Başkanlığımızı kapsayan eğitim seminerimiz, Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin koordinatörlüğünde 3-6 Ekim 2017 tarihleri arasında Kozaklı/Nevşehir’de gerçekleştirildi.
Eğitim seminerimize, Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kozaklı Belediye Başkanı Celalettin Güven, Gaziantep Şube Başkanımız Mehmet Geçer, Şanlıurfa Şube Başkanımız Seydi Eyyüpoğlu, Şanlıurfa 2 Nolu Şube Başkanımız Bozan İzol, Kayseri Şube Başkanımız Serhat Çelik, HAK-İŞ Kilis İl Başkanı Ekrem Çetin, şube yönetim, denetim ve disiplin kurulu, işyeri sendika temsilcilerimiz ile şube komite başkanları katıldı.
KESKİN: EĞİTİM KURUMU GİBİ ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR
Eğitim seminerinin açılış konuşmasını yapan Eğitim ve Sosyal İşlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin, bir faaliyet dönemi boyunca seminerlerimizi yer, zaman, mekân ve şartlar ne olursa olsun devam ettirdiğimizi belirterek, “Eğitim ve Sosyal İşler birimimiz olarak sistemli ve düzenli bir Eğitim Kurumu gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz, Şube yöneticilerimiz, temsilcilerimiz ve Komitelerimizle her türlü ortamı bir “eğitim ortamı” olarak değerlendirerek, “HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’in misyonundan Sendikal Yasalara, Mali Mevzuattan Hukuki mevzuata kadar bizi doğrudan ilgilendiren konularda bilgilendik” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK İŞÇİ SENDİKASIYIZ”
Keskin, öte yandan Sendikamız HİZMET-İŞ’in Temmuz ayında açıklanan, sendikaların üye sayılarına ilişkin istatistiklere göre Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olduğunu hatırlatarak, “Sendika olarak bu büyüklüğümüz asla tesadüf değil. Bu büyüklük bizlere yeni görevler yükledi. Şimdi bunu korumanın ve zirvede kalmak için tüm teşkilatımız olarak var gücümüzle çalışma zamanıdır” dedi.
GENEL BAŞKANIMIZ ARSLAN: MENSUPLARIMIZA YENİ DEĞERLER VE BAKIŞ AÇILARI KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
Eğitim seminerine katılarak katılımcılara hitaben bir konuşma yapan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, “Hizmet-İş Sendikası olarak, ülkemizin önemli bir emek örgütü olarak, kimliğimizi, dünyaya nasıl baktığımızı eğitim programlarımızda vermeye çalışıyoruz. Ayrıca teknik bilgiler, hukuki bilgiler veriyoruz. Biz klasik bir sendikacılık yapmıyoruz. Mensuplarımıza yeni değerler, bakış açıları kazandırmak istiyoruz. Sendikacılığın geçmişte oluşan olumsuz imajını düzeltmeye çalışıyoruz. Biz, arkadaşlarımızın bize verdiği temsil vekaletine layık olmak için sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Hizmet-İş’in farklı bir sendika olduğuna vurgu yapan Arslan, “Farklı bir sendikayız diyorsak, farklılığımızı ortaya koymak durumundayız. HAK-İŞ’in HİZMET-İŞ’in temsil ettiği bir değerler bütünü var. Bu ülkenin tarihini, değerlerini, inançlarını, milletin kendisini temsil ediyoruz. Yaptıklarımız bunun göstergesi olmak zorundadır. Söylenenlerle yapılanları örtüştürmek zorundayız. Biz yapamayacaklarımızı söylemiyoruz. Söylediklerimizi hayata geçirmeye çalışıyoruz. Doğru şey söylemek ve yapmak zorundasınız. Bu zor bir iştir. Ama bütün bu zorlukları aşarak bugünlere geldik. 1979’da Adıyaman’dan yola çıkan sendikamız bugün 40. Yılın eşiğinde Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olmuştur. Temmuz 2017 istatistiklerinde 160’tan fazla sendika içerisinde 215 bine yaklaşan üye sayısıyla en büyük sendika olmuştur. HAK-İŞ’in de en büyük sendikasıdır HİZMET-İŞ. Bizim samimiyetimizin karşılığında Allah bize bu başarıyı vermiştir. Biz sadece vesileyiz. Takdir Allah’tandır. Bizim samimiyet ve dürüstlüğümüzün karşılığıdır bu başarı” dedi.
DEĞERLERİMİZLE SENDİKACILIK YAPIYORUZ
Önlerine hedefler koyarak ilerlediklerini belirten Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“2011 yılındaki Kongremizin teması “Örgütlenme… Zirve… Yapabiliriz” dedik. Biz bir şeyi hedeflemiştik. Zirveye çıkabiliriz dedik ve çok şükür zirveyi yakaladık. Sonra “İşkolu zirvesinden Türkiye Zirvesine” hedefimizi koyduk. Ve 2 yıl sonra bugün Türkiye’nin en büyük sendikası olduk. Büyük olmanın verdiği sorumlulukları da yerine getirmek gerekiyor. Hassasiyetlerimizi terk etmememiz gerekiyor. Mütevazi olmamız gerekir, Buğdayın başakları doldukça, aşağı doğru eğilir. Büyüdükçe, olgunlaştıkça tevazumuz artacaktır. Biz her şeyin bir hesabı olduğuna inanıyoruz. Biz sadece mücadele ediyor, çaba sarf ediyoruz. Sıkıntılar yaşadık, badirelerden geçtik, zulümlerden geçtik. Darbe dönemlerini yaşadık ama yılmadık, mücadele ettik. Vazgeçmemeyi, geri çekilmemeyi, düştüğümüz yerden kalkmayı öğrendik. İşkolumuzda hala 1 milyona yakın örgütsüz insan var. Bunlar bizi bekliyor, onlara da ulaşmamız gerekiyor. Sıradan bir sendika olmadığımızı göstermemiz gerekiyor. Sadece ücret için kavga eden bir sendika değiliz. Yeryüzünün bütün mazlum ve mağdurlarıyla ilgilenen bir sendikayız. HAK-İŞ, ülkemizde, bölgemizde ve küremizdeki bütün mazlum ve mağdurlara sahip çıkmak zorundadır. Bunu ilke haline getirdik. Onların bizden alacakları olduğuna inanıyoruz. Biz bu istikamette mücadele etmek zorundayız. Hz. İbrahim ateşe atıldığında ağzında ateşi söndürmek için su taşıyan karıncanın “ben tarafımı, nerede olduğumu göstermek zorundayım” tavrı ne ise bizim tavrımız da odur. Bu anlayışla tüm dünyadaki mazlumlara, mağdurlara yaklaşıyoruz. Onların bizden büyük beklentileri var. Geç kalmamamız lazım. Herkes bizi bekliyor. Uzakdoğu, Balkanlar, Afrika bizi bekliyor. İzzetbegoviç’in dediği gibi; “Ya gelin kurtarın, ya alın kurtarın. Olayların temelinde siz varsınız.” İşte biz bu anlayışla hareket etmeye çalışıyoruz.
15 TEMMUZ’DA TÜRKİYE DÜŞSEYDİ, YERYÜZÜNÜN SON KALESİ DÜŞECEKTİ
Türkiye 15 Temmuzda büyük bir badire atlatmıştır. Eğer Türkiye düşseydi, yeryüzünün son kalesi düşecekti. Dünyanın bütün mazlumları Türkiye için o gece dua etmişlerdi. Türkiye Türkiye’den çok büyük. Bize umudunu bağlayan büyük topluluklar var. Biz bir imparatorluğun bakiyesiyiz. O coğrafyalarda yaşayanlar hala bizden yardım bekliyor. Her beraber, dili, rengi, etnik kimliği ne olursa olsun bir arada yaşadık ve yaşamaya mecburuz.
ILO’DA ORTAK BİLDİRİMİZ KABUL EDİLDİ
Bir haftadır ILO’nun her 4 yılda bir yapılan İstanbul’daki bölge toplantısındaydık. BM’nin en eski örgütünden birisidir. Ortak bildirimiz kabul edildi. Kritik bir toplantıydı, bize yakışan bir biçimde sonlandırılmış oldu. Sn. Başbakan ve Çalışma Bakanımızın da katılımıyla gerçekleşti.
TAŞERON İŞÇİLERİMİZİN ÖNEMLİ HAKLARA SAHİP OLMASININ ÖNÜNÜ AÇTIK
Mevcut Çalışma Bakanımızla 10 yıl birlikte çalıştık. Çalışma Bakanlığına layık görülmesi bizim için büyük onur olmuştur. HAK-İŞ değerleriyle sendikacılık yapmış bir mesai arkadaşımızdır. Genç yaşta bakan olması bizi gururlandırmıştır. Taşeron gerçeğini çok iyi bilmektedir. Bu görevini hakkıyla yerine getirmeye çalışmaktadır. Biz, artık Taşeron sorununun çözülmesini istiyoruz. 2014 Temmuz ayında çıkan 6552 sayılı kanunun çıkmasına büyük katkı verdik. Taşeron işçilerimizin önemli haklara sahip olmasının önünü açtık. İnşallah yeni dönemde, bu hükümet döneminde bu konunun çözüleceğini umut ediyoruz. Sayın Bakanımızın sendikal dünyadan gelmiş olması, taşeron mücadelesinin içinde olması, bizim işimizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum. Bir hükümet üyesi de olsa, tabii ki emek hareketinin içerisinden gelmesi, sizin meselelerinizi yakından bildiği için sizden yana çaba sarf edeceğinden kuşkumuz yoktur. Biz her türlü katkıyı vermeye hazırız.
TAŞERON İŞÇİLİKLE MÜCADELENİN SAHİBİ BİZİZ
Taşeron işçiliği Türkiye’nin en önemli sorunlarının başındadır. Bütün kamu hizmetleri, belediyeler başta olmak üzere personel ihtiyacını hizmet alımıyla yapmaktadır. Bu sorunu artık ortadan kaldırmak zorundayız. Mademki kamu işi yapıyoruz, o halde taşeronu aradan çıkardığımızda bu arkadaşlarımız doğrudan kamu hizmeti yapan kamu çalışanı olması gerekiyor. Biz bunları anlatmaya çalışıyoruz. Biz taşeron gerçeğini doğru bir şekilde analiz eder ve ortak bir noktada anlaşırsak, hem hizmet kalitesi artacak, verimlilik artacak, herkes kazanacaktır. Böyle bir modeli oluşturmak zorundayız. Biz bu yönde yol gösterici olduk ve olmaya devam edeceğiz. Hükümetin çalışmasının sonuçlanmasını bekliyoruz. Umudumuzu kaybetmiyoruz. 2014 yılı 24 Ocak’ta Ankara’da 6000 taşeron işçisinin katıldığı büyük bir kampanya başlatmıştık. O gün yola çıkarken dedik ki: “Biz Taşeron işçiliğini Türkiye’nin gerçeği haline getireceğiz.” Ve getirdik. Büyük mesafeler aldık. Hak-İş’in 350 bin civarında Taşeron üyesi var. Bu işin sahibi biziz. Bu gerçeğin mücadelesi de öncülüğü de bize düşüyor. Hakkaniyetli bir çözüm için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Biz hem ülkemiz için hem de İnsanlık için uğraşıyoruz. Allah yar ve yardımcımız olsun.”
KOZAKLI BELEDİYE BAŞKANI CELALETTİN GÜVEN: SENDİKAYI SADECE HAK ALMA OLARAK DEĞİL, HİZMETLE BİRLEŞME OLARAK GÖRMEK LAZIM
Kozaklı Belediye Başkanı Celalettin Güven de yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Kozaklı İlçemiz, Sağlık ve Turizmdeki önemli çalışmalarıyla Türkiye’mizde yer tutmuştur. Sizler, gittiğiniz yerlerde bu güzelliklerimizi anlatınız. Ülkemizin her vilayetinden ilçemize ziyaretçiler gelmektedir. İlçemiz, sağlık turizmine önemli katkılar vermektedir. Anadolu’muzun ortasında küçük ve tipik bir ilçemizdir. Ama bizi farklı kılan jeotermal kaynağımızdır. Ayrıca seracılıkla ihraç ürünlerimiz var. İlçemiz şantiye halinde kalkınmaya devam ediyor. HİZMET-İŞ Sendikası’nı yakinen tanıyorum. Layık olduğu hizmetleri yapıyorlar. 3 yıldır beraber çalışıyoruz. Önemli problemlerimiz olmadı. Kendilerine hassaten teşekkür ediyorum. Sendikalar çok önemli. Sendikayı sadece hak alma olarak değil, hizmetle birleşme olarak görmek lazım. Karşılıklı fedakârlıklarda bulunarak, imkanlar ölçüsünde kaynaklarımızı dağıtacağız. Başarı birlikte gelen bir şeydir. Bu ülke bizim. Ülkemizin kıymetlerini takdir edelim, hep birlikte sahip çıkalım.”
UZMANLARIMIZ SUNUM YAPTI
Seminerde Genel Başkan Danışmanımız Yahya Düzenli, Hukuk Müşavirlerimizden Oğuz Aksoy sunum yaptılar.
BAŞARILI KATILIMCILAR ÖDÜLLENDİRİLDİ
Seminerde katılımcıların sendikal bilgilerini test amacıyla bir sınav uygulandı. Sınavda dereceye girenlere ödülleri Genel Başkanımız Mahmut Arslan tarafından verildi. Eğitim programımızın sonunda ayrıca katılım belgesi de verildi.