Ana Sayfa » Makaleler » Mahmut ARSLAN » Yüklendiğimiz misyonun farkına varmak..

Yüklendiğimiz misyonun farkına varmak..

Sendikamızın 29 yıllık uzun koşusunda 10. durağımız olan Olağan Genel Kurulumuzu 25-26 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirdik.

Genel Kurullar, önemli bir muhasebe platformu olmalarının yanında, ülkemizin dörtbir yanından gelen delegelerimizin/mensuplarımızın birbirleriyle en üst zeminde buluştukları, kaynaştıkları, dertlerini ve sevinçlerini paylaştıkları bir yakınlaşma ortamıdır da aynı zamanda.

10. Genel Kurulumuzu da böylesine yakınlaşmalara sahne olan, bir arı topluluğu gibi, rengârenk çiçeklerden topladıkları ‘öz’leri aynı kovana taşıyıp, bir bünye ahengiyle hep birlikte, değerlerimiz ışığında, Hizmet-İş’in misyonunu özümsenmesinin, hazmının pekiştirildiği bir ortamda gerçekleştirdik.

Sendikal mücadele uzun bir maratondur. Bu maraton, nefesi güçlü olanların dayanabileceği bir koşudur. Bunun için de akciğerlerinizin temiz olması ve sürekli temiz hava alıp-vermeye müsait olması gerekiyor. Hizmet-İş Sendikamızın halen devam eden 29 yıllık uzun maratonundaki başarı işte bu temiz akciğerlerinden kaynaklanır. Bu akciğerler hizmet, misyon ve değere endeksli olarak ilk günkü berraklığıyla bugünlere geldi ve 10. Genel Kurulumuz sonucunda üst damarlarında bir yenilenmeyi öngördü.

Üzerimizdeki ağır fakat onurlu yükün bilincindeyiz. Biz inanıyoruz ki; hedefiniz büyük olursa asla küçük işlerle uğraşmazsınız. Gözünüzü hedefinizden ayırmazsınız. Üstlendiğiniz yükün ağırlığını her an hissedersiniz.

Uzağa bakabilmek, ileriyi berrak görebilmek, ayağımıza dokunan küçük taşlara takılmamakla mümkündür. “Neyi temsil ediyoruz?” temel sorusu ve sorumluluğu etrafında bu topraklara, bu iklime, bu insanlara, bu çalışanlara karşı mükellefiyetlerimizi ertelemeden, ihale etmeden yerine getirebilmenin üzerimizdeki yükü daha da ağırlaşmıştır. Bu ağırlık bir misyon ağırlığıdır ve ancak bir ibadet aşkı içerisinde yerine getirebilecek bir taşıyıcılıktır.

Bu misyonumuzla bugüne kadar geldik. Dünü değerlendirirken yarını unutmadık, yaptıklarımızdan söz ederken yapacaklarımızı unutmadık/unutmuyoruz.

Sendikacılık, uzun, çileli, engellerle dolu, yorucu ve fedakârlık isteyen bir uzun yürüyüştür, koşudur. Yürürsünüz, koşarsınız ama her zaman sonuç alamayabilirsiniz. Ama yolunuza devam etmek zorundasınız. Biz, Hizmet-İş’in neyi temsil ettiğinin ve nereye gitmek zorunda olduğunun bilinciyle, tüm mücadele hayatımızda kimi zaman yavaşladık, kimi zaman durduk, kimi zaman koştuk ama hiçbir zaman vazgeçmedik. Mücadele hayatımızda varlık-yokluk tercihleriyle karşı karşıya kaldık fakat taviz vermedik. Önemli fay hatlarıyla karşılaştık, ama bu fay hatlarını pay hatları haline getirmedik.

Onun için diyoruz ki; Hizmet-İş ailesi mensubu olmak, belirttiğim anlamda bir sevdadır, bir özlemdir. Niçin sevdadır? Çünkü, bir sendikanın çalışma ilişkilerini aşan bir bütünlükte, değerler kimliğiyle bugünlere gelebilmesi ancak sevda ile izah edilebilir. Ben inanıyorum ki, Genel Kurulumuz da göstermiştir ki bu sevda devam etmektedir. Önümüzdeki faaliyet dönemi bu sevdanın daha da çoğalması, paylaşılması ve kökleşmesi için bir fırsat ve görev dönemidir. Tüm mensuplarımızın bu değerler kimliğiyle birbirlerine değerler akrabası olduğunu düşünüyorum.

• Hizmet-İş; tüm mensuplarıyla bir erdemliler sitesinin inşa edicileridir.
• Hizmet İş; dün ne ise bugün de odur, yarın da öyle kalacaktır.
• Hizmet-İş; mikrodalgalara kapılan değil büyük dalgalara yelken açan kanatlara sahiptir.
• Hizmet-İş’in en küçük birimindeki üyesinden en üst düzeydeki yöneticisine kadar tüm mensupları bugüne kadar Hizmet-İş’e sahip çıkmıştır, bundan sonra da sahip çıkacaktır. Çünkü Hizmet-İş, kuşatıcı bir kimliktir. Aynı zamanda her türlü yabancılaştırıcı, yokedici mevsim şartlarına karşı koruyucu bir şemsiyedir.

Tekrar ediyoruz ki; doğru bir duruş, kırılmamış bir çizgi, örnek birikim ve özgün muhteva ile duruşu sarsılmamış, mesajı değişmemiş, yürüyüşü tıkanmamış bir sendikal mücadele çizgisiyle 28. yılını tamamlayan ve 10. Genel Kuruluyla birlikte enerjisini yenileyen Hizmet-İş, önündeki yeni yol haritası’yla, daha geniş örgütlenme, daha kaliteli hizmetle rotasından şaşmadan yoluna devam edecektir.

Korumamız gereken bir kurumsal kimliğimiz vardır. Hizmet-İş mensuplarını bir mıknatıs gibi aynı nokta etrafında toplayan, ortak duyarlılıklarla bir araya getiren işte bu kurumsal kimliğimizdir. Asla vazgeçemeyeceğimiz bu kimlik ve misyonumuza yönelen en küçük bir tahfif, tahrif ve tahrip girişimleri karşısında tüm Hizmet-İş organizmasını bulacaktır. Çünkü Hizmet-İş, bünyesine sızmaya çalışan virüsleri dışlayabilecek, temizleyebilecek temiz bir dokuya sahiptir. Genel Kurulumuzdaki birlik ve bütünlük bunun ortaya çıkmış en son göstergesidir. Genel Kurulumuzda, bünyemizin doku bütünlüğü, doku uyumu yeniden tahkim edilmiştir.

Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da;

• “Herşeyi görüyor ve biliyoruz ama maalesef hiçbir şey yapamıyoruz.” şeklindeki mazerete mahkûm olmuş bir anlayışı değil, marifete-çözüme odaklanmış,

• “Sorun çözme iddiaları”nı “çözüm gösterme sorumluluğuna” dönüştürmüş,

• Ve büyük hedeflere kilitlenmenin verdiği mücadele azmi ve huzuru ile önümüzdeki döneme başlıyoruz.

Doğru yerde duruyoruz
Doğru yöne yürüyoruz
Doğru hedefe kilitleniyoruz.

Değişmeyen misyon, gelişen vizyon ışığında büyük HİZMET-İŞ ailesiyle yeni enerjiyle yola devam diyoruz..

Bu vesile ile, 10. Olağan Genel Kurulumuzun, ülkemize, insanımıza, Türk çalışma hayatına, Hak-İş camiasına ve özelde tüm mensuplarımıza hayırlı olmasını diliyorum.

Bu makale, “HİZMET-İŞ” Dergisi’nin (Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası Yayın Organı) “2007 / III, Yıl: 18, Sayı:126, sayfa 2-3″te yayınlanmıştır.