Sivil toplum örgütlerinin sosyo-kurumsal yapılar olarak toplum içinde var olma biçimleri değişiyor. Sadece üye yahut hedef kitle için var olmak, kurumsal olarak devam edilebilir olmaktan çıkıyor. Ulusal ve uluslararası sorunlara, mensubu olunan millete ve devlete karşın toplum içinde yer alma dönemi bitiyor. Dönem, sosyal yükümlülük üstlenme dönemi…
Geçmişte sorunların çözümü için yükümlülük üstlenmesi gereken tarafın devlet yahut hükümet olduğu görüşü egemendi. Günümüzde ise sivil toplum örgütlerinin sorunların çözümünde inisiyatif alması gerektiği inancı ve beklentisi hakim.
Sivil toplum örgütleri içerisinde yapısal ve insan kaynağı açısından önemli bir güç kaynağı oluşturan emek örgütleri için sosyal yükümlülük üstlenmek ve güven oluşturmak büyük önem arz ediyor.
Sosyal yükümlülük üstlenmiyor, topluma entegre olamıyor, güven oluşturamıyorsanız, kamuoyu oluşturamıyorsunuz, başarılı da olamıyorsunuz. Size, örgütünüze güven varsa teşkilatınız da, üyeleriniz de, toplum da sizinle birlikte eyleme geçiyor: size güvenerek yola çıkıyor, sizinle birlikte yürüyor. Başlattığınız yardım kampanyalarına size güvenerek bağış yapıyor, size duyduğu inançla kurumsal ve toplumsal çalışmalarda sorumluluk üstleniyor.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ olarak olağanüstü durumlarda aldığımız kolektif inisiyatif ve oluşturduğumuz ‘güven’in karşılığını, yaşadığımız son deprem felaketinde bir kez daha çok yakından gördük. Her afet durumunda olduğu gibi HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ teşkilatımızın deprem bölgesine yönelik maddi ve manevi sahada gösterdiği azim dolu mücadelesi, her türlü takdire şayan bir dayanışma örneği oldu. Asrın felaketi hepimizin canını yaktı. 150’si üyemiz olmak üzere 50 bine yakın vatandaşımızı kaybettik. Bununla da kalmadı; Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Osmaniye, Malatya ve Şanlıurfa bir enkaza dönüştü.
Depremde işgücü desteği sunan ilk örgütlerden biri olduk.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ, enkaz altında kalan vatandaşlarımızı kurtarma amacıyla işgücü desteği sunan ilk örgütlerden biriydi.
HAK-İŞ HAK Arama ve Kurtarma Umut Timi ile birlikte Hizmet-İş Afet İşleri Komitemiz, AFAD’la koordineli bir şekilde depremin ilk saatlerinde bölgeye hareket etti. Ekiplerimiz, pek çok canı enkazdan sağ salim çıkardılar.
Yaşadığımız son depremden sonra pek çok sivil toplum kuruluşu, kamu kurumu ve şirketin afet ekibi kurma kararı aldığını gözlemliyoruz. Bizim bunu çok daha önceden başarmış olmamız önemlidir. Hem Konfederasyonumuz hem de Sendikamız bünyesinde, afet durumlarında hızla mobilize olabilen uzman arama-kurtarma kadromuzu çok erken dönemlerde oluşturarak AFAD eğitiminden geçirmiş olmamızdan ve ekiplerimizin başarısından bir kez daha gurur duyduk. Arama kurtarma ekiplerimize emeklerinden dolayı müteşekkiriz. Yaşanabilecek afetlerin öncesine ve sonrasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kadromuzu genişletmek yeni önceliklerimiz arasında olacak. Şube ve İl Başkanlıklarımızda da arama-kurtarma ekiplerimizi hızla oluşturacağız.
ERKEN AKSİYON ALDIK
Depremin vuku bulmasının hemen ardından aldığımız aksiyonlardan biri de, ‘Kriz Masası’ ve akabinde, deprem bölgesindeki binlerce üyemizin durumlarını öğrenerek sağlık, barınma ve temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla oluşturduğumuz ‘Hizmet-İş Afet Destek Platformu’muz oldu.
Çağrı Merkezi’miz, deprem bölgesindeki üyelerimiz için 24 saat hizmet vermeye başladı. Üyelerimiz afeti yaşadıkları şehirlerde ya da deprem nedeniyle sığındıkları illerde ihtiyaçlarını, sağlık durumlarını ve barınma gibi sorunlarını Çağrı Merkezi’miz aracılığıyla Sendikamıza aktardı, bilgileri ve talepleri sisteme kaydedildi. Kaydedilen veriler doğrultusunda, üyelerimizin ve ailelerinin durumları titizlikle takip edildi. Üyelerimizin tespit edilen ihtiyaçları, Afet Destek Platformu’muzun koordinasyonunda hızlı bir şekilde çözüme kavuşturuldu.
Bu bağlamda, barınma ihtiyacı olan üyelerimizi farklı illerde evlere ve otellere yerleştirdik. Sendikamız iştiraki Emek Konukevi’mizi depremzede üyelerimize tahsis ettik. Sağlık sorunu olan üyelerimizin hastanelerde tedavilerini yaptırdık. Yanı sıra temel ihtiyaç maddelerinden mahrum kalan binlerce üyemizin gıda, giyim vb. ihtiyaçlarını doğru ve hızlı bir şekilde tespit ederek karşıladık.
EN AZ BİR MAAŞ BAĞIŞ
Elbette, sadece emeğimiz ve yüreğimizden değil, kesemizden de verdik. Genel Yönetim Kurulumuz, profesyonel ve ücretli şekilde çalışan Şube ve İl Başkanlarımız ve yardımcıları ile sendikamız çalışanları, depremden etkilenen 11 ilimize yapılacak yardımlarda kullanılmak üzere, gönüllü olarak en az bir maaş olmak üzere bağışta bulundu.
40 BİN CİVARINDAKİ ÜYEMİZE TOPLAMDA 100 MİLYON TL AFET YARDIM DESTEĞİ
Depremden etkilenen Kahramanmaraş, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Osmaniye, Malatya, Şanlıurfa ve Elazığ’da yaşayan yaklaşık 40 bin üyemizin her birine 2.500 TL, toplamda 100 milyon TL nakdi yardımda bulunarak üyelerimizin yanında olduk.
DEPREM BÖLGESİNE 3 MİLYON TL BAĞIŞ
HAK-İŞ Konfederasyonumuzun AFAD ile koordineli olarak başlattığı “HAK-İŞ ile Birlikte Depremzedelere Sen de El Uzat” yardım kampanyasına 3 milyon TL bağışta bulunarak, devletimize omuz verdik. Ayrıca afet bölgesine, Genel Merkez’imiz, Şube ve İl Başkanlıklarımız ve Kadın Komitelerimiz tarafından içinde çadır, jeneratör, uyku tulumu, gıda maddeleri, su, giyim, hijyen setleri ve acil ihtiyaç malzemeleri yüklü tırlar göndererek, pek çok yardımı başarıyla ulaştırdık. Maddi yardımdan öte, evi yıkılan ailelere akraba, yetim ve öksüz kalanlara anne-baba olduk.
PSİKOSOSYAL DESTEK SAĞLAMAYA DEVAM EDİYORUZ
Asrın felaketi can kaybı ve maddi hasarla sınırlı kalmadı; deprem anını bizzat yaşayan, enkazdan kurtarılan, yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızda oluşturduğu korku ve derin üzüntü ile büyük bir travmaya da neden oldu.
Depremzede üyelerimiz ve ailelerinin yaşadıkları travmaları kolay atlatabilmeleri ve hayata daha çabuk adaptasyonları için oluşturduğumuz Psikososyal Destek Platformu’muz ile çalışmalarımızı artırarak sürdürüyor, istihdam ettiğimiz psikologlar ve uzmanlarla psikolojik destek sağlamaya devam ediyoruz.
Yaşadığımız deprem bir kez daha gösterdi ki, sivil toplum örgütlerinin değerleri ve refleksleri toplum açısından büyük önem arz ediyor. Tıpkı insanlar gibi, nasıl çalışıyor, nasıl davranıyorlarsa toplum tarafından öyle algılanıyorlar.
Deprem bölgesindeki üyelerimiz ve vatandaşlarımızın ‘iyi ki HAK-İŞ var, ‘iyi ki HİZMET-İŞ var’ dediği nokta, hem iyi bir sendikacılığı hem de iyilik yapmayı kusursuz bir sorumlulukla başarabildiğimizi gösteriyor.
Bu başarımızın arkasında, toplumun ihtiyaçlarını gerçekleştirme yolunda üstlendiğimiz ‘sosyal yükümlülüklerimiz’ ve ‘oluşturduğumuz güven’ var. Kurumsal kültür ve değerlerimizin kazandırdığı aidiyet bilinci var. Ve bunlara bağlı olarak güçlü, fedakâr bir teşkilatımız ve gönüllülerimiz var.
Başarı size ve kurumunuza olan güven ile gerçekleşiyor. Depremin yaralarının sarılması noktasında üstlendiğiniz yükümlülük de size ve kurumunuza güvenenlere güvenerek aldığınız sorumlulukla başlıyor.
Bu güven ile bu yıl, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta kutladık, sesimizi Maraş’tan yükselttik.
Depremin ilk anından itibaren, çağrımıza karşılık vererek deprem bölgesindeki üyelerimizin ve vatandaşlarımızın yardımına koşan, bağışlarıyla destek olan, depremzedelerin temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda büyük gayret sarf eden tüm teşkilat mensuplarımıza HAK-İŞ’li ve HİZMET-İŞ’li olmanın manasına ve ruhuna uygun davranışlarından dolayı teşekkür ediyor, gösterdikleri kardeşlik ve olağanüstü dayanışmadan dolayı tebrik ediyorum.
SOSYAL YÜKÜMLÜLÜK ÜSTLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Cenab-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Tedavileri devam eden kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.
Depremzede üyelerimizin ve vatandaşlarımızın sorunları çözülünceye kadar sosyal yükümlülük üstlenmeye devam edeceğiz. Bu bizim kurumsal sorumluluğumuzdur. Aynı zamanda vicdan ve insanlık borcumuzdur.
Yüzyılın felaketinin bütün gelecek yüzyılların son felaketi olması dileğiyle…