Ana Sayfa » Makaleler » Mahmut ARSLAN » Sendikal Akılla Misyonu Devam Ettirmek

Sendikal Akılla Misyonu Devam Ettirmek

24 Ocak 1979’da, “önce insan önce emek” diyerek başlayan onurlu bir yürüyüşün 30. yılının tamamlandığı bir zaman diliminde, “bütün uzun yolculuklara bir küçük adımla başlanır” gerçeğini mücadelesinin eksenine oturtmuş bir anlayışla bugünlere gelen Hizmet-İş Sendikamız; bu yürüyüşte

· Yorulmuş ama bitkinleşmemiş,

· Çalkalanmış ve bulanmamış,

· Sarsılmış ama duruşunu bozmamış bir mücadele çizgisini 2009’a onurla taşıdı. Bu mücadeleyi başlatan Kurucu ve Onursal Genel Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi başta olmak üzere kendisiyle yola çıkanlara ve bugünlere getiren isimli-isimsiz tüm mücadele arkadaşlarıma minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Bu kutlu yürüyüşte ahirete intikal edenlere rahmet diliyorum.

“Büyük Hizmet-İş Ailesi” nin tüm mensupları hizmet sendikacılığının ancak aile bütünlüğü içerisinde gerçekleşeceğinin bilincini taşıdılar, taşıyorlar. Ki; bugüne kadar hem sayısal hem de muhteva olarak büyüyerek gelen 126 bin kişilik büyük ailemiz bunun göstergesidir.

· Biz; ileriye yürüyüşün köklerin gücünden geldiğini bilenlerdeniz.

· Biz; tarihimize ne kadar sahip çıkarsak, o kadar ileriye gideceğimizi yaşayarak bilenlerdeniz.

Bundan sonraki çizgimizde de, köklerimiz yeni filizlerimizde yaşamaya devam edecektir.

Her karesi misyon yüklü bir sendikal mücadeleyi rayına oturtmuş, varlığını tarih ve medeniyet mücadelesiyle bütünleştirmiş ve dolu dolu yaşanmış 30 yıllık bir zaman kesitini daha büyük zaman kesitlerine bağlamak için hayallere ihtiyacımız var.

“Önce İnsan Önce Emek” diyerek yola çıkanlar, bugün Geleceğimiz hayallerimiz kadardır diyebiliyorsa, yâni rüya görebiliyorsa, geleceğin sendikal dünyasında varolacaklarını ve bu dünyayı şekillendireceklerini de ifade edebiliyorlardır demektir.

Evet… Ütopyalara değil, hayallere ihtiyacımız var.

Çünkü; “Geleceğimiz hayallerimiz kadardır!”.

Çünkü; geleceğe dönük umutlarımız, gücümüzün kaynağıdır. !

Bizim hayallerimiz gerçeklerimizdir, yaşadıklarımızdır, yaşayacaklarımızdır.

Küremiz için, Bölgemiz için, Ülkemiz için hayallerimiz varsa kurumsal varlığımızın da anlamı var demektir.

Hizmet-İş Sendikası olarak; tarih ve medeniyet bilincini kuşanmış, bu bilinci sendikal akla ve kimliğe dökmüş olarak hayallerimizin takipçisi olacağız.

30 yıllık bir tarih, henüz yazılmaya yeni başlanmış bir tarihtir. Yâni bir kurumsal yapı için çok da uzun olmayan bir süredir. Ancak biz biliyoruz ki; ne kadar yaşadığınız değil, nasıl yaşadığımız önemlidir.

Kırılmadan, bükülmeden, eğilmeden, duruşumuzu bozmadan, istikametimizi değiştirmeden, yönümüzü kaybetmeden bugünlere geldik. Yarınlara da bu idrak ve erdemli inşa ile yürüyeceğiz.

Sendikamız HİZMET-İŞ bu 30 yılda tarihî derinliğinden kaynaklanan bilinçle sosyal sorumluluklarını ertelememiş, ihale etmemiş ve vazgeçmemiştir. Çünkü biz sadece yaptıklarımızdan değil, yapmaya muktedirken yapamadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzun idrakindeyiz.

Tarihi, emek, alınteri ve hak mücadelesinden ibaret olan Sendikal yaşamı konjonktürel bir mücadele değil, ontolojik, yâni bir varlık mücadelesi olarak algılıyoruz. Bu mücadelenin geldiği bugünkü aşamada işyerlerimizde çatışmacı rakip anlayışından, uzlaşmacı taraf anlayışına, sosyal diyalogu esas alan sosyal ortak anlayış ve pratiğine sahip olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.

Çağdaş dünyaya paralel olarak ülkemizde de sivil toplumun gerek kavram gerekse kurum ve etkinlik olarak artık önemli bir “gerçeklik” olduğunun altını çizmek gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin, özellikle de sendikaların tabanlarını ne ölçüde ve nasıl temsil ettikleri önemlidir. Asıl mesele: Sendikaların, tabanlarına yabancılaşmadan, onlardan kopmadan, onlarla aynı dili ve ortak “anlam dünyasını” paylaşarak nasıl erdemli bir sendikal süreci yönettikleridir. Koşullar ne olursa olsun tutarlı, ilkeli ve sorumlu davranmaktan asla ödün vermemesi gereken sivil kurumsal yapıların en önemlisi Sendikalardır. Bu bağlamda HİZMET-İŞ; Sendikal yaşamın “sorumlu, ilkeli, kararlı, tutarlı sendikacılık” söylemini eylemleriyle bütünleştirmiş bir mücadele çizgisini sürdürmektedir.

Çünkü biz sendikaları “meslek örgütü” değil “misyon örgütü” olarak görüyoruz.

Her türlü zemin tahribatlarına rağmen “sendikacı olabilen”, yanlış, negatif bireysel olaylara rağmen “sendikacı kalabilen”ler sendikal hareketin “etik sorumluluğu”nu taşıyabilecek olanlardır.

Sendikacılığı “meslek” gören, yaptıkları işe inanmayan, sendikal anlayışın kendisini yeniden test etmesi gerekiyor. Sendikaların gerçek anlamda sivil toplumu yansıtan tavır ve davranışlara sahip olmaları kaçınılmazdır. Genel bir tanımla sivil toplum örgütlerinin “devleti topluma karşı sorumlu bir yönetim mekanizmasına dönüştürmek” gibi önemli bir temel işlevi olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Sendikalar anti-demokratik süreçlerin, dayatmacılığın, kimliksizliğin, tutarsızlığın değil; tanımlarıyla işlevlerinin örtüştüğü örgütler olmalıdır.

Güven kaybı ve temsil krizinin yaşanmadığı, misyonun mesleğe dönüşmediği sendikalar, ülkemizi geleceğe taşımada önemli roller üstleneceklerdir. Çünkü sendikaların varoluş zeminini tahrip etmedikleri sürece ilkelilik, tutarlılık ve sorumluluk kapasitelerinin halâ yeni damarlar üretebileceklerini düşünüyorum.

“Geleceğimiz hayallerimiz kadardır!” konseptimiz, felsefemiz, geride bıraktığımız 30 yılı geleceğe taşıyacak, yol haritamızın ve sendikal ufkumuzun ifadesidir.

Biz, başarılarını arkasına, umutlarını önüne alarak, hayallerinin geleceğini aydınlattığı HİZMET-İŞ Sendikası olarak; kendi doğal faaliyet alanımızdan sapmadan, “İnsanca yaşanabilir bir dünya için hep birlikte!” diyoruz. Sorumluluklarımızı ertelemeden, ihale etmeden, yerine getirmenin mutlak gereklilik olduğunu ifade ediyor ve bu yönde gayretlerimizi sürdürüyoruz.

 

Mahmut ARSLAN

Genel Başkan

e-posta : gb@hizmet-is.org.tr

 

“Sendikal Akılla Misyonu Devam Ettirmek” başlığını taşıyan bu makale, Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut ARSLAN imzasıyla, Hizmet-İş Sendikası’nın Üç Ayda Bir Yayınlanan periyodik yayın organı olan “hizmet-iş” dergisinin “2009 / I, Yıl:20, Sayı 130” sayfa 2-3’te yer almıştır.