Dünyanın bir “köy kadar küçüldüğü”nü “küresel köyde savaş ve barış” isimli eserinde ilk defa ifade eden iletişimbilimci McLuhan’ın bu tesbitinden 40 yıl sonra, bugünün dünyasına baktığımızda, önümüzde akan olayların hızına, neredeyse gözümüzün görme yetisinin bile yetişemeyeceğine tanık oluyoruz.
Küreselleşmenin sınır tanımayan etkilerini her geçen gün daha yoğun olarak hissettiğimiz günümüzde, “küreselleşme” kavramının ilk çağrıştırdıkları; iletişim, bilgi teknolojileri, uluslararası sermaye, çokuluslu şirketler, finansal dolaşım’dır. Aslında bu anlamda küresel dünyanın “tek ayaklı” olduğu ve ulaştığı hızın etkisiyle olağanüstü hızının giderek bir baş dönmesiyle sonuçlanma ihtimalinin büyük olduğunu söylemek kehanet olmasa gerek.
Sermayenin küresel örgütlenmesi ve gücü karşısında “emeğin küresel örgütlülüğü” nün henüz yeterli ve gerekli düzeyde gerçekleştirilememiş olması, ulusal ve uluslararası emek hareketinin mesafe almasını engelleyici bir durumdur. Ancak; gerek HAK-İŞ’in ITUC (Uluslar arası Sendikalar Konfederasyonu) ve ETUC (Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu) üyeliği, gerekse de sendikamızın PSI (Uluslar arası Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu) ve EPSU (Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu) üyelikleri, ülkemizin uluslararası sendikal harekette yerli, özgün, üretken konumunu sürdürmesi için önemli birlikteliklerdir.
Sendikamız HİZMET-İŞ; sosyal sorumluluklarını sadece ulusal sınırlar içinde değil, uluslararası emek örgütleriyle olan birliktelikleriyle ulusüstü düzeye taşımaktadır. 9. ve 10. genel kurullarımızda alınan “küresel emek dayanışmasının güçlendirilmesi” kararları çerçevesinde faaliyetlerini aksatmadan sürdürmektedir.
Üyesi bulunduğumuz EPSU ve PSI’nın bütün etkinliklerinde HİZMET-İŞ aktif olarak katıldığı gibi ciddi katkılarda da bulunmaktadır. Yerli, özgün sendikal perspektifimizi uluslar arası platformlara taşıyarak, (sadece kendimizin söyleyip yankısını duyacağımız söylem ve muhtevalarla değil) dünya emek hareketleriyle dayanışma içerisinde, hem ulusal hem uluslararası sorunlara birlikte çözüm aramak gibi ilkesel birliktelikleri önemsiyor ve önceliyoruz.
Örneğin EPSU’nun Haziran ayında Brüksel’de gerçekleştirilen 8. Kongresindeki aktif katılımımız ve tüm dünyanın ortak sorunu haline gelen “özelleştirme ve taşeronlaştırma” konularında, kongre kararlarının müzakeresi sırasındaki önerilerimiz ilgi çekmiştir. Gerek ulusal gerekse de uluslar arası sendikal hareketin önündeki en büyük engellerden birisi olan Özelleştirme ve Taşeronlaştırmanın “kendi dilimizle” önemini ortaya koyduk ve buna karşı “küresel bir sendikal işbirliğinin geleştirilmesi” gerektiğinin altını çizdik. Uluslar arası su tekellerinin “suyun özelleştirilmesi” çabalarına karşı sendikal hareketin mutlaka bir şeyler yapması gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulunduk. En azından sorunu uluslararası düzeye taşıma konusunda (İstanbul’da 2009 Mart’ında yapılan 5. Dünya Su Forumu’ndaki aktif katılımımızdan sonra) bir “ilk” adımın öncüsü olduk.
Bu önemli örnek, “mikro” bir sorun olarak gözüken ancak yayıldıkça bir virüs etkisi oluşturacak ve “küresel sendikal güc”ü tehdit edecek bir sorunun altını çizmek bakımından önemlidir diye düşünüyorum.
Biz, ülkemizin, sendikal hareketin ve işkolumuzun temel sorunlarını ve çözüm önerilerimizi uluslar arası platformlarda dile getirme ve çözme derdini taşırken, maalesef ülkemizden uluslar arası emek örgütlerine üye bazı sendikaların tutum ve tavırları hiç de hoş değildir. Gene örnekleyecek olursam; EPSU’nun 8. Kongre öncesi ve kongre sırasında, Türkiye’nin EPSU’da temsil edilmesine yönelik çalışmalarda Sendikamız HİZMET-İŞ alternatif ve makul çözümler önermesine ve yoğun çabalarına rağmen kimi sendikaların uzlaşmaz ve dayatmacı tutumları sonucu Türkiye’nin EPSU Yönetim Kurulundaki temsili bir sonraki kongreye kadar maalesef boş kalmıştır. Yani Türkiye 4 yıl süre ile EPSU Yönetim Kurulu’nda temsil edilemeyecektir. Bunun sorumluluk ve vebalinin ne anlama geldiğini ancak HİZMET-İŞ anlamaktadır.
HİZMET-İŞ olarak; temsil ettiğimiz kitlenin değer ve misyonu adına kendimizi önemsiyoruz, önemsetiyoruz ve sendikal perspektifimizi sadece EPSU ve PSI gibi büyük organizasyonların formel çerçeveleriyle sınırlı tutmuyoruz. Kendimizi uluslar arası emek dayanışmasının önemli ve aktif bir parçası kabul ediyoruz. Ve öyle de görülüyoruz.
Bugün itibariyle 10 ülkede 12 işbirliği anlaşmasına imza atmış bir Sendika olarak (Azerbaycan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Makedonya, Mısır, Moldova, Özbekistan, Rusya, Sudan…) medeniyet dünyamızın tarihi coğrafyasındaki tüm ülkelerin aynı işkolunda faaliyet gösteren sendikalarıyla da işbirliklerimizi sürdürüyor, deneyim ve birikimlerimizi onlarla paylaşıyoruz. Paylaşmaya da devam edeceğiz. Bu paylaşımlarımız aynı zamanda EPSU ve PSI gibi “üst örgütler”e de katkı mahiyetindedir. Çünkü HİZMET-İŞ aracılığıyla, onların ulaşamadıkları coğrafyalardaki emek hareketlerinin sorunları ve mahiyeti hakkında bilgi sahibi olacaklardır.
İnsan ve emeğin olduğu her yer bizim doğal etkinlik alanımızdır. Bu alanın uluslararası boyutuna verdiğimiz ve vereceğimiz katkılarla, alacağımız katkılar “emeğin küresel birlikteliği” ve mesafe alması için önemlidir diye düşünüyorum.
Günümüz dünyası sermaye için olduğu gibi, işgücü ve sendikal hareket için de “köy kadar” küçülmüş bir dünya ise, bu köyde bir arada varoluşumuzu anlamlı kılabilmek ve “hak ve adalet” ekseninde duruşumuzu sağlamlaştırabilmenin yolu “küresel sendikal işbirliği ve dayanışma”dan geçmektedir. HİZMET-İŞ, bunun sadece bilincinde değil, reel politikalarıyla kulvarındadır.
Bugün “kelebek etkisi” kavramıyla ifade edilen ve “bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesi” anlamına gelen uluslararası etkileşimin “emek” ayağında yerini alan HİZMET-İŞ; bunun ne anlama geldiğinin farkındadır ve katıldığı tüm etkinlik ve organizasyonlarda bu farkını ortaya koyma çabasındadır.
HİZMET-İŞ; kelebek etkisi anlayışıyla, dünyanın bir ucunda kanat çırpan bir kelebeğin, dünyanın öbür ucunda fırtına kopmasına neden olacağını bilerek uluslar arası yürüyüşünü sürdürmektedir.
Emek hareketinin “küresel aktörü” olmak, uluslar arası emek hareketinin organizasyonlarında “küresel aktif” olmak demektir.
Hızla üzerimize doğru gelen dalgalara ve tehditlere karşı duvar örerek değil, “kendi yelkenlerimizi” uluslararası okyanuslarda açarak varlığımızı sürdürebiliriz. Bunun da yolu “emeğin küresel işbirliği ve dayanışması”dır.
Artık bireysel ve yerel çözümlerin küresel ortak çözümlere taşındığı bir dünyada yaşıyoruz. HİZMET-İŞ, “küresel emek dayanışması”nı bu bağlamda değerlendirmektedir. “Yer”ini ve “yerli”liğini koruyarak küresel dünyanın emek hareketine sadece “ek” olmak değil, hareketin önemli bir “taşıyıcısı” olmayı hedeflemektedir. Ve bu hedefe doğru yürümektedir.
HİZMET-İŞ’in uluslararası yürüyüşü “özgün duruşu”yla ve sorumluluklarının bilinciyle devam ediyor.
Mahmut ARSLAN
Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı ve
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı
e-posta: gb@hizmet-is.org.tr
Not : “Küresel Dünyada Emeği Temsil Bilinci” başlığını taşıyan bu makale, Hizmet-İş Sendikası’nın 3 ayda bir yayınlanan periyodik yayın organı olan “HİZMET-İŞ” Dergisi’nin “2009/III, Yıl:20, Sayı:132”, Sayfa 2-3’te yayınlanmıştır.