İŞÇİLERİN EMEĞİNE GÖZ DİKENLER

Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen yerel seçimler sonrasında yönetimi değişen bazı CHP ve HDP’li belediyelerde emekçileri hedef alan mobbing, sürgün ve işçi kıyımları yaşandı ve bu durum, yoğun olmamakla birlikte hala devam etmektedir.

Bu, Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ’e yönelik bir operasyondu. Zira baskı, sürgün ve işten çıkarmaya maruz kalan emekçilerin büyük çoğunluğu sendikamız üyesiydi. Bir kısım sözde sendikalar ve onlarla birlikte hareket eden bazı bazı yönetimleri binlerce üyemizi tehdit ve baskıyla sendikamızdan istifa ettirdiler. İstifa etmeyenleri sürgün ettiler, işten çıkardılar. İşin en acı yanı, bu baskı ve kıyımları yapanlar veya yapılmasına destek olanlar maalesef iş ve işçi kelimelerini ağızlarına pelesenk edenlerdir. Başta parti genel başkanları ve belediye başkanları olmak üzere, seçimden önce meydan meydan dolaşarak işçinin alın terinin kutsal olduğunu, kimsenin işiyle oynanmayacağını vaat edenler, seçimden sonra, verdikleri sözleri unuttular ve 1 Nisan sabahı işçilere yönelik operasyona başladılar. Üstelik bir kısım sözde sendikalarla işbirliği yaptılar. Sendikacıların belediyelere ait iş yerlerine giderek işçilere kendi sendikalarına geçmeleri yönünde yaptığı tehditleri, baskıları görmezden gelerek hem suça ortak oldular hem de makamlarını kötüye kullandılar.

Büyük çoğunluğu HİZMET-İŞ üyesi olan HAK-İŞ’li 350işçi sürgün edildi, 30 bini aşkın işçi sendikasından istifa ettirildi, 6 bin 357 işten çıkarıldı.

Oysa bunlar yüz kızartıcı hiçbir eylemde bulunmayan, haklarında herhangi idari bir kovuşturma olmayan, işini severek icra eden, İstanbulluların daha güzel, daha rahat, daha güvenli bir şehirde yaşamaları için çalışan, evlerine ekmek götürüp, çocuklarını okutup vatana, millete hayırlı evlat yetiştirmek için çalışan emekçilerdi. Kamuoyu önünde, kitlelere boy gösterip işçi hakkı diyen ara atanlar on binlerce işçinin hakkına girdiler.

HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ olarak, belediye yönetimi hangi partiden olursa olsun, emekçilere yönelik baskı, tehdit, sürgün ve işten çıkarmalar karşısında sessiz kalmadık. Üyemiz olsun olmasın, haksızlıklara karşı ivedilikle harekete geçerek, mağdur durumdaki tüm emekçilerin haklarını almak için mücadele başlattık. İlkin Bolu’da oturma eylemi, ardından Bolu’dan Ankara’ya 200 kilometrelik ’Emek ve Adalet Yürüyüşü’nü gerçekleştirdik. İBB’de işten çıkarılan emekçilerin Saraçhane’de uzun bir süredir devam eden eylemlerine desteğimizi sürdürüyoruz. Diğer tarafından Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde 26Temmuz’da başlattığımız Grevimiz kararlılıkla devam etmektedir. Bolu’da 127 gün devam eden oturma eylemi ve ardından 12 gün süren Emek ve Adalet Yürüyüşü’müz sonrası, Bolu Belediyesi’nde işten çıkarılan üyemiz emekçiler işe geri alındılar, mücadeleyi zaferle sonuçlandırdık. Bolu’da kazandığımız zaferi, inşallah diğer belediyelerde yaşayacağız.