İnsan ve kurumların hayata intibak edebilmek ve yol almak için hava ve su gibi hayatî ihtiyaçlarının başında eğitim gelir. İnsan farkında olsun veya olmasın doğuştan ölüme kadar eğitim sürecinin içerisindedir. Hayat insanı bir şekilde zorlu bir eğitimden geçiriyor. Hayatın eğittiği insan da çevre şartları, ilişkiler, değerler ve hedefe bağlı olarak müspet veya menfi olarak eğitim sürecine dahil oluyor.
Kurumlar da, ilgili oldukları alanlarda hayatın dinamizmine ayak uydurmak ve gelişimlerini sürdürmek için mensuplarını eğitim sürecine dahil etmek zorundadırlar. Aksi halde varlık nedenlerini kaybederler.
Bugün, tüm dünyanın kabul ettiği ve öne çıkardığı bir kavram olan “Hayat boyu eğitim” veya “Hayat boyu öğrenme” farkında olunsa da olunmasa da yeni doğmuş bir çocuktan ölüm döşeğinde yaşlıya kadar herkesin muhatap olduğu, içerisinde bulunduğu bir süreçtir. Bu süreci şuurlu bir şekilde sürdürmek insan ve kurumların en hayatî görevlerinden birisidir. Aksi halde hayatın akışında sürüklenen, hayata müdahil olamayan bir mahkûm olarak kalırız.
Eğitim, insanın doğumuyla başlayan ve hayatı süresince devam eden temel özelliklerinden birisidir. İnsanın “insan olma” süreci “eğitim ve öğrenme” ile gerçekleşir, toplumsal nitelik kazanır. Eğitim ve öğrenmenin yeri, mekanı ve zamanı yoktur. Eğitim için “her zaman müsait zamandır”.
Bilindiği üzere sendikaların temel işlevlerinden olan “örgütlenme” ve “eğitim”in kurumsal bir nitelik kazanması, sendikaların varoluş nedenini kaybetmesi ve varlığını sürdürebilmesi için gereklidir.
HİZMET-İŞ Sendikası olarak, “eğitimli kadrolarla örgütlenme” anlayışımızı Sendikal eğitim felsefemizin “olmazsa olmazı”bilerek sürdürdüğümüz eğitimlerimizi 2015-2019 faaliyet dönemi içerisinde de bir “okul niteliği”yle devam ettireceğiz/ettiriyoruz.
Bu anlayışla, sendikamız HİZMET-İŞ, İşkolunun en büyük, ülkemizin de ikinci büyük sendikası olmanın verdiği sorumlulukla sürdürdüğü eğitimlerini yeni bir programla tüm Türkiye sathında yaygınlaştırmaya başlamıştır.
HİZMET-İŞ olarak Eğitim programlarımızın iki amacı bulunuyor: Birincisi; Şube, İl Başkanlığı ve Yöneticilerimiz, Temsilcilerimiz ve Komite Yöneticilerimize yönelik boyutu, Diğeri ise; başta Taşeron şirketlerde çalışan üyelerimiz olmak üzere tüm üyelerimize yönelik boyutudur.
Sendikal hareketin temel hususiyetlerinden olan “üyelerinin sorun ve taleplerine duyarlı olma”nın en etkin yolu, onlarla birebir temas kurmak, onları varlık nedeni bilmek ve onlarla olan doğrudan iletilişimi sürekli kılmaktır.
Ocak 2016 ayından başlayarak öncelikli olarak taşeron şirketlerde çalışan üyelerimize yönelik olarak yoğun olarak sürdürdüğümüz İşyeri Eğitimlerimizi kesintiye uğratmadan sürdürüyoruz. Bu eğitimler vesilesiyle üyelerimizle kendi işyerlerinde buluşuyor, onlarla Sendikamız doğrudan temas ettiriyor, sorunlarını birebir dinliyoruz. Örgütlenme süreçlerinden Toplu İş Sözleşmesi süreçlerine, sendikamızın sosyal sorumluluk projelerinden kitlesel etkinliklerine kadar üyelerimizin bilgili ve donanımlı olmaları için azami çabayı gösteriyoruz.
Biz inanıyoruz ki; tüm üyelerimiz sendikamızın bünyesini oluşturan sağlıklı hayat hücreleridir. Bu hücrelerin hayatiyetinin devam etmesi, onlarla olan irtibatımızın sürmesine ve onların taleplerine duyarlı olmamıza bağlıdır. Bu amaçla, onlarla doğrudan buluşma ve dayanışma platformu olan Eğitim Programlarımız son derece verimli ortamlar oluşturmaktadır.
HİZMET-İŞ olarak, eğitime yapacağımız tüm yatırımların misli görülmemiş bir geri dönüşü olacağına inanıyoruz. Gelecek nesillere de sirayet edecek bir etkisi olacağını düşünüyoruz.
Neredeyse bir özdeyiş haline gelen “Sendikacılığın okulu yoktur” sözünü “Sendikacılığın okulu alanlar ve salonlardır” diyerek gerçeğe dönüştürüyoruz.
Tüm üyelerimizin “eğitimli örgütlenme” anlayışıyla sendikal harekete katmak başlıca hedeflerimizdendir.
Kaynak: Mehmet KESKİN, “Eğitimle yol Almak”, HİZMET-İŞ Sendikası (Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası Üç Aylık Yayın Organı – Yaygın Süreli Yayını, ISSN:1306-3650, Yıl:26, Dönem:2016-I, Sayı:148.