Ana Sayfa » Hakkımızda » Genel Kurullar » 10. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ MUHTEŞEMDİ

10. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ MUHTEŞEMDİ

Sendikamızın 10. Olağan Genel Kurulu 25-26 Ağustos 2007 tarihlerinde Ankara’da yapıldı.

Sendikamız HİZMET-İŞ’in 10. Olağan Genel Kurulu, 25-26 Ağustos 2007 tarihlerinde Ankara’da Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda yapıldı.

Demokratik bir ortamda gerçekleştirilen 10. Genel Kurul’da yapılan seçimler sonrasında Sendikamız Hizmet-İŞ Genel Başkanı ve Hak-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mahmut ARSLAN Genel Başkanlığa yeniden seçilirken, Genel Yönetim Kurulu üyeliklerine ise Metin ESER, Zekeriya KOCA, Ali Osman KART ve Devlet SERT seçildiler. Recep ÖZCAN, Mehmet SERT ve Emel ÜNAL, Genel Denetleme Kurulu üyeliklerine seçilirken; Genel Disiplin Kurulumuz İsmail DİKÇE, Ali Rıza YILMAZ ve Kenan BENLİ’den teşekkül etti.

ONUR KONUĞUMUZ BAŞBAKAN ERDOĞAN’DI

Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Murat BAŞESGİOĞLU, Kurucu ve Onursal Başkanımız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin TANRIVERDİ, Tokat Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şükrü AYALAN, Manisa Milletvekili, Ak Parti Grup Başkan Vekili Nihat ERGÜN, AK Parti Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İLBEÇ, AK Parti Çorum Milletvekili Agah KAFKAS, AK Parti Trabzon Milletvekili Cevdet ERDÖL, DSP Genel Başkan Yardımcısı Osman KILIÇ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müştesar Yardımcısı Ahmet ERDEM, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Kasım AFŞİN, Bingöl Belediye Başkanı Hacı KETENALP, Yozgat Belediye Başkanı Yusuf BAŞER, Keçiören Belediye Başkanı Turgut ALTINOK, Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet DUYAR, Mamak Belediye Başkanı Gazi ŞAHİN, Altındağ Belediye Başkanı Veysel TİRYAKİ, Kayseri Büyükşehir Eski Belediye Başkanı Şükrü KARATEPE, Memur-Sen Konfederasyonu Başkanı Ahmet AKSU, Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Yusuf ENGİN, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp KARADERİLİ, Çelik İş Genel Sekreteri Şenel OĞUZ, Bem Birsen Genel Başkanı Mürsel TURBAY, Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet GÜNDOĞDU, Memur Sen Eski Genel Başkanı Fatih UĞURLU, Ulaştırma Memur Sen Genel Başkanı Halil İbrahim KÜTÜK, ESDER Genel Başkanı Mahmut ÇELİKUS, Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet YILDIZ, MÜSİAD Ankara Şube Başkanı Prof. Dr. Kemal GÜLEÇ, TÜHİS Genel Sekreteri Adnan ÇİÇEK, Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Başkanı Yusuf ÇELEBİ, çok sayıda üst düzey bürokratlar, Sinema ve Tiyatro Sanatçısı Ahmet YENİLMEZ, delegelerimiz, basın mensupları ve çok sayıda davetli katıldı.

10. Olağan Genel Kurulumuz, gündem gereği, divan teşekkülü ile başladı. Divan Başkanlığını Konfederasyonumuz HAK-İŞ Genel Başkanı Salim USLU’nun, divan başkan yardımcılıklarını Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar ARSLAN ve Öz Tarım-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa TORUMTAY’ın ve divan katipliklerini Genel Mali Sekreterimiz Metin ESER ile Genel Merkez Kadın Komitemiz Başkanı Emel ÜNAL’ın yürüttüğü Olağan Genel Kurulumuz, katılımcıları Sendikamız hakkında bilgilendiren sinevizyon gösterisi ile devam etti.

10. Olağan Genel Kurulumuz, gündem gereği, divan teşekkülü ile başladı. Divan Başkanlığına Konfederasyonumuz HAK-İŞ Genel Başkanı Salim USLU’nun, divan başkan yardımcılıklarına Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar ARSLAN ve Öz Tarım-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa TORUMTAY, divan katipliklerine ise Genel Mali Sekreterimiz Metin ESER ile Genel Merkez Kadın Komitemiz Başkanı Emel ÜNAL’ın seçilmesiyle başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından katılımcıları Sendikamız hakkında bilgilendiren sinevizyon gösterisi yapıldı. 10. Olağan Genel Kurulumuzun açılış konuşmasını Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN yaptı.

Konuşmasına, 10. Olağan Genel Kurulumuzu, Sendikamızın bütün mensuplarının kendilerini çek edeceği, önümüzdeki dönemin yol haritasının çizileceği ve büyük Hizmet-İş ailesinin misyonunun tahkim edileceği önemli bir gün olarak nitelendirerek başlayan Genel Başkanımız Mahmut ARSLAN, Sendikamız Hizmet-İş’in, hummalı bir gayretle, 29 yıldır sürdürdüğü uzun yürüyüşünü, ‘değişmez’ ilkeler ve ‘değişebilir’ eylemler çizgisinde, bugüne kadar devam ettirerek bugünlere geldiğini ve bu 29 yılda yanlış notaya basmadığını, bir orkestra ahengiyle bestesini oluşturduğunu söyledi. Toplum mühendislerinin ya da toplumsal terzilerin halâ ölçü alıyor olmalarını utanç verici bir durum olarak değerlendiren ARSLAN, “Ülke gündeminin olağanüstü biçimde sabote edildiği, temel sorunlarla, “birilerinin sorun olmasını istedikleri”nin yer değiştirdiği başka bir ülke var mıdır?” diye sordu.

Genel Başkanımız ARSLAN, ülkemizde halâ sanal endişelerin, sanal hedeflerin ve gerçekte toplumumuzun örf ve geleneklerini canlı tutma isteklerinin manipüle edilerek servis yapıldığını ve toplumsal değer ve geleneklerimizi hiçe saymanın, sonuçta bütün bir halkı hiçe saymak olduğunun altını çizdi. ARSLAN, “Türk demokrasisi sürekli darbe, tehdit, inkıta bariyerlerine takılmamalıdır. Demokrasimizin yönetebilme kabiliyeti kilitlenmemelidir. Artık Cumhuriyet, Atatürk, Laiklik üzerinden siyaset yapmanın değil, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gerçekleriyle yani gelir dağılımı, yoksulluk, üretim, istihdam, ihracat endeksli siyaset yapmanın, dünya ile fert başına düşen milli gelirin yüksekliğiyle yarışmanın yurtseverlik olduğu anlaşılmalıdır” dedi. Örgütlü olmayan toplumun, haklarına kavuşamayan defolu bir toplum olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız ARSLAN, ülkemizde örgütlenme katsayısının düşüklüğüne dikkat çekti. Ülke gündeminin merkezine oturan ve örgütlenme mücadelemizin de önemli handikaplarından birisi olan, artık hukukun, özgürlüklerin ve çağın gerisinde kalan 12 Eylül ürünü Anayasa’nın bir an önce değiştirilmesini talep eden ARSLAN, yeni parlamentomuzun önceliğinin, darbelerin izlerinden arındırılmış sivil bir Anayasa olması gerektiğini söyledi. Konuşmasında ülkemizin genel sosyo-ekonomik sorunlarıyla birlikte çalışma hayatının da kronik sorunlarına de değinen ARSLAN, “Bir süreden bu yana değiştirilmesi için çalışmaları devam eden 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, AB uyum yasaları çerçevesinde sendikal bürokrasinin azaltılması, sendika üyeliğinin basitleştirilip güvencelere bağlanması, örgütlülüğün güçlendirilmesi, toplu iş sözleşmeleri ve grev mevzuatının kullanılabilir bir hak olarak yeniden düzenlenmesi gibi temel konular dikkate alınarak, sosyal tarafların talepleri doğrultusunda, çalışma barışını da tahkim edecek bir şekilde düzenlenerek önümüzdeki yasama döneminde bir an evvel yasalaşmalıdır” diye konuştu.

Zorunlu tasarruf kesintilerinin hak sahiplerine ödenmesi ve Konut Edindirme Yardımı hesaplarında biriken paralarının hak sahiplerine ödenmesi için yapılan çalışmadan memnuniyet duyduklarını ifade eden ARSLAN, iş kolunun en önemli sorunlardan olan geçici işçiliğin de Başbakan Erdoğan’ın kararlığı ve duruşu ile çözüldüğünü kaydetti. 59. Hükümet döneminde yapılan 5620 sayılı yasal düzenleme ile 148 bin belediye işçisinin daimi kadroya kavuştuğu bilgisini veren Genel Başkanımız ARSLAN, yerel kamu hizmetlerindeki özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamalarını eleştirerek, bu uygulamaların bir sosyal tarafın aleyhine işlemesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti.

ARSLAN, temel belediye hizmetlerinin mutlaka belediye çalışanlarıyla yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti. Yerel Yönetimlerin önemli sorunlarından birisi olan işçi alacakları ve Sendika aidat alacaklarının da sorun olmaya devam ettiğini belirten ARSLAN, “Belediyelerde çalışanların ücretinin öncelikli ödeneceğine dair yasal düzenlemelere rağmen bu sorun varlığını sürdürmektedir. Buna rağmen belediye işçileri mağdur edilmektedir. Çalışanlardan kesilmesine rağmen sendikalara ödenmeyen aidatlar; örgütlenmenin yaygınlaşması, sendikaların tabanlarıyla daha sağlıklı ilişki kurabilmeleri, ülke sorunlarına karşı çözümler üretebilmeleri, eğitim-kültür faaliyetleri gibi temel hizmetleri yerine getirebilmelerinin önünde engel teşkil etmektedir” dedi.

TALEBİMİZ; DEMOKRATİK SENDİKAL MEVZUATTIR

Konfederasyonumuz Hak-İş Genel Başkanı Salim USLU, yaptığı konuşmada, Türkiye’de geçmişte başbakanların, bakanların gelmeye cesaret edemediği sendika genel kurulları yaşandığını belirterek, ”Şimdi Sayın Başbakanımız, Sayın Bakanımız bizlerle. Onları seviyor ve onlara güveniyoruz” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye işçisi, belediye başkanı şimdi de millet iradesini sahiplenen, kendisini milletin refahına, emeğine adamış bir insan olduğunu ifade eden USLU, sözlerini söyle sürdürdü: ”Biliyoruz ki, daha sorunlar çok. Sivil anayasa talebimiz var. Demokratik sendikal mevzuat talebimiz var. Örgütlenmenin önündeki barikatların kaldırılması, istihdam, yoksulluk sorunlarımız var. Yılların birikimi sorun stoklarımız var. Sayın Başbakanımızın sorunları çözme iradesi ve kararlığı var. Sorunlar, krizler, gerilimler, vehimler, sembol savaşları, kavram kargaşası ve darbeler, muhtıralar bizi çok ama çok yorgun düşürdü. Biliyoruz ki Sayın Başbakanımız sorunları çözümsüz, çözümleri imkansız görmemektedir. Bu sağlam iradeye, bu coşkulu dirence, bu sivil duruşa inanıyor ve güveniyoruz.” Sorunları çözme yerine, ezme geleneğinin sorun stoklarını artırdığını belirten USLU, ”Bu gelenek son yıllarda terk edilmiştir. Sayın Başbakanımız sosyal açılımları dolu dolu, dobra dobra yapan, istikrar ve refahı önceleyen bir tutum ve davranış içindedir. Bu nedenle umutlu ve heyecanlıyız” dedi. USLU, ”sivil anayasa” çalışmalarına da değinerek, toplumu cendereye sokan ”ihtilal anayasası” yerine gelişmeye, yenileşmeye açık bir yol haritası, yeni bir Anayasa hazırlanacak olmasının kendilerini heyecanlandırdığını kaydetti.

EMEK HAREKETİ, TÜRKİYE’NİN KALKINMA HAREKETİDİR

Teşrifleriyle Genel Kurulumuzu onurlandıran Başbakanımız Sayın Recep Tayip ERDOĞAN, Genel Kurulumuzda yaptığı konuşmasında, Türk Milleti’nin emeği ve alın terini en kutsal değer olarak kabul ettiği ve yücelttiği bir kültürden geldiğini dile getirdi. Modern dünyada henüz sendika kavramı yokken, Anadolu topraklarında yüzyıllar öncesinde emek ve emekçinin toplumda saygın bir yer edindiğini belirten Erdoğan, Ahilik teşkilatının yüzyıllarca Anadolu topraklarında çalışanı yücelttiğini kaydetti. Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ”Çalışma hayatımız, uzun yıllar, tıpkı siyasi hayatımız gibi ayrışma temalarına sahne olmuş. Demokratik hak ve özgürlükler büyük ölçüde toplumdan esirgenmiştir. Geçmişte sendika, emek, örgüt, eylem, grev gibi hukuku kavramlar toplumun geniş bir kesimi tarafından adeta bir ‘öcü’ gibi görülmüş, yaşanan acı tecrübelerin de etkisiyle, emek hareketi hak ettiği noktaya bir türlü ulaşamamıştır. Bunda geçmiş iktidarlarında büyük payı olduğunu biliyorsunuz. Emek hareketine, işçi hakkına sahip çıkıyormuş gibi yapan, ancak birkaç yasal düzenlemeyle işi geçiştiren, sonrasında da bunun rantını on yıllarca kullanan iktidarları sizler de, bizler de gayet iyi biliyoruz. Öte yandan, sadece büyük patronları ya da küresel aktörleri muhatap alan, işçi haklarına tenezzül etmeyen iktidarların bu ülkeye kaybettirdiği yılları da gayet iyi biliyoruz.

Şunu söylemek zorundayım; emek hareketi, bize göre Türkiye’nin kalkınma hareketidir. Bugün üretimde, kalkınmada aldığımız mesafeyle övünüyorsak, yarınki Türkiye’ye umut ve güvenle bakıyorsak, bu başarıdaki en büyük pay sizlere, işçilerimize aittir. Türkiye’nin imkan ve kaynaklarını beraberce zenginleştirecek, beraberce paylaştıracağız. Sendikal hareketin önündeki tüm engelleri toplumun önündeki diğer tüm engeller gibi aşmak, emek hareketini hak ettiği konuma ulaştırmak bizim boynumuzun borcudur. Ancak sendikalar da bu noktada bize yardımcı olacaklardır.”

TOPYEKÜN MUTLULUK

Sendikaların, taleplerinde Türkiye’nin imkanları ve gücünü göz önünde tutması gerektiği üzerinde duran Erdoğan, ”Ben, bu ülkenin Başbakanı olarak, 70 milyonun hesabını omzunda hisseden bir insan olarak sizlerin mutlaka daha çok almanızı, daha çok kazanmanızı istiyorum ama ikimiz de gerçekçi olmak zorundayız. Bu kardeşiniz, tüm işçi kardeşlerimin, yani tüm vatandaşlarımın aynı zamanda emanetçisi durumunda” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, yarınların hesabının da iyi yapılması gerektiğini belirterek, ”Bu ülke bizim, bu gemi bizim. Batarsak beraber batacağız ama selamete çıkarsak hep beraber çıkacağız. Toplumda huzur ve mutluluk yoksa çalışma hayatında da huzur ve mutluluk olmaz. Ötekinin mutluluğundan eksilterek mutlu olmayı değil, birlikte topyekun mutluluğu hedeflemeyiz. Ben buna inanıyorum” dedi. Sorunları uzlaşma ve diyalogla çözmelerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, diyalogun, müzakerenin ve uzlaşmanın önündeki engellerin kalktığını söyledi. Artık önünü görebilen bir Türkiye olduğun anlatan Erdoğan, ”Bütün bunlara rağmen, imkanlara rağmen sorun çözülemiyorsa elbette eylem en demokratik haktır. Fakat daha konuşmaya başlamadan, müzakereyi açmadan, şartları masaya yatırmadan masayı terk etmek veya Türkiye’nin imkânlarını, şartlarını göz ardı edip olmayacakları istemek, kusura bakmayın, tribünlere oynamak olur” diye konuştu.

BEN DE BELEDİYE İŞÇİSİYİM

Kendilerinden önceki hükümetler döneminde bankaların battığını ve bunun Türkiye’ye milyarlarca dolar yük getirdiğini de anlatan Başbakan Erdoğan, bu konunun üzerine gittiklerini söyleyerek, ”Çiftliklerindeki tavuklara varıncaya kadar el koyduk” dedi. Erdoğan, ”Konut Edindirme Yardımı kesintilerinin ödemesine yakında başlayacaklarını” da bildirdi. Konuşmasında, kendisinin de 1970’li yıllarda İstanbul Belediyesi’nde çalıştığını hatırlatarak, ”Bu kardeşiniz bir belediye işçisidir. Oradan geldim, orada yetiştim” dedi.

Konuşması sık sık işçiler tarafından atılan “Türkiye seninle gurur duyuyor” şeklideki sloganlar ve alkışlarla kesilen Başbakan ERDOĞAN, yoğun tezahürat altında tamamladığı konuşmasının ardından kendisine Genel Başbakanımız Mahmut ARSLAN tarafından bir plaket takdim edildi. ERDOĞAN, makam aracına kadar işçilerin sevgi gösterisi eşliğinde yürüdü.

HİZMET-İŞ, AİLE BÜTÜNLÜĞÜ İÇERİSİNDE İLERLEMEKTEDİR

Kurucu ve Onursal Başkanımız AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin TANRIVERDİ de Sendikamız Hizmet-İş’in sadece kendi üyelerini değil, bütün dünya emekçilerinin haklarının savunulmana katkılar yaptığı kaydederek, Sendikamız Hizmet-İş’in her geçen gün daha da büyüdüğü ve itibarının arttığını söyledi. Sendikamız Hizmet-İş’in mazisinde şan ve şerefin olduğunu belirten TANRIVERDİ, “Hizmet-İş’in başarısının temelinde işte bu şan, şeref ve önce insan önce emek şiarı yatıyor. Hizmet-İş, faaliyetlerini insan üzerine inşa ettiği için başarılıdır. Toplumun değerlerini önemsediği için başarılıdır. Görüyorum ki Hizmet-İş, bir aile bütünlüğü ve heyecanı içerisinde yoluna devam etmektedir.

Kısa bir süre önce yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine getirildiğini hatırlatan TANRIVERDİ, “Dün çalışma hayatında nasıl kardeşçe birbirimizi sevdiysek, saydıysak, bir şeyler elde etmek için çalıştıysak şimdi de tüm Türkiye için bunu gerçekleştirmeye çalışacağız. Bundan sonra yükümüzün daha da ağır olduğunu bilerek koşuştururken, sizlerin de desteğinizi istiyorum” diye konuştu. Makam ve mevki için değil, sorumluluğunun gereğini yerine getirmek için alıştığını anlatan TANRIVERDİ, 2002’den beri milletvekili olarak görev yaptığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Çok şükür, sizin yüzünüze bakamayacak şekilde bir kirliliğimiz, hırsızlığımız, hortumculuğumuz söz konusu olmadı, bundan sonra da olmayacak. Biz makamı, mevkiyi, para pulu değil, daha ziyade öbür tarafı düşünüyoruz. Çalışma hayatıyla ilgili olarak dün Kızılay meydanında bağırdığımız hakları, masada kanunlar yapılırken kendi ellerimizle metinlere yazdık ve gerçekleştirilmesine katkı verdik. Amacımız sadece hizmettir. Çalışma hayatının sorunlarının çözülmesi, çağdaş normlara ulaşması için ne yapabilirim çabası içerisindeyiz. Kimsesizlerin kesmesi olma gayretindeyiz.” Konuşmasında güç ve itibarın birlik ölçüsünde olduğuna dikkat çeken TANRIVERDİ, delegelere, ”Birliğinizi, bütünlüğünüzü korumanızı istiyorum. Ancak bu durumda hedefe kilitlenir ve başarıya ulaşırsınız” diye seslendi.

SOSYAL DEVLET İLKESİ HAYATA GEÇİRİLMELİDİR

DSP Genel Başkan Yardımcısı Osman KILIÇ ise bugün Anayasada yer alan sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilemediğini belirterek, ”Bu alanda sorumlu ve görevli olan devlet, gereğini yapmak yerine adeta hakem gibi, yol gösterici gibi davranmaktadır. Oysa sosyal devlet, yurttaşının tüm sosyal gereksinimlerinden sorumlu olan ve bunun gereğini yetkin ve etkin olarak yerine getiren devlettir” dedi. Başbakan Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşmada, kendilerinin emeğe yaklaşımının diğer partilerden farklı olduğundan söz ettiğine dikkati çeken Kılıç, ”Sayın Başbakan da işçi kökenli. Ben inanıyorum ki kendisi de Türk işçisine en geniş hakların Sayın Bülent Ecevit döneminde verildiğini hatırlayacaktır sanırım” dedi.

HİZMET-İŞ, BÜYÜK İŞLER BAŞARMA, ÖNEMLİ PROJELERE İMZA ATMAKTADIR

Konfederasyonumuz Hak-İş’in Türk Sendikal hayatı ve emek mücadelesinde onurlu ve kararlı bir duruşun adı olduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan AK Parti Çorum Milletvekili Agâh KAFKAS, Sendikamız Hizmet-İş’i, Hak-İş’in önemli bir merkezi olarak tanımladı.

10. Olağan Genel Kurulumuzda emek adına çok güzel durumla tanık olduğunu belirten KAFKAS, “Bizi bu genel kurula getiren onurlu ve kararlı birlikteliktir. Hizmet-İş Sendikası kurumsallaşmasını tamamlamıştır. Çok büyük işler başarmakta ve yerel yönetimlerde çok önemli projeler ortaya koymaktadır. Kongrenin bu kazanımların taçlandırılmasını, bu kazanımlara daha da büyük kalite getirmesini diliyorum” dedi. Yeni kurulan Hükümet’in ve dolayısıyla yeni dönemin Türk Sendikal hareketinin çağdaş normlara ulaşması adına önemli bir adım olacağını işaret eden KAFKAS şöyle konuştu: “İnşallah bir dahaki ILO Genel Kuruluna, Türkiye’deki bütün sosyal tarafların uzlaştığı, örgütlenmenin önündeki engellerin kalktığı, işyeri barajlarının kalktığı veya makul seviyeye çekildiği çağdaş bir sistemi hakim kılmış şekilde katılacağız. Bu kongrenin, işte bu sürece olumlu katkısı olacağı inancıyla başarılı geçmesini diliyorum.”

SENDİKACILIK YIKICI DEĞİL, YAPICI OLMALIDIR

Hak-İş ile ortak bir dünya, ortak bir düşünüş ve ortak bir hizmet çizgilerinin olduğuna dikkat çeken Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet AKSU, “Memur-Sen olarak, amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Grevli toplu iş sözleşmeli sendikal hakkın tanımasını istiyoruz. İdeolojik anlayıştan uzak, kavgacı değil yapıcı, emeğin yanında, çalışanın yanında bir sendikacılık yapıyoruz. Çalışanın ve kamunun yararını gözeten bir politika izliyoruz. Çünkü biz bu anlayışla yola koyulduk” diye konuştu.

HİZMET-İŞ, BARIŞ VE HUZUR TESİS EDER

Bingöl Belediye Başkanı Hacı KETENALP de yaptığı konuşmada Sendikamız Hizmet-İş’i uzun yıllardır tanıdığını ve Sendikamızın emeği yücelten bir sendikal politika izlediğini söyledi. Bingöl Belediyesi işçilerinin Sendikamız Hizmet-İş’te örgütlü olmasının Bingöl Belediyesi’nde barış ve huzuru tesis eden önemli bir etken olduğunu kaydeden KETENALP, “Bizler yerel yönetimler olarak yerel halkamızın huzuru için çalışıyoruz. Hizmet-İş de insanı önceleyen, insanın huzuru için çalışan bir sendika. Bir Belediye başkanı olarak, emeği önceleyen bir Sendika ile çalışmak benim için bir onurdur ” dedi.

HİZMET-İŞ, SANATI ÖNCELEYEN BİR EMEK HAREKETİDİR

Türkiye’de pek çok konuda yatırımlar yapıldığını ancak söz konusu sanat olunca kaynak yetersizliği sorunu yaşandığı ve bu durumun üzücü olduğunu belirten Tiyatro ve Sinema Sanatçısı Ahmet YENİLMEZ, Sendikamız Hizmet-İş’i sanatı önceleyen, sanatı değer veren farklı çizgi ve anlayış içerisinde bulunduğuna dikkat çekti. 20 yıllık meslek hayatından ilk kez bir Sivil Toplum Örgütünün, yani Sendikamız Hizmet-İş’in sanatsal faaliyetler için kendisini aradığını belirten YENİLMEZ, şöyle konuştu: “Hizmet-İş yöneticileri, benim talebim olmadan beni aradı. Dedi ki, ‘Seni televizyonlar ve sahnelerden izliyoruz. Biz kültürün ve sanatın öneminin biliyoruz. Ama bugüne bir sanatsal faaliyeti yapabilecek kadromuz olmadığına inanıyorduk. Bizimle Anadolu’yu adım adım dolaşmaya var mısın?’ Dedim ki, ‘Ne güzel bir tevafuk. 2002 yılında Dünya’da Meddah Yılı ilan edildi. Meddah türü bizim kültürümüzün dünyaya kazandırdığı bir sanat olmasına rağmen en az etkinlik Türkiye’de yapıldı. Bu çok acı bir durum. Bu şeref size yeter. Bana bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim.’ Ve Hizmet-İş sayesinde, Hizmet-İş’in üyeleriyle Anadolu’yu adım adım dolaşıp kültürümüzü yaygınlaştırmaya çalıştım. Hastalanıp ameliyat olduğunda kendisine ilk “geçmiş olsun”da bulananların Hizmet-İş mensupları olduğunu belirten YENİLMEZ, “Hizmet-İş’le tanıştığım için mutluyum” dedi. YENİLMEZ şöyle konuştu: “Kültür demek, kimlik demektir. Kimlik demek dil demektir. Gaspıralı İsmail’in dediği gibi, dilde, fikirde, işte birlik. İstiyorum ki, kültürümüzle bütünleşmiş donanımlı gençler yetiştirelim. Kültürde ve sanatta bayrağı biz taşıyalım.”

HİZMET-İŞ, BİZLERE DE SAHİP ÇIKTI

Konfederasyonumuz Hak-İş’in sorun yaratan değil, sorunları tespit eden çözümler üreten bir Konfederasyon olduğuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Başkanı Yusuf ÇELEBİ, “Hizmet-İş ve Hak-İş’i yakinen tanıyorum. Bizlere sahip çıkıp, yardımcı oldular” dedi. Engel bir şey tanımadığını, görememenin, yürüyememenin, konuşamamanın engel olmadığını ifade eden ÇELEBİ, “Önemli olan, engelin beyinlerde, düşüncelerde olmamasıdır. Beyinlerdeki engelleri aşarsak, bütün sorunlarımızı çözebilir, ülkemizi daha da ilerilere taşıyabiliriz” dedi.

MÜCADELEMİZ, ÇALIŞMA VE YAŞAM KOŞULLARINI İYİLEŞTİRMEK İÇİNDİR

10. Olağan Genel Kurulumuzda Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) adına katılımcılara seslenen EPSU Yerel Yönetimler ve Avrupa Birliği Politikaları Direktörü Penny CLARKE, sendikalar olarak temsilciliğini yaptıkları çalışanların ve özellikle de üyelerinin yaşam ve çalışma koşullarını iyileştirmek için mücadele ettiklerini söyledi.

Sendikaların toplumsal yaşamda da önemli rol oynadığını kaydeden CLARKE, bu bağlamda daha etkili bir sendikal mücadele için yerel, ulusal, Avrupa ve tüm dünya genelinde sendikaların birlikte hareket etmelerinin zorunlu olduğunu ifade etti. EPSU olarak, Avrupa kıtası ve dünya genelindeki sendikalarla “kaliteli kamu hizmetleri”, “iyi yönetişim”, “demokrasi”, “insan hakları”, “eşitlik”, “sosyal diyalog” gibi stratejik alanlarda işbirliği içinde olduklarını anlatan CLARKE, Avrupa Birliği politikalarının şekillendirilmesi sürecinde de aktif bir rol üstlendiklerini, Bolkestein Direktifi olarak da bilinen AB Hizmetler Direktifi kapsamından sağlık hizmetlerinin çıkartılması başardıklarını söyledi. EPSU’nun AB üyesi ülkelerinin tamamını kapsamına alacak şekilde kamu hizmetlerini düzenleyecek bir yasa için kampanya başlattıklarını ifade eden EPSU temsilcisi CLARKE, böylesine bir yasal çalışmada şu hususların altının çizilmesi gerektiğini kaydetti: – Avrupa, serbest piyasadan daha önceliklidir. – Kaliteli kamu hizmetleri, vatandaşların temel haklarının karşılanması konusunda kilit öneme sahiptir. – Kamu hizmetlerinde, evrensellik (genellik), süreklilik, finans edilebilirlik ve demokratik kontrol önemli kriterlerdir. – AB’de rekabet adına, sosyal yardımlaşma ve dayanışma prensipleri ihmal edilmemelidir. – Söz konusu yasa, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayan ulusal, bölgesel ve yerel kamu otoritelerin hak ve yetkilerinin güvenceye almalıdır. Sendikamız HİZMET-İŞ’in PSI ve EPSU ailesinin bir üyesi olduğu bilgisini katılımcılarla paylaşan EPSU Yerel Yönetimler ve Avrupa Birliği Politikaları Direktörü Penny CLARKE, yine kamu hizmetlerinin korunması ve güçlendirilmesine yönelik olarak ETUC (Avrupa Sendikalar Konfederasyonu) tarafından başlatılan imza kampanyasında 500 bin imzanın toplandığını sözlerine ekledi. CLARKE, Sendikamızın 10. Olağan Genel Kuruluna katılmaktan büyük onur duyduğunu söyledi.

HİZMET-İŞ’İN HALK NEZDİNDE İTİBARI BÜYÜKTÜR

Özbekistan Aydınlanma, Eşya Sanayi ve Tüketim Hizmetleri Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Mamura ADİLOVA, Sendikamızın 10. Olağan Genel Kurulu’na katılmanın şerefine nail olmaktan şeref duyduğunu ve Özbekistanlı 400 binden fazla kamu işçileri sendikası üyelerinin selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, Sendikamız Hizmet-İş’i her geçen gün güçlenen güçlü bir kuruluş olarak nitelendirdi.

ADİLOVA şöyle konuştu: “Hizmet-İş sendikasının genç olmasına rağmen sayılarının gün geçtikçe artıyor olması ve ayrıca 120 binden fazla üyesi olan kuvvetli kuruluş olması bizi çok sevindirmektedir. Sendika faaliyetinin önderlerinden sayılan sayın Hüseyin TANRIVERDİ’nin bu günlerde Türkiye’nin başarılı devlet siyasetçisi olarak bilinmesi sendikanızın halk arasında itibarının ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Biz, Sayın Hüseyin TANRIVERDİ’ye ve onun safdaşları Sayın Genel Başkan Mahmut ARSLAN’a, Sayın Metin ESER’e, Sayın Rahmi YAVUZ’a, Sayın Harun ARSLAN’a ve tüm sendika mensuplarına işlerinde başarılar ve bugünkü kongrede onlara zaferler dileriz. Hepinize Allah’tan sağlık, halk nezdinden düşmemenizi temenni eder üyelerinizin haklarını korumada zaferler dilerim. Allah Türk milletlerinin bir olmasına yardım etsin. Biz de bu birlikteliğin ebedi olmasını temenni ediyoruz.

DENEYİMLERİNİZ BİÇİM İÇİN ÖNEMLİDİR

2005 yılında Sendikamız Hizmet-İş ile Moldova Sosyal Hizmetler ve Üretim İşçileri Sendikası arasında işbirliği imkânının doğduğunu belirten Moldova Sosyal Hizmetler ve Üretim İşçileri Sendikası Vasilii DOBAN, 3 yıldır işbirliğimizin devam ettiğini ve heyetlerin karşılıklı ziyaretlerde bulunduğunu hatırlatarak, Sendikamız Hizmet-İş’in deneyimlerinin kendileri için önem arzettiğini söyledi. DOBAN, tarihi hedeflerine ulaşmak için bilgi ve deneyime ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Hem Sendikanız Hizmet-İş’i hem de Moldova Sosyal Hizmetler ve Üretim İşçileri Sendikası’nın önünde çözüm bulmamış bir çok sorun var. Bu sorunların çözümü için elbette, karşılıklı deneyimlerimiz, işbirliğimiz işçilerimizin ve halklarımızın haklarının savunulmasında yardımcı olmaktadır.”

HİZMET-İŞ, YURTDIŞINDA ÖRNEK ALINAN BİR SENDİKADIR

Azerbaycan Komünal ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Azer CAFEROV ise yaptığı konuşmada Sendikamız Hizmet-İş’in ilkeli, kararlı ve sorumlu sendikacılık anlayışı ile Türk Sendikal hayatına yeni bir soluk belirterek, “^Hizmet-İş gücünü her geçen artırmaktadır. 29 yıl gibi kısa bir sürede üyelerinden aldığı güçle Türkiye’nin en büyük sendikalarından biri olmuştur. Hizmet-İş Sendikası Sendikacılık anlayışında yeni perspektifler geliştirmeyi başarmış, sendikal hareketin öncüsü konumuna erişmiş bir performansa sahiptir” dedi. Sendikamız Hizmet-İş’in emeğe bakış açısını “insan için çalıştığından başkası yoktur” ölçüsünün oluşturduğunu ifade eden CAFEROV, Genel Merkez Kadın Komitemizin Sendikal hareketimizi içerisinde yerini almasını ise tüm çalışan kadınlar adına bir onur olarak değerlendirdi. Sendikamız Hizmet-İş’in faaliyetleri ile sadece yurt içinde değil, yurt dışında da yankı uyandırdığına işaret eden CAFEROV, “Belediye çalışanlarının Hizmet-İş’e gösterdiği teveccühün yanında, yurtdışında aynı işkolunda faaliyet gösteren bizim ve diğer Avrasya ülkeleri sendikaları da Hizmet-İş’i kendine örnek almıştır” diye konuştu. Azerbaycan’daki Sendikalar ile Sendikamız arasındaki dostluğa dikkat çeken CAFEROV, varolan ilişkilerin daha da geliştirilmesine ve birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. CAFEROV, “Türkiye ile Azerbaycan aynı milletin iki devletidir. Türkiye Azerbaycan’ın her zaman yanında olmuştur. Azerbaycan Sendikaları adına sizleri tebrik ediyor, genel kurulunuzun hayırlı olmasını diliyorum” yeklinde konuştu.

HİZMET-İŞ, DAVAMIZA HER ZAMAN DESTEK VERMİŞTİR

KKTC Kıbrıs Kamu-Sen Genel Başkanı Mehmet ÖZKARDAŞ, Sendikamızın sürekli gelişen, büyüyen ilkeli bir Sendika olduğunu, Sendikal faaliyetlerini bilimsel yaptığını ve bugünkü geldiği noktayı hak eden bir Sendika olduğunu söyledi. Hak-İş camiasının bir üyesi olmaktan onur duyduklarını belirten ÖZKARDAŞ, Sendikamız Hizmet-İş ve Konfederasyonumuz Hak-İş’in Kıbrıs Türkünün davasını her platformda savunduklarını ve destek verdiklerini söyledi.

Türkiye’de yaprak kımıldasa KKTC’de rüzgar estiğini ifade eden ÖZKARDAŞ, AB başta olmak üzere Birleşmiş Milletler ve Türkiye’de bir kısım iktidarların Kıbrıs Türkünün davasında hatalar yaptıklarını belirtti. ÖZKARDAŞ şöyle konuştu: “Türkiye 1974’te Kıbrıs’a müdahale ederek bizleri katledilmekten kurtardı. Hem KKTC’ye, hem GKRY’ne hem Albaylar Cuntası’na son vererek Yunanistan’a demokrasiyi getirdi. Türkiye KKTC’de işgalci değildir. KKTC halkı barıştan yanadır. Barıştan yana olduğunu BM nezdinde yapılan referandumla bir kez daha göstermiştir. Referandum göstermiştir ki, barışı istemeyen Rum yönetimidir. Anavatanımızdaki şu anki mevcut AK Parti Hükümeti, akılcı politikalar izleyerek, KKTC halkının barıştan yana olduğunu uluslar arası topluma göstermiştir. Referandumdan sonra KKTC itibar kazanmış, gelirimiz artmıştır. AB ve BM haya yanlışta direnerek izolasyonlara devem etmektedir. Verilen sözler yerine getirilmelidir. Kıbrıs’ta varlığımızı eşit egemen ortak devlet olarak devam ettirmektir.”

FAALİYET RAPORU İBRA EDİLDİ, ADAYLAR AÇIKLANDI

Genel Kurul, Protokol konuşmalarının ardından, Divan Başkanı Salim USLU başkanlığında saat 14.30’da tekrar toplanarak, gündemin kalan maddeleri için görüşmelere devam etti.

Komisyonların oluşturulması ve Faaliyet Raporu’nun ibrasının ardından Genel Denetleme ve Genel Disiplin Kurulu raporları ibra edildi. Tüzük Tadil Komisyonu raporu ve tahmini bütçe okunup oylandı. Zorunlu organlar için yapılan müracaatlar Divan’a sunularak, ardından genel kurulun bilgisine sunulmasının ardından Genel Kurulun ilk günkü gündemi sona erdi.

Genel Kurul’un ikinci günü, 26 Ağustos 2007 tarihinde adayların açıklanması, adaylar ve söz isteyen delegelerin konuşmalarının ardından tamamlanan seçimler sonrasında Genel Yönetim Kurulu, Genel Denetleme ve Genel Disiplin Kurulu asil üyeleri şu isimlerden oluştu:

GENEL YÖNETİM KURULU Mahmut ARSLAN – Genel Başkan Devlet SERT – Genel Sekreter Metin ESER – Genel Mali Sekreter Zekeriya KOCA – Genel Teşkilatlanma Sekreteri Ali Osman KART – Genel Eğitim Sekreteri

GENEL DENETLEME KURULU Mehmet SERT Recep ÖZCAN Emel ÜNAL

GENEL DİSİPLİN KURULU İsmail DİKÇE Ali Rıza YILMAZ Kenan BENLİ