HAK-İŞ Konfederasyonu ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 29 Kasım Filistin Halkıyla Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Bugünün Filistinli kardeşlerimizin özgürlüklerine vesile olmasını diliyorum. Filistin halkının direniş mücadelesini her zaman desteklemekteyiz. 29 Kasım’ın sadece Filistin halkı için değil tüm ezilen mağdur ve mazlum halklar için dayanışmaya vesile olmasını diliyorum” dedi.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 29 Kasım Filistin Halkıyla Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
“Her yıl 29 Kasım’da kutlanan ‘’ Filistin Halkıyla Dayanışma Günü’’ nü en içten dileklerimle kutluyor, Filistinli kardeşlerimizin özgürlüklerine vesile olmasını diliyorum. Filistin halkının direniş mücadelesini her zaman desteklemekteyiz. 29 Kasım sadece Filistin halkı için değil tüm ezilen mağdur ve mazlum halklar için dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Filistin’in haklı davasına olan desteğimiz, Filistin halkıyla dayanışmamızı her platformda kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.
29 Kasım 1947’de Filistin’i Arap ve Yahudi olmak üzere iki devlete bölme planını kabul eden Birleşmiş Milletler, 30 yıl sonra 1977 ve 1979’da aldığı 2 kararla da aynı günün ‘’Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü’’ olarak kutlanmasına karar vermiştir.
Filistin halkı, İsrail’in yarım asırdan uzun bir süredir acımasızca gerçekleştirdiği baskı, şiddet ve yıldırma politikalarına maruz kalmaktadır. İnsanlığın kanayan yarası olan Filistin’deki işgal ve zulüm düzeni hâlâ yoğun bir şekilde devam etmektedir. İsrail, Gazze’deki insanlık dışı abluka, yasadışı yerleşim faaliyetlerine, Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırılarından ve insanlığın tüm değerlerini yok sayan tutumundan vazgeçmelidir. Filistinlilere karşı uygulanan zorla yerleşim, yer değiştirme ve yıkım çalışmalarını, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksâ’ya karşı saldırılarını ve Kudüs şehrindeki tarihi yapıları tahrip etmelerini şiddetle kınıyor ve durdurulmasını istiyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM) 1967’de, “savaş yoluyla toprak elde etmenin kabul edilemezliğini” işaret eden 242 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı ile İsrail’i işgal ettiği topraklardan çekilmeye çağırdı ancak günümüze kadar İsrail, BM’nin bu kararını uygulamadı. Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen İsrail, halen bu toprakları elinde tutmaya devam ediyor. Batı Şeria’daki işgal ve Gazze’de abluka devam ediyor.
Filistin halkının yalnızca bir kesiminin değil tamamının çıkar, beklenti ve haklarını savunmaya ve ileri götürmeye muktedir adımlar atılmalıdır.
– Orta Doğu’da kalıcı barış için 1967 sınırları temelinde, Başkenti Kudüs olan bağımsız ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması sağlanmalıdır.
– Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı ekonomik ve insani sıkıntılar acilen giderilmelidir.
– İsrail, Gazze’deki insanlık dışı abluka, yasadışı yerleşim faaliyetlerine, Kudüs’ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırılarından ve insanlığın tüm değerlerini yok sayan tutumundan vazgeçmelidir.
– Filistinlilere karşı uygulanan zorla yerleşim, yer değiştirme ve yıkım çalışmalarını, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksâ’ya karşı saldırılarını ve Kudüs şehrindeki tarihi yapıları tahrip etmelerini şiddetle kınıyor ve durdurulmasını istiyoruz.
– ABD’nin Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını asla kabul etmiyoruz. Bu durumun, Filistin davasının çözümünü daha da güçleştirdiğinin altını çizeriz.
– İsrail, Filistinlilere yönelik olarak sürekli saldırı, işgal ve katliamlarıyla savaş suçu işlemektedir. Zulmün hiçbir zaman payidar olmayacağı anlayışıyla, İsrail Devleti’ni;
- Gazze’deki, karadan ve denizden devam eden ablukayı bir an evvel kaldırmaya,
- İşgal ettikleri topraklardan geri çekilmeye,
- Hukuksuz işgal nedeniyle topraklarını kaybeden, yurtlarından ayrılan Filistin halkının evlerine dönmesi için gerekli tedbirleri almaya, bu konudaki BM tarafından alınan 194. Sayılı karara uymaya davet ediyoruz.
HAK-İŞ olarak, yurtiçinde İstanbul ve Ankara olmak üzere 3 büyük Uluslararası Konferansa ev sahipliği yaptık. Yine yurtiçinde HAK-İŞ Kudüs komitesi olarak, Türkiye’nin çeşitli illerinde konferanslar gerçekleştirdik. HAK-İŞ Kudüs Komitesi, illerde gerçekleştirdiği programlar ile Filistin ve Kudüs meselesinin çözümü noktasında teşkilatımızın emek temelli ve sendikal mücadele amaçlı bir şekilde bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu düşünmektedir. Ayrıca, yurtdışında Cenevre’de Birleşmiş Milletler binası önünde uluslararası bir protesto eylemi, Türkiye Cenevre Büyükelçiliği Rezidansında uluslararası bir resepsiyon ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Filistin ve Suriye hapishanelerindeki mahkumların durumu ile ilgili çağrı mektubunun yazılması, ABD’nin Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını kınama yazısı, BM Genel Sekreterine İsrail’in Kovid-19 salgınından etkilenen Filistin halkına yönelik yapılan ayrımcı muameleye itiraz çağrımızı mektupla bildirilmesi, Lübnan temasları kapsamında Sayda’daki Filistin Mülteci Kampına ve Filistin Mülteci Hastanesini ziyaret, İkili işbirliği içerisinde olduğumuz Gazze PGFTU Konfederasyonu (PGFTU) aracılığıyla 600 aileye yakın gıda kolisi dağıtımı gibi bir dizi etkinlik ve eylemi başarıyla gerçekleştirmiş bulunuyoruz.
Filistin davasının çözümüne yönelik yapıcı adımların atılması, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması önemlidir. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Orta Doğu’da kalıcı barış için 1967 sınırları temelinde, Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti kuruluncaya kadar her platformdan sesimizi duyurmaya devam edeceğimizi, mağdur ve mazlum Filistin halkının daima yanında olacağımızı, Filistin halkının kabul etmeyeceği hiçbir planı desteklemeyeceğimizin altını çizeriz.
Bu 29 Kasım “Filistin Halkıyla Dayanışma Günü’’ vesileyle, Filistin davasının çözümüne yönelik yapıcı adımların atılması, bölgesel barış ve istikrarın sağlanması önemlidir. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Orta Doğu’da kalıcı barış için 1967 sınırları temelinde, Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti kuruluncaya kadar her platformdan sesimizi duyurmaya devam edeceğimizi, mağdur ve mazlum Filistin halkının daima yanında olacağımızı, Filistin halkının kabul etmeyeceği hiçbir planı desteklemeyeceğimizin altını çizeriz. Her zaman ve her koşulda yanında olduğumuzu, destekçileri olduğumuzu bir kere daha teyit ediyoruz.”