Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği’nin HAK-İŞ ve MEMUR-SEN’in ev sahipliğinde gerçekleştirdiği 3. Uluslararası Sendikalar Konferansı “Kudüs İçin Hep Birlikte” temasıyla 22 Ekim 2019 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi.
Konferansa Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği Başkanlığı’nı da yürüten Genel Başkanımız Mahmut Arslan, MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Eski Başbakan Yardımcısı AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Filistin Devleti Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, Kudüs Valisi Adnan Ghaith, Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği Genel Sekreteri Abdala Khaled Abdalla Obeidat, Genel Başkan Vekilimiz ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcılarımız, Halil Özdemir, Celal Yıldız, Mehmet Keskin, Kurucu ve Onursal Başkanımız Hüseyin Tanrıverdi, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız, Yunus Değirmenci, Mehmet Şahin, SWTUF Genel Başkan Yardımcısı Yahia Hassan Mohammed Ali, Konfederasyonumuz HAK-İŞ’e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri, il başkanları, üyelerimiz ve basın mensupları katıldı.
Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Huzurunuzda ‘Uluslararası Filistin ve Kudüs’e Destek Sendikalar Birliği Başkanı’ sıfatıyla ev sahipliği yaptığımız bu Konferans’ın Kudüs ve Mescid-i Aksa davası’na yeni bir nefes getireceğine, yeni bir ufuk açacağına inanıyorum. Şunu öncelikle bilmek gerekir ki; bir dava, eğer bilinç ve varoluş meselesi haline gelirse, uğruna mücadele edilecek gayeye dönüşürse o davanın zaferi mutlaktır. Çünkü birileri istemese de yeryüzünde huzur ve barış iklimi hakim olacaktır. HAK-İŞ olarak bu idrakle; sendikal faaliyetlerimizin asli bir unsuru olarak Kudüs ve Filistin davasına sahip çıkmayı, her platformda savunmayı ve duyarlılık oluşturmayı kendimize görev telakki ediyoruz. Bu amaçla, gerek ülkemizde, gerekse de uluslararası arenada farkındalık oluşturmaya ve bu davanın savunucusu olmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 3. Uluslararası Sendikalar ve Mesleki Örgütler Konferansı’nda yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“• Sayın Bakanlarım,
- Sayın Milletvekillerim,
- Sayın Filistin Büyükelçimiz,
- Memur-Sen’in değerli Genel Başkan ve Yöneticileri,
- Konfederasyonumuza bağlı Sendikalarımızın değerli Başkan ve Yöneticileri,
- 45 Ülkeden 200’ün üzerinde emek ve meslek örgütünün temsilcileri olarak toplantımıza katılan kıymetli dostlarım,
- Değerli ilim insanları,
- Kudüs duyarlılığı taşıyan kıymetli misafirler,
- Ve Değerli medya mensupları,
Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve MEMUR-SEN’in birlikte düzenlediği “3. ULUSLARARASI KUDÜS KONFERANSI” na teşriflerinizden dolayı teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyor, HAK-İŞ adına sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün aynı zamanda HAK-İŞ’in kuruluşunun 44. Yıldönümü.
Bu yıldönümünde, kuruluş misyonumuza uygun bir tema ile, “KUDÜS İÇİN HEP BİRLİKTE” diyerek, ortak derdimiz ve davamız “KUDÜS”ü ele alacağız. Kudüs’e olan sorumluluğumuzu, Kudüs ve içinde bulunduğu coğrafyaya olan tarihsel aidiyet ve borcumuzu yeniden gözden geçirecek ve “daha neler yapabiliriz?” cevaplar arayacağız.
Ben, sözlerimin başında, ülkemizin sınır güvenliğini sağlamak için, terör örgütlerine karşı 9 Ekim’de başlattığı Barış Pınarı Harekatı’nda Silahlı kuvvetlerimize Cenab-ı Hak’tan başarılar, ülkemizin bekası için canlarını feda eden asker ve sivillerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Ayrıca, Kudüs ve Mescid-i Aksa için mücadele verirken şehid olanlara da rahmetler diliyorum.
Şehidlerimizin mübarek kanlarının bu kutlu direniş ve mücadeleyi, bu aziz davayı zafere taşıyacağına inanıyorum.
Huzurunuzda “Uluslararası Filistin ve Kudüs’e Destek Sendikalar Birliği Başkanı” sıfatıyla ev sahipliği yaptığımız bu Konferans’ın Kudüs ve Mescid-i Aksa davası’na yeni bir nefes getireceğine, yeni bir ufuk açacağına inanıyorum.
Şunu öncelikle bilmek gerekir ki; bir dava, eğer bilinç ve varoluş meselesi haline gelirse, uğruna mücadele edilecek gayeye dönüşürse o davanın zaferi mutlaktır. Çünkü birileri istemese de yeryüzünde huzur ve barış iklimi hakim olacaktır.
HAK-İŞ olarak bu idrakle; sendikal faaliyetlerimizin asli bir unsuru olarak Kudüs ve Filistin davasına sahip çıkmayı, her platformda savunmayı ve duyarlılık oluşturmayı kendimize görev telakki ediyoruz. Bu amaçla, gerek ülkemizde, gerekse de uluslararası arenada farkındalık oluşturmaya ve bu davanın savunucusu olmaya devam ediyoruz.
Birleşmiş Milletler’de, üyesi olduğumuz Uluslararası İşçi Konfederasyonlarında ve dünyanın neresinde temsil ediliyorsak, oralarda Filistin ve Kudüs’ün yaşadığı trajediyi bütün boyutlarıyla anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki; burada insanlık ölüyor. Görün, duyun, anlayın, harekete geçin!
Bu bağlamda; Filistin ve Kudüs duyarlılığını diri tutmak için yakın zamanda;
- Ankara Anadolu meydanında STK’larla birlikte “Kudüs’e Özgürlük İnsanlığa Barış” temasıyla ABD’yi protesto mitingi düzenledik.
- “Kudüs için Yastayız Hepimiz Ayaktayız” teması ile Ankara’da ABD’yi protesto ettik ve büyükelçiliğine siyah çelek bıraktık.
- İstanbul/Yenikapı’da “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingine katkı verdik ve katılım sağladık.
- AB KİK Heyetiyle beraber konuyu AB’li taraflara ilettik.
- Cenevre’de BM önünde İsrail ve ABD’yi protesto ettik.
- ILO’nun 100. Yılı vesilesiyle bulunduğumuz Cenevre’de Türk Büyükelçiliği’nde Filistin ve ilgili ülkelerden sendikacıların katıldığı resepsiyon verdik.
- Lübnan-Filistin sınır hattında eylemler yaptık ve Lübnan Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, İşçi Konfederasyonları ve STK’larla biraraya geldik.
- HAK-İŞ Kudüs Komitesini kurarak, illerimizde periyodik programlara devam ediyoruz.
Ülkemizin üstlendiği sorumluluk gibi, biz de dünyanın vicdanını uyandırmaya çalışıyoruz.
Yâni sürekli “karanlıktan şikayet etmenin değil, bir mum yakmanın” derdindeyiz.
HAK-İŞ’in temel misyonu olan “Ülkemize, bölgemize ve küremize” karşı sorumluluklarımızı “bütün dünya mazlumlarına borcumuz var” ilkemizle bütünleştirerek, bu konferansımızla Kudüs ve Filistin’le ilgili önemli bir adım daha atıyoruz.
HAK-İŞ olarak biz, ter ve emeğimizle mücadele veriyoruz. Bizi bekleyen Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya olan borcumuzu da, “bir şey yapmalı” diyerek, terleyip emek vererek ödemek zorundayız.
Onun için buradayız.
Onun için Kudüs’leyiz,
Onun için Mescid-i Aksa’dayız.
Ayrıca, bu konferansımız ile Kudüs ve Filistin’le ilgili uluslararası sendikal destek sağlamak, emek hareketinin rolünü artırmak ve işbirliği imkanlarını geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Değerli Dostlarım,
İsrail’in, 1948 yılında bölgeye bir çıbanbaşı olarak girmesi ve bir kurgu-vehimden ibaret arz-ı mevud yani vadedilmiş topraklar hayalini gerçekleştirmek için, yayılmaya başlamasıyla birlikte, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı bağrında barındıran Filistin toprakları için sıkıntılı bir süreç ve mücadele başlamıştır.
Bu arada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hem ülkemizin sınır güvenliği hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör örgütlerine karşı yürüttüğü barış pınarı harekatı, aynı zamanda Siyonist İsrail’in gelecekteki hayali sınırları olan BÜYÜK İSRAİL emellerine altyapı oluşturmasını da engelleyecektir.
71 yıldır, çocuk-kadın-yaşlı-engelli ayrımı yapmadan katliamlarını devlet politikası haline getiren İsrail’in halen devam eden saldırılarını huzurlarınızda bir kez daha lanetliyorum.
Kudüs, sadece bir şehrin adı değil, kadîm bir davaya ve medeniyete tecelli zemini olmuş azîm ve kutlu bir beldedir.
Kudüs bizi bekliyor.
Mescid-i Aksa bize bakıyor.
Olağanüstü şartlar, tarihî ve güncel sorumluluklarımızı ihtar ediyor, icbar ediyor!
Bugün burada toplanmamızın bir nedeni de budur.
Ben sözlerimin burasında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Birleşmiş Milletlerin 74. Genel Kurulu’nda Dünya Liderlerine hitaben yaptığı tarihî konuşmadan dolayı tüm mazlum milletler adına teşekkürlerimi arzediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, o konuşmasında İsrail’in katliamlarına ve Filistin’e değinerek;
“Birkaç gün önce masum bir Filistinli kadının İsrailli askerler tarafından öldürülmesi vicdanları harekete geçiremiyorsa artık sözün bittiği yerdeyiz demektir. Bugün dünyamızda en çok adaletsizliğin yaşandığı yer Filistin topraklarıdır. Ben merak ediyorum bu İsrail neresi?
İsrail doymuyor, şimdi de kalan toprakları alma derdinde.
İsrail insanlığın tüm değerlerini ayaklar altına alıyor.
BM kürsüsünden soruyorum; İsrail devletinin sınırları neresidir? 1948 mi, 1967 sınırları mı geçerlidir? Yoksa başka bir sınır var mıdır?
Filistin’de çözüm için 1967 sınırları anlaşması uygulanmalıdır.
“Yüzyılın Anlaşması” denen girişimin amacı Filistin’i tamamen ortadan kaldırmak mı?
Türkiye mazlum Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.”
Her sözün üzerindeki Sayın Cumhurbaşkanımızın bu haykırışı, hepimizin tercümanı olmuştur.
Değerli Dostlarım,
Biz, bu anlamlı günde kendimizi, nefsimizi tatmin için değil, İnsanlığımızı sorgulamak için buradayız, birlikteyiz!
Bugün ise Mescid-i Aksa her gün İsrail’in saldırısına maruz kalıyor, tahrip ediliyor, yok edilmek isteniyor.
Kudüs düşmemeli, Allah’ın izniyle de düşmeyecek.
Kudüs şerefli kentimiz, Mescid-i Aksa mukaddes kılınmış mescidimizdir.
Mescid-i Aksa bizim izzetimizdir, onurumuzdur!
Kudüs bize emanettir!
Mescid-i Aksa bize emanettir!
İsramızdır, miracımızdır !
Kudüs insanlığın barış adasıdır.
KUDÜS’ün derdi bizim derdimizdir.
KUDÜS’ün gözyaşı bizim gözyaşımızdır !
FİLİSTİN’in acısı bizim acımızdır!
Kudüs’ün bizim için derin anlamı da budur.
Oysa bugün bu barış adasında zulüm, kan, gözyaşı ve katliam var. Mazlumların iniltileri var.
Onun için, KUDÜS İÇİN BURDAYIZ, FİLİSTİN İÇİN AYAKTAYIZ diyoruz.
Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te yaşanan hak ihlallerini uluslararası alana taşımaya devam edeceğiz.
Değerli Dostlarım,
Filistin’de zulüm, işgal, soykırım, katliâm artık o dereceye varmıştır ki, her an olağanüstü bir trajediyle karşılaşıyorsunuz.
Ama Filistin’in, Gazze’nin, Kudüs’ün çığlığı duyulmak istenmiyor.
Filistin kan ağlıyor. Çocuklar temel sağlık hizmetleri alamıyor, hastanaler bombalanıyor. Kirli su içmek zorundalar. Deniz kıyısındaki ülke deniz ürünlerine ulaşamıyor. Yaşlı, kadın, çocuk, engelli demeden Siyonist devlet İsrail istediğini yapıyor. Bütün bunlar BM’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, Arap Birliği gibi uluslararası örgütlerin ve insanlığın gözleri önünde yaşanıyor.
“Öz yurdunda garip, öz vatanında parya” hayatı süren 2 milyon Gazzeli açık hava hapishanesinden ibaret küçük bir kara parçasına mahkûm edilmiştir.
Her gün daha da vahşileşen İsrail’in saldırıları vahşetin de ötesinde bir soykırıma dönüşmüştür.
İsrail’in Mescid-i Aksa’ya ve Gazze’ye karşı bu saldırgan davranışlarını sürdürmesi halinde, sonuçlarını iyi düşünmesi gerekmektedir.
Vicdanı olan, mazlum ve masumlara karşı yüreğinde acı ve merhamet hisseden Uluslararası toplumun sesini yükseltmesini bekliyoruz.
Değerli Kudüs ve Filistin Dostları,
Dünyanın büyük bir kesimi karşı çıkmasına rağmen, ABD, Birleşmiş Milletlerde Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edip Büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşımıştır. Bu kararı kabul etmiyoruz. “İsrail’in güvenliği her şeyden önemlidir.” diyen ABD Başkanı Trump, şimdi de “Yüzyılın Anlaşması” adı altında İsrail’in işgalini meşrulaştıran, Kudüs’ün ve Filistin Devletinin olmadığı bir planı devreye sokmaya hazırlanmaktadır.
Trump’ın İsrail’le birlikte hazırladığı Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan ve İsrail’in işgalini meşrulaştırıp Filistinlileri yok sayan bu anlaşmayı asla kabul etmiyor, reddediyoruz. ABD ve İsrail’in bu yeni oyununa karşı mücadelemizi her zeminde sürdüreceğiz.
İsrail’in koruyucusu emperyalist güçler, bu anlaşmayla yüz yıl önce yarım bıraktıkları tam işgali şimdi tamamlamaya çalışmaktadır..
Öncelikle, Filistinlileri yok sayan böyle bir anlaşmanın tartışılmasının bile kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirtmeliyiz.
Şu hakikati bir kez daha ifade ediyoruz ki: ne yaparlarsa yapsınlar, hangi kararı alırlarsa alsınlar KUDÜS FİLİSTİN’İN EZELİ VE EBEDİ BAŞKENTİDİR.
Başkenti Kudüs olan, 1967 öncesi topraklarında, İsrail’in saldırıları sonucu Filistin’i terk edip göç etmek mecburiyetinde kalan 6 milyona yakın mültecinin geri döndüğü, Bağımsız bir Filistin Devleti kurulmadıkça, öncelikle İsrail sonra da tüm dünya huzur bulmayacaktır.
Kıymetli Dostlarım,
Sözlerimin burasında, HAK-İŞ’in çabalarıyla Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)un 4. Genel Kurul’unda alınan “İşgal, yasadışı yerleşimlerin kaldırılması ve İsrail’in bütün Filistin topraklarından çıkmasının yanı sıra, ayrılık duvarının yıkılması” şeklindeki karardan dolayı ITUC’a da teşekkür ediyoruz.
Hizmet-İş Sendikamıza, EPSU’nun Dublin’deki Kongresinde sunduğu ve büyük bir oyla kabul edilen kararı için teşekkür ediyoruz.
Özet olarak kararda şunlar yer alır;
- “Vatandaşlarına nitelikli kamu hizmeti sunan demokratik ve bağımsız bir Filistin Devleti” sloganını yükseltir.
- PSI ile birlikte, Gazze Şeridi ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki insani şartların ciddi şekilde bozulması karşısında acil ihtiyaçların karşılanması için kaynaklarını seferber etmeye kararı almıştır.
- İsrail Devletinin sivilleri ve kamu hizmeti çalışanlarını hedef alan orantısız ve ayrım gözetmeyen saldırılarını kınamaktadır ve Avrupa hükümetlerini, İsrail Hükümeti uluslararası insan hakları hukukuna uygun davranana kadar İsrail ile silah ticaretini askıya almaya çağırıyor.
Bu karar için EPSU’ya teşekkür ediyoruz.
2018’de başlatılan Büyük Geri Dönüş Yürüyüşünü destekliyoruz. Bu yürüyüşlerde şehid olan kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan başta kadın ve çocuklar olmak üzere tüm mahkûmlar bir an evvel bırakılmalı ve bu insanlık dışı muamele sona ermelidir.
İsrail işlediği savaş suçlarından dolayı uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır.
Ekonomisiyle birlikte bütün hayatı çökme eşiğine gelen Gazze’deki abluka bir an önce kaldırılmalıdır.
Topraklarından çıkarılan Filistinlilerin tekrar evlerine dönmeleri için BM’nin aldığı kararlar uygulamaya geçirilmelidir.
Değerli dostlarım,
Bizim kültürümüzde üç damla mukaddestir. Bunlar; gözyaşı, alınteri ve şehidin kanı’dır. Bu üç damla, bugün tüm dünya mazlumlarınca, başta Filistin’liler olmak üzere her an toprağa düşmektedir.
İnanıyorum ki; toprağa düşen her damla, bir tohum gibi bünyesinden binlerce ebabil çıkartacaktır.
Kudüs, bir zamanlar semalarında kanatlanan kelebeğin tüm dünyaya “barış müjdelediği” kutsal bir elçi şehir idi. Halen Kudüs’ün Yafa kapısında, sanki geleceğin huzurunu müjdeler gibi duran kitabedeki “Lailahe illallah İbrahim Halilullah” kelime-i tevhidinin tüm bölgeye huzur ve barış saçacağını ümit ediyor ve bunun için mücadele ediyoruz.
Kudüs ve Filistin sorunu, aynı zamanda Müslüman dünyanın duyarsızlığı ve sorumsuzluğunun da bir sonucudur.
Biz, 1917’de kimsesiz bıraktığımız topraklara yeniden can vermek için sorumluluk üstleniyoruz.
Bu 3. Uluslararası Kudüs Konferansı’yla yeni bir dinamizm, yeni bir yol haritası ve yeni bir mücadele azmiyle yolumuza daha kararlı ve azimli biçimde devam edeceğiz.
Ben, HAK-İŞ’in 44. Kuruluş yıldönümünü bu önemli etkinlikle doldurmanın HAK-İŞ’in sorumluluklarını daha da artıracağını düşünüyor,
katılımlarınızdan dolayı tekrar teşekkür ediyor,
Kudüs ve Filistin’in yeniden dirilişine vesile olmasını ümit ediyor,
“KUDÜS İÇİN TEK YÜREK, MÜCADELE SÜRECEK.” bilinciyle,
Selam ve muhabbetlerimi sunuyorum.”
MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın, Filistin’in bağımsızlık, özgürlük mücadelesi ve bir azim olduğunu belirterek, “Filistin, emperyalist kurgulara direnme iradesidir. Filistin teslim olmamaktır” dedi.
BM’de Filistin ve Kudüs görüşmeleri sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenen ‘Dünya Beşten Büyüktür’ sözünü anımsatan Yalçın, “Bu strateji küresel bir satha yayılmak zorundadır. Filistin’i savunmak için de dünyanın bütün iyi insanları birleşmeli, bütün mazlumlar için harekete geçmelidir. Etrafımıza bakmadan, kimin ne dediğine aldırış etmeden, hak ve adaletin yanında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Filistin davasının öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Yalçın, “Biz terörist İsrail’e karşı mazlumun hakkını savunuyoruz. Biz emperyalizme karşı adil bir düzen için Filistin’i savunuyoruz. Biz insanlık için Kudüs’ü, Kudüs için insanlığı savunuyoruz” ifadelerini kullandı.
Konferansın ardından sonuç bildirisi yayınlandı. Sonuç bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
“ANKARA DEKLARASYONU
Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği
III. Uluslararası Kudüs Konferansı
“Kudüs için Hep Birlikte’”
Ankara, 22 Ekim 2019
Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Sendikalar Birliği olarak, HAK-İŞ ve MEMUR-SEN Konfederasyonları ev sahipliğinde 22 Ekim 2019 tarihinde Ankara’da Kudüs ve Filistin’i destekleyen uluslararası sendikaların ‘’Kudüs için Hep Birlikte’’ temalı, III. Kudüs Konferansı başarıyla gerçekleşmiştir.
Konferansa; HAK-İŞ ve MEMUR-SEN Konfederasyonları Genel Başkanları, Konfederasyonlara bağlı Sendika Genel Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İl başkanları ile akademisyen ve uzmanlar başta olmak üzere, 46 ülkeden 80 Konfederasyon ve Meslek Örgütü temsilcileri ile ITUC Afrika ve UNRWA’dan toplam 200’ün üzerinde yabancı temsilci katılmışlardır.
Konferansa katılan davetliler ve Birlik üyeleri, Birliğin, İstanbul’da iki büyük uluslararası konferansı gerçekleştirmenin yanı sıra Cenevre’de Birleşmiş Milletler binası önünde uluslararası bir protesto eylemi, Aralarında Lübnan Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, Birlik misyonunun anlatıldığı üst düzey Lübnan temasları ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e Filistin ve Suriye’de hapishanelerdeki mahkumların durumu ile ilgili çağrı mektubunun yazılması gibi bir dizi etkinlik ve eylemi başarıyla gerçekleştirmiş olmasından dolayı memnuniyetlerini ifade etmişlerdir.
Birlik, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 4. Olağan Genel Kurulu’nda alınan “İşgal, yasadışı yerleşimlerin kaldırılması ve İsrail’in bütün Filistin topraklarından ayrılmasının yanı sıra, ayrılık duvarının yıkılması ile sona ermelidir” şeklindeki dünyadaki Filistin Davasını savunmada öncü rol oynayan ve ezberleri bozan 53 Numaralı kararından dolayı, ITUC’a şükranlarını sunar.
Birlik, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, BM’nin 74. Genel Kurulu’nda, Filistin davası için, mazlum Filistin Halkı için önemli bir destek ve ümit oluşturup, İsrail İşgali’ni bütün Dünyanın gündemine bir kez daha taşıyan tarihi konuşmasından dolayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Filistin Davasına olan samimiyet, kararlılık ve liderliğinden dolayı teşekkür etmeyi bir borç bilir.
Birlik olarak, Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle, yurtlarını terk etmek zorunda kalan 3,5 milyon civarındaki Suriye’li kardeşlerimize kucak açan, Türk Milletini saygıyla selamlıyoruz.
Birlik, Türkiye Cumhuriyeti’nin, vatanlarından ayrılmak zorunda kalan Suriye’li Kardeşlerimize güvenli bir koridor oluşturmak ve terörle mücadele etmek için başlatmış olduğu “Barış Pınarı Harekatı’nı” desteklemektedir. Birlik üyeleri olarak, Suriye’li kardeşlerimizin vatanlarına tekrar dönmelerinin yolunun, bu harekatın başarı ile tamamlanmasından geçtiğinin altını çiziyoruz.
Birlik, terörden arındırılmış güvenli bir bölge oluşturmak için başlatılan “Barış Pınarı Harekatı” sürecinde operasyona paralel diplomatik görüşmelerin de başarı ile neticelenmesinden memnuniyet duyar.
Bu konferans ile Filistin ve Kudüs konusunda uluslararası sendikal desteği ve yardımı sağlamak, Filistin ve Kudüs davalarına karşı işçi hareketlerinin rolünün arttırılması ve bu konuda işbirlikleri yapılması amaçlanmıştır. Konferansta, İşgalci İsrail Hükümeti tarafından Filistin’e uygulanan zulüm ve işgali, ulusal ve uluslararası arenaya taşıyarak, tüm dünya halklarının bu konuda bilgilendirilmesi gerekliliğinin önemi vurgulanmıştır.
Konferansta Filistin ve çeşitli ülkelerin farklı uzman sendikacıları ile katılımcılardan sunumlar ve konuşmalar yapıldı. İşbirliği sözleşmeleri imzalandı.
Filistin sendikalarının sorunlarının da ele alındığı konferansta oy birliği ile aşağıdaki kararlar alınmıştır.
- Birlik, Başkenti Kudüs olan Özgür ve Bağımsız Filistin Devleti kuruluncaya kadar Filistin halkı ile dayanışmaya devam edecektir.
- Birlik olarak, yaklaşık 2 milyon Filistinli’nin küçük bir kara parçasına sıkıştığı yer olan Gazze Şeridi sınırında 30 Mart 2018’de başlatılan barışçıl Büyük Geri Dönüş Yürüyüşünü destekliyoruz. Bu yürüyüşler sürecinde, şehit olan kardeşlerimize Allah’tan Rahmet diler, yaralılara acil şifalar dileriz. Birlik, topraklarından çıkarılan son Filistin’li evine dönünceye kadar devam edecek olan Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’nün başarısı için katkı ve dualarını ifade eder.
- Birlik olarak, ABD’nin Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma kararını asla kabul etmiyoruz. Bu durumun, Filistin Meselesinin çözümünü daha da güçleştirdiğinin altını çizeriz.
- Birlik olarak, Yüzyılın Anlaşması olarak adlandırılan ve Bahreyn Konferansı’nın konusu olan İsrail’in işgal ettiği toprakları meşrulaştırmaya ve Filistinlileri yok saymaya yönelik bu anlaşmayı kabul etmiyor, şiddetle reddediyoruz. Bunu emperyalizmin yeni bir oyunu olarak görüyoruz. Birlik olarak, Filistin’i bölmek için oynanan bu oyuna asla müsaade etmemek için mücadelemizi sürdüreceğiz.
- Birlik olarak, Filistinlilere karşı uygulanan zorla yerleşim, yer değiştirme ve yıkım çalışmalarını, Siyonist İsrail güçlerinin Mescid-i Aksâ’ya karşı saldırılarını ve Kudüs Kentindeki Müslüman ve Hıristiyanlara ait olan tarihi yapıları tahrip etmelerini şiddetle kınıyor ve durdurulmasını istiyoruz.
- İsrail Devleti, hapishanelerinde tutuklu bulunan kadın ve çocuk mahkûmlar ile idari tutuklular başta olmak üzere, bütün mahkumları bir an evvel serbest bırakmalı ve yapmış olduğu insanlık dışı muamelelere son vermelidir. Birlik olarak, bütün dünyayı, İşgalci İsrail Devleti’nin bu zulmünü kınamaya ve beraber hareket etmeye ve mahkûmların serbest bırakılması için baskı yapmaya davet ediyoruz.
- Birlik olarak, Medeniyetler beşiği, Peygamberler Şehri ve Müslümanların ilk kıblesi olan “Mescid-i Aksa”nın yer aldığı Kudüs ve Filistin konusunda duyduğu hassasiyeti ve Siyonist Güçler tarafından Filistin’e uygulanan zulüm ve işgali, ulusal ve uluslararası arenaya taşıyarak tüm dünya halklarının bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizeriz.
- İsrail, Filistinlilere yönelik olarak sürekli saldırı, işgal ve katliamlarıyla savaş Suçu İşlemektedir. Zulmün hiçbir zaman payidar olmayacağı anlayışıyla, Birlik olarak, işgalci İsrail Devleti’ni;
- Bütün uluslararası resmi raporlara göre ekonomisi çökme eşiğine gelmiş olan ve açlığa mahkum edilen Gazze’deki, karadan ve denizden devam eden ablukayı bir an evvel kaldırmaya,
- İşgal ettikleri topraklardan geri çekilmeye,
- Hukuksuz işgal nedeniyle topraklarını kaybeden, yurtlarından ayrılan Filistin halkının evlerine dönmesi için gerekli tedbirleri almaya, bu konudaki BM tarafından alınan 194. Sayılı karara uymaya davet ediyoruz.
- Birlik olarak, Filistin ve Kudüs meselesi üzerinde uluslararası sendika desteği ve yardımı sağlamak, Kudüs ve Filistin’i korumak için uluslararası ve bölgesel bir kamuoyu oluşturmak, birlik üyeleri ile dünyadaki meslektaşları arasında bağlantı kurmanın önemini vurgularız.
- Birlik olarak, Filistin ve Kudüs’e yardım adına Uluslararası dayanışma ve işbirliğinin yanı sıra, üyeleri arasında tecrübe ve bilgi paylaşımı yapmak ve ortak çalışma ve eğitim ortamları oluşturulması ve sendikal deneyimleri paylaşılmasının önemine işaret ederiz.
Birlik, Ankara’da HAK-İŞ ve MEMUR-SEN Konfederasyonlarının ev sahipliğinde “Kudüs için Hep Birlikte’’ teması ile yapılan 3. Uluslararası Kudüs Konferansı’nın diğer faaliyetlerle devam etme kararlılığını vurgular, katılımcılara ve ev sahipliklerinden dolayı HAK-İŞ ve MEMUR-SEN Konfederasyonlarına teşekkürlerini sunar.”