İstanbul 7 No’lu Şubemizin 3. Olağan Genel Kurulu 15 Ekim 2020 tarihinde gerçekleştirildi.
Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir’in Divan Başkanlığında gerçekleştirilen Genel Kurula, HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve HİZMET-İŞ Sendikamız Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz, Genel Başkan Yardımcılarımız Halil Özdemir, Celal Yıldız ve Mehmet Keskin, İstanbul 1 No’lu Şube Başkanımız Mustafa Canpolat, İstanbul 2 No’lu İETT Şube Başkanımız Ahmet Günce, İstanbul 5 No’lu Şube Başkanımız Mustafa Şişman, İstanbul 7 No’lu Şube Başkanımız Nizamettin Yurul, İstanbul 9 No’lu Şube Başkanımız Emrullah Arslan, Genel Merkez Kadın Komite Başkanımız Hatice Ayhan, Genel Başkan Danışmanımız İbrahim Güleş, HAK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Eda Güner, HAK-İŞ Konfederasyonumuza üye sendikaların İstanbul İl Başkanları, işyeri sendika temsilcilerimiz, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, İstanbul 7 No’lu Şubemizin delegeleri ve basın mensupları katıldı.
Genel Kurula hitap eden Genel Başkanımız Mahmut Arslan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinde yetki tespitinin alındığını hatırlatarak, örgütlenme aşamasında mücadele eden üyemiz emekçileri tebrik etti.
Arslan: “İstanbul Büyükşehir Emekçilerini Sözde Sendikaların Oyunlarına ve İnsafına Teslim Etmeyeceğiz”
İstanbul Büyükşehir emekçilerinin beklentilerini karşılamak yoğun çaba gösterdiklerini belirten Arslan, “Büyükşehir işçilerini, onların haklarını arayamayacak bir kısım sözde sendikal yapılara bırakmayacağız. Daha çok çalışacağız, dayanışmamızla hayallerimizi gerçekleştireceğiz” dedi.
Geçmiş dönemlerde yetki tespitine yapılan gereksiz itirazdan dolayı mahkemenin 7 yıl sürdüğünü hatırlatan Arslan, “Sözde sendikacıyız diye geçinenler çoğunluk sendikamızda olmasına rağmen toplu iş sözleşmesi yapmamızı 7 yıl engellediler, fakat sonunda kazanan HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ oldu, emekçiler oldu. Geçtiğimiz yıl örgütlenme aşamasında yetki tespiti alamazsak itiraz etmeyeceğiz demelerine rağmen, karara itiraz etmek için gerekçeler üretiyorlar. Bunlara güvenilmez. Bu yetki tespiti süresince üyemiz emekçilere düşen sendikamıza güvenmektir. Sosyal medya dedikoduları yerine resmi açıklamalarımıza itibar edilmesidir. Üyelerimizi malum sendikaların oyunlarına, insafına teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.
Taşeron İşçilikle Mücadelenin Liderliğini HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Yaptı
Taşeron işçiler için sahada ilk mücadele ateşini HAK-İşve HİZMET-İŞ’in yaktığına işaret eden Arslan, şunları kaydetti: “HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ olarak, servise bindirilmeyen, yemekhanede yemek yedirilmeyen, iş güvencesi olmayan, modern köle olarak görülen taşeron emekçiler adına büyük bir mücadele verdik. 2014 yılında katkı verdiğimiz bir kanun düzenlemesiyle, taşeron şirketlerde çalışan sendikalı işçilerimizin toplu iş sözleşmelerini Yüksek Hakem Kurulu’ndan çıkarttık. Arkadaşlarımıza bir kısım haklar sağladık. Kıdem tazminatı, yıllık izin ve mesai ücretlerini devletin güvencesi altına almış olduk. Taşeron işçiler için tüm mücadeleyi biz yürüttük. Bugün üyelerimizi sendikalarına üye yapmaya çalışanlar, geçmişte taşeron işçileri sendikalarına üye yapmadılar. Cumhurbaşkanımızın ve bizlerin özverili tutumlarıyla 1 milyon işçimize kadro aldık. Bugün sosyal medyada HAK-İŞ’e yönelik eleştirileri ve suçlamaları yapanlar bunları iyi bilmelidir. Taşeron işçilikle mücadelenin liderliğini HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ yapmıştır.”
Hiçbir Üyemizin İş Kolu Değiştirilerek Başka Sendikalara Geçirilmesini İstemiyoruz
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Sendikamızın 696 sayılı KHK’nın geçici 7. maddesinin 3. fıkrasına baştan beri itiraz ettiğini hatırlatan Arslan, şunları söyledi: “İşçiler, taşeron dönemden beri örgütlü oldukları sendikalarından koparılmaya çalışılıyor. Sosyal medyada yapılan propagandalara karşı uyanık olmalıyız. HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ olarak hiçbir üyemizin iş kolu değiştirilerek başka sendikalara geçirilmesini istemiyoruz. Asıl iş kolu-yardımcı iş kolu tartışması kadro alındıktan sonra ortadan kalkmıştır. Emekçi kardeşlerimiz hangi kuruma geçerse geçsin, hangi iş kolunda çalışırsa çalışsın eşit ve aynı haklara sahiptir. İşçiler hangi iş kolunda olursa olsun haklarında geriye gidiş söz konusu olmayacak. İşçilere yalan söyleyen, kandıran bir sendikal anlayış içinde olamayız. Birilerinin oyuna gelmeyelim. Yıllarca örgütlediğimiz ve mücadelesini yaptığımız işçilerin başka sendikalara kanun zoruyla üye yapılmak istenmesine karşıyız. Üyelerimiz için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Elbette işçi arkadaşlarımızın sendikal tercihlerine saygı duyuyoruz. Mücadelemizi beğenmeyen işçi arkadaşımız iş kolumuzda olan başka sendikaya gidebilir, ama işkolları değiştirilince hiç tanımadıkları sendikalara zorla mahkûm edilecekler. Biz bu duruma karşı çıkıyoruz” dedi.
“İşçiler Hangi Sendikada, Hangi İş Kolunda Olursa Olsun, Toplu Sözleşme Hakları Ve Kadroları Bakidir”
Bir kısım odakların taşeron işçilerin kadro almasından rahatsız olduğunu ve kazanımları yok etmeye çalıştığını belirten Arslan, “Bunların oyunlarını bozmak için dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor. O yüzden arkadaşlarımız HAK-İŞ bünyesinde kalsın, sözleşmelerini biz yapalım istiyoruz. Ama birileri bunu başka türlü hesaba dönüştürmeye çalışıyor. Şartlar ne olursa olsun mücadelemizi sürdüreceğiz. 1 Kasım’dan sonra tabloya bakacağız ve yeni bir durum değerlendirmesi yapacağız. İşçiler hangi sendikada örgütlü olursa olsun, hangi iş kolunda tescil edilir edilirse edilsin, toplu iş sözleşme hakları ve kadroları bakidir. Bir tane üyemiz için günlerce mücadele ettik. Şimdi bir tane üyemizin gitmesine gönlümüz razı değil” dedi.
Genel Başkan Vekilimiz Öz, KHK’lı emekçileri, geçmişte taşeron işçiliğiyle mücadeleye katkı vermeyen sendikalara karşı uyardı
Genel Kurul’da konuşan HAK-İŞ Genel Başkan Vekili ve HİZMET-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, KHK’lı emekçileri, geçmişte taşeron işçiliğiyle mücadeleye katkı vermeyen sendikalara karşı uyardı.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’in taşeron işçilerinin geleceğini kamuda inşa etmek büyük 17 yıl mücadele verdiğini belirten Öz, “Dün taşeron işçisi olarak tanımlanan KHK’lı emekçilerin hayatına dokunmak için mücadele ettik. Onların hayatını güzelleştirmek ve onların geleceğini kamuda inşa etmek için çalıştık ve bunu başardık” dedi.
Dün mücadelede yer almayanların bugün çeşitli oyunlar, manipülasyonlar ve yalanlarla üye kapma yarışına girdiğine dikkat çeken Öz, “Bugün ortalıkta dolaşıp eksiklikler olduğunu söyleyenlere itibar etmeyiniz. Biz Çalışma Bakanlığında gecelere kadar sizler için mücadele ederken, onlar yataklarında uyuyordu. Biz işyerlerinde gece-gündüz demeden mücadele ederken, onlar sahillerde keyif çatıyordu. Biz işçi arkadaşlarımızın geleceği için mücadele ettik. 8 Martlarda, 1 Mayıslarda, kongrelerimizde ve her platformda kadro mücadelemizi devam ettirdik ve aldık” ifadelerini kullandı.
“Kamuda çalışan KHK’lı Emekçilerin Taleplerini Masaya Getireceğiz”
KHK’lı emekçilerin toplu iş sözleşmesi için öngörülen geçiş döneminin belediye şirketlerinde çalışanlar için 1 Temmuz 2020’de tamamlandığını, kamuda çalışanlar için ise 1 Kasım’da tamamlanacağını belirten Öz, “1 Kasım’dan sonra yetki tespitleri çıkacak. Kamuda çalışan arkadaşlarımız için masaya oturacağız. Arkadaşlarımızın beklentilerini, taleplerini masaya getireceğiz” dedi.
“Azerbaycanlı Kardeşlerimizin Yanındayız”
Azerbaycan’ın Ermenistan’ın saldırılarına karşı Karabağ’ı savunmasında kardeş ülkemiz Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu dile getiren Öz, “Ermenistan yaklaşık 30 yıl önce Azerbaycan’a Karabağ’ı işgal etti ve orada on binlerce Azeri kardeşimizi katletti. Katliamlarından ve bu zulümlerinden asla vazgeçmediler. Azerbaycan ordusu bugün Karabağ bölgesi başta olmak üzere, işgal altındaki topraklarını kurtarmak ve bu zulümlere son vermek için büyük bir mücadele başlattı. Türkiye olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız. Bütün dünya bilmeli ki, eğer bizim tırnağımız kanıyorsa, bizler ağlıyorsak, İslam dünyası ve Türk dünyası ağlıyor. Eğer Türk dünyası ağlıyorsa bizler de ağlamaya devam edeceğiz. Amacımız ağlamak değil, onlarla beraber omuz omuza mücadele etmek, onlara destek olmak ve yanlarında olmaktır. İnşallah Karabağ işgalden kurtulacaktır” diye konuştu.
“Kıbrıs Bizim İçin Tarihi Öneme Sahip”
Kıbrıs’ın 450 yıl Osmanlı Devleti himayesinde bulunduğunu hatırlatan Öz, “Kıbrıs bizim bir parçamızdır. KKTC toprakları bizim için önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin savunmasının bir parçasıdır. Batılılar, Türkiye’yi güneyinde Akdeniz’de var olan doğalgaz kaynaklarından mahrum etmek için her türlü müdahaleyi yapıyor. Biz de Libya’da Suriye’de ve Kıbrıs’ta büyük bir dirayetle geleceğimizin mücadelesini veriyoruz” dedi.
Öz, İstanbul 7 No’lu Şubemizin genel kurulunun hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
İstanbul 7 No’lu Şube Başkanımız Nizamettin Yurul ve Genel Merkez Kadın Komite Başkanımız Hatice Ayhan da birer kısa konuşma gerçekleştirerek, genel kurulun hayırlara vesile olması temennisinde bulundular.
Şube Başkanlığına Nizamettin Yurul Seçildi
Genel Kurulda yapılan seçim sonucunda İstanbul 7 No’lu Şube Başkanlığımıza Nizamettin seçilirken, yönetim kurulu üyeliklerine ise Hasan Hüseyin Şentürk, Şuayip Sarmusak, Adnan Akdemir, Metin Berçin seçildi.