Hizmet-İş Sendikası İmzamız, İşçinin Kararıdır
HAK-İŞ Konfederasyonu ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 13 Kasım 2022 tarihinde HAK-İŞ’e bağlı Öz Ağaç-İş Sendikası 13.Olağan Genel Kuruluna katıldı.
Gerçekleştirilen Genel kurula; Genel Başkanımız Mahmut Arslan, AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Osman Yıldız ve Yunus Değirmenci, HAK-İŞ Genel Sekreteri Eda Güner, HAK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Serdengeçti, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Av. Tuncay Dolu ve Genel Yönetim Kurulu Üyeleri, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların Genel Başkan ve Yöneticileri ile Öz Ağaç-İş Sendikası delegeleri ve üyeleri katıldı.
Arslan, Genel Kurulun HAK-İŞ, çalışanlar ve delegeler için hayırlı olması dileğinde bulundu.
“Zihniyet Dönüşümüne İhtiyaç Var “
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, mevzuat değişikliklerine rağmen iş kazalarında istenilen hedeflere ulaşılamadığını anımsatarak, başta Amasra’daki maden kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle andı. Arslan; “Kazaların yüzde 95’inin önlenebilir kaza olması münasebetiyle daha fazla tedbire, bir kısım düzenlemeye ihtiyaç var. En büyük düzenleme, en büyük değişim bir zihniyet dönüşümü olacak. Bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor” dedi.
Arslan, dün, Düzce Depremi’nin yıldönümü olduğunu ve Türkiye’de ilk kez 81 ilde eş zamanlı tatbikat gerçekleştirildiğini anımsatarak, depremde kaybettiklerimizi andı, tatbikat dolayısıyla da İçişleri Bakanlığımızı ve hükûmetimizi kutladı. Arslan; “‘Deprem öldürmez, yapı öldürür’ sözünün gereğini yerine getirirsek, yapılarımızı depreme dayanıklı hale getirirsek sanırım bu ölüm hikâyelerini de görmemiş oluruz. Türkiye’nin bu konuda önemli adımlar atmasına rağmen depremlerle, kazalarla sorun yaşamaya devam ediyoruz” dedi.
“İşçileri Sendikalaştırmak, HAK-İŞ’in ve Sendikalarımızın Bünyesine Katmak Zorundayız”
Arslan, Türkiye’de 15 milyonun üzerinde sigortalı çalışan olduğuna, bunların sadece yüzde 14,9’unun sendikalara üye olduğuna dikkat çekerek; “HAK-İŞ ve sendikalarımız olarak başka bir sorumluluğumuz var. İşkolumuzdaki bütün işçileri sendikalaştırmak, HAK-İŞ’in ve sendikalarımızın bünyesine katmak zorundayız. Bizim sorumluluğumuz sadece üyelerimizin haklarını savunmak değil. Bize üye olmak isteyen, HAK-İŞ’le yol yürümek isteyen bütün arkadaşlarımızı kucaklayıp onları sendikalaştırmamız gerekiyor. Hem işkolumuzun ve ülkemizin sorunlarına odaklanmamız, hem de dünyaya mesaj vermemiz gerekiyor” dedi.
“HAK-İŞ’in Gücü, Türkiye’nin Gücü”
Çeşitli işkollarındaki hem işletmelerin, hem çalışanların, hem de ülkenin HAK-İŞ’e ihtiyacı olduğunun altını çizen Arslan; “Bizim sloganımız şu: HAK-İŞ’in gücü, Türkiye’nin gücü. HAK-İŞ ne kadar güçlü ise Türkiye’de güçlenir. Türkiye’nin güçlenmesi sadece Türkiye için değil, bütün yeryüzü için bir çıkış, bir umut, bir gelecek kapısıdır. O yüzden biz, kendi misyonumuzu HAK-İŞ üye sayısı ile sınırlı göremeyiz. Başka sorumluluğumuz var. Sendikalarımızın üye sayısının en az 10 katı gönüllümüz var. Sendikalarımıza üye olmamış, kapısından içeri girmemişler ama HAK-İŞ başarısıyla sevinen, HAK-İŞ’in başarısızlığına üzülen milyonlarca gönüllü HAK-İŞ’liler var. Onların da umutlarını onların da geleceğe dair beklentilerini gerçekleştirmek için HAK-İŞ’in daha fazla inisiyatif alması, sendikacılık alanında kendisini daha fazla var edecek güçlü bir yapıya ulaşması gerekiyor. Geleceğe dair beklentilerimizi, hedeflerimizi gerçekleştirme konusundaki azmimizi, kararlılığımızı, inancımızı asla geriye götürmeden daha ileriye yürümemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Arslan, “HAK-İŞ, ülkemizin etkin ve güçlü bir konfederasyonu olduğu kadar uluslararası sendikal harekette de güçlü, etkin ve oyun kurucu bir misyonu, sorumluluğu da taşımaktadır” dedi. Arslan, bütün bunların sadece HAK-İŞ’in üye sayısıyla anlam kazanmadığına dikkat çekerek, “HAK-İŞ’in durduğu yer, misyonu, değerleri ve ilkeleri; HAK-İŞ’e dünyanın en büyük işçi örgütünün en önemli görevlerinden birini getiriyor. Dolayısıyla sorumluluklarımız, bizden beklenenler çok büyük. Türkiye’den beklenenler neyse, HAK-İŞ’ten beklenenler de odur. Türkiye ile HAK-İŞ’i özdeş gören bir dünya var.”
