Ana Sayfa » Haberler » “GELECEĞİMİZ SUYUMUZ KADARDIR”

“GELECEĞİMİZ SUYUMUZ KADARDIR”

ARSLAN, DÜNYA SU GÜNÜ ETKİNLİĞİNE KATILDI

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 22 Mart 2022 tarihinde HAK-İŞ tarafından  “Geleceğimiz Suyumuz Kadardır” temasıyla gerçekleştirilen Dünya Su Günü etkinliği ve sergi açılışına katıldı.

22 Mart Dünya Su Günü münasebetiyle düzenlenen etkinliğe Genel başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcılarımız Celal Yıldız ve Mehmet Keskin, Genel Sekreterimiz Av. Oğuz Aksoy, HAK-İŞ Genel Sekreteri Eda Güner, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların Genel Başkanları, yönetim kurulu üyeleri, HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Merkez personelleri ve basın mensupları katıldı.

Arslan, konuşmasında 2010 yılında su ve temiz içme suyuna erişimin bir insan hakkı olduğunun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) kararı ve tescillendiğine dikkat çekerek, 2013 yılının “Uluslararası Su İş Birliği Yılı” ilan edilmesi ile birlikte suyun bugün çok daha güçlü bir anlam kazandığına dikkat çekti. Arslan; “Dünya Su Günü münasebetiyle konfederasyonumuzun ve sendikalarımızın su konusundaki duyarlılığı artırmak, suyun değerini ve önemini anlatmak, geleceğimizle ilgili planlamaları yaparken suyun kıymetinin bir kez daha altını çizmek, kamuoyu ile paylaşmak üzere bu toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Dünya Su Günü’müz kutlu olsun” diye konuştu.

“Tatlı Suyun Sadece Yüzde 1’ini Kullanmaktayız”

Arslan, hayatın kaynağı, alternatifi bulunamayan, üretilemeyen ve bütün canlıların varlık nedeni olan suyun önemine dikkat çekerek; “Su; bizim için hayattır, gelecektir. Su, medeniyettir. Dünyadaki su kaynaklarının yüzde 97’si maalesef tuzlu su, yüzde 3’ü tatlı sudan oluşmaktadır. Tatlı suyun da yüzde 2,5’u kutuplarda bulunmakta olup, insanların kullanabildiği su rezervi dünya su rezervinin sadece yüzde 1’i bile değildir” dedi.

“Su Ticarileştirilemez”

HAK-İŞ’in su konusundaki temel yaklaşımlarından bir tanesinin de suyun ticarileştirilmemesi olduğuna vurgu yapan Arslan; “Su, bütün insanlığın ortak değeridir ve alternatifi olmayan, üretilemeyen değerli bir kaynaktır. Bunun altını bir kez daha çizmemiz gerekiyor. Uluslararası tekellerin, Dünya Bankası olmak üzere IMF’nin, Dünya Yatırım Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşların suyun ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi ve özel şirketler tarafından yürütülmesi konusundaki yaklaşımları bizi tedirgin etmektedir. Dünya su piyasası yaklaşık 800 milyar dolarlık bir pastadan oluşmaktadır. Şu andaki su şirketlerinin piyasa değeri 100 milyar dolardır. Dolayısıyla ciddi bir tehlike ve tehdit önümüzde durmaktadır” diye konuştu.

“Yaşayacağımız Felaketlerin Farkında Olmalıyız”

HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından su konusunda hem ülkemizde hem de dünya genelinde yürütülen çalışmaların yakından takip edildiğini belirten Arslan; “Dünyada ticarileştirilen su hareketleri vahim sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu vahim sonuçları kamuoyu ile paylaşmamız gerekiyor. Çünkü su tekelleri, bu konuyu gizlemekte ve kamuoyunun gözünden kaçırmaktadırlar. Dünyadaki büyük metropollerin su özelleştirilmesinden sonra yaşadıkları felaketleri ve olumsuzlukları herkesle paylaşmamız gerekiyor” dedi.

“Özelleştirme Yapan Belediyeler Büyük Faturalar Ödedi”

Türkiye’de su özelleştirmeleri yapan belediyelerin ağır faturalar ödemek zorunda kaldığını ifade eden Arslan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Yap-İşlet-Devret modeliyle gerçekleştirdiği özelleştirmenin Kocaeli halkına ağır faturalar ödettiğinin altını çizdi. Arslan konuşmasında suyun özelleştirmesinin nelere mal olduğunun tüm toplum tarafından iyi anlaşılması gerektiğine vurgu yaparak; “Toplumumuzun, konfederasyonların, STK’ların tepkileri hem de ülkemizin içinde bulunduğu şartlar su şirketlerine yeterli alan bırakmamıştır. Özellikle şehir içi su dağıtımının ve üretiminin özel sektöre devredilmesi girişimleri Türkiye’de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ortaya konulan modeller son derece ağır faturaları bizlere bırakmıştır. Yap-İşlet-Devret modeliyle anlaşma yapan belediyeler döviz üzerinden belirlenen fiyatı özel şirketlere ödemek zorunda kalmışlardır. Örneğin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne 400 milyon dolarlık büyük faturalar çıkmıştır. Bu ihanetin bedelini başta Kocaeli halkı olmak üzere bütün ülkemiz ödemiştir. Sonunda milyonlarca doları cebine indiren şirket ve etrafındakiler Kocaeli’ne büyük bir enkaz bırakmıştır. Yap-İşlet-Devret modelinin en kötü modeli belki de dünyada budur” diye konuştu.

“Suyu Hoyratça Kullanmayalım”

Suyun hayatın her alanında dikkatli olarak tüketilmesi gerektiğini belirten Arslan; “Su başka bir ürüne benzemiyor. Suyunuzu kaybederseniz geleceğinizi de kaybedersiniz. Dünyadaki uygulamalara bakıldığında özel şirketlerin suyu nasıl hoyratça kullandığını ve bunlar üzerinden milyarlarca dolar kazandığını biliyorsunuz. Türkiye’de de bazı tehlikeler devam etmekte. Ambalajlı suyun tamamına yakını belli tekeller ellerinde bulundurmakta. Önceden alıştığımız gibi köylerde, mahallelerde, şehirlerde su içtiğimiz çeşmeleri kaybettik, bu geleneğimizi yok ettiler. Bizim ortak değerimiz olan suyumuzu bizlere satıyorlar. Hızla gelişen Türkiye’deki ambalajlı su tehlikesini görmemiz gerekiyor” uyarısında bulundu.

“Hazır Su Tüketimi Hızla Artıyor”

İstanbul’un yüzde 75’inin, Ankara’nın ise yüzde 50’sinin çeşme suyunu içmediğini vurgulayan Arslan; “Damacana suyu kullanımı hızla artmakta ve hazır su toplumumuza benimsetilmektedir. Bir başka çıkmazımız da tarım sulamalarındaki olumsuzluklardır. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, vahşi sulama dediğimiz yeraltı sularının ve akarsuların kullanıldığı model yerine damlama sisteminin kullanılmasını savunmaktayız. Yeraltı havza sularımız hızla azalmakta, özellikle Konya Ovası olmak üzere gelecekte tehlikelerle karşı karşıya olduğumuz bir tablo önümüzde durmaktadır” dedi.

“Bütün Canlıların Suya İhtiyacı Var”

Türkiye’nin en büyük şansının özellikle şehir içi içme sularının kamunun elinde kalması olduğunu belirten Arslan, dünyada pek çok ülkenin özelleştirmeler sonucunda büyük felaketlerle karşılaştığını, özelleştirme konusunda hükümetin göstermiş olduğu hassasiyete teşekkür ettiklerini söyledi. Arslan; “Bütün canlıların suya ihtiyacı var. Artık sokaklarımızda köpek veya kedinin içebileceği bir damla su bile yok. Çevredeki bütün canlıların yaşamasına fırsat sağlayacak modellere ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Felaketlere Karşı Önlem Almalıyız”

HAK-İŞ olarak büyük felaketlerle karşılaşmamak için önceden hem toplumun hem de yönetimlerin acilen tedbir alması gerektiğini savunan Arslan; “Konfederasyonumuz ve sendikalarımız su konusunda mücadelelerini sürdürmektedir. Evlatlarımıza, çocuklarımıza, torunlarımıza iyi bir çevre ve gelecek bırakmak için bugünden yapmamız gerekenler var. Bu anlayışla Dünya Su Gününüzü tebrik etmek istiyorum. Suyun hayat olduğunu, suyun geleceğimiz olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Günlük hayatta milyonlarca metreküp su heba olup gidiyor. Bunu önleyebilmek için toplumumuzun yeni bir yaklaşıma ve anlayışa ihtiyacı var” dedi.

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, konuşmaların ardından merhum Yalçın Turgut Balaban’ın çizimlerden oluşan “Suya Dair” karikatür sergisinin açılışını gerçekleştirdi.