Ana Sayfa » Haberler » ARSLAN, ŞİDDETE SIFIR TOLERANS POLİTİKA BELGESİ İMZA TÖRENİNE KATILDI

ARSLAN, ŞİDDETE SIFIR TOLERANS POLİTİKA BELGESİ İMZA TÖRENİNE KATILDI

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 22 Nisan 2022 tarihinde, ILO C190 Sayılı Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme’nin HİZMET-İŞ Sendikamız tarafından toplu iş sözleşmelerine uyarlanmasını içeren “Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi” imza törenine katıldı.

Törene; Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların Genel Başkan ve Yardımcıları, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız, Genel Sekreterimiz Av. Oğuz Aksoy, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, Sendikamız Kadın Komite Başkanı Hatice Ayhan, Sendikamız Genel Merkez çalışanları ile basın mensupları katıldı.

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, işyerlerinde şiddet ve tacizle mücadelede HAK-İŞ Konfederasyonumuzun ve Sendikamızın uzun yıllardır, toplumsal duyarlılığı ve bilinç düzeyini geliştirmeyi amaçlayan planlı bir çalışma yürüttüğünü söyledi. Arslan, sözleşmenin, sadece toplu iş sözleşmesi yaptığımız üyelerimiz için değil, tüm çalışanlar için anlam ifade ettiğini söyledi.

“İlk Kez HAK-İŞ Yaptı”

Genel Başkanımız Arslan, HAK-İŞ’in 7 Aralık 2021 tarihinde imzaladığı ‘Şiddete Karşı Sıfır Tolerans’ belgesinin sendikalarımız açısından yol gösterici olduğunu söyledi. Sendikamızın da uzun süredir yürüttüğü çalışmaların sonucu olarak belgeyi imzaladığını söyleyen Arslan; “Türkiye, ILO’nun yüzüncü yılı toplantısında imzalanan C190 sayılı sözleşmesini ilk imzalayan ülkelerden olamadı ama bu sözleşmenin Türkiye tarafından imzalanması konusunda bizlere sorumluluk düştü” dedi.

C190 sayılı sözleşmenin ilk önce HAK-İŞ tarafından sözleşmelere uyarlandığını belirten Arslan; “İşyerinde taciz ve şiddet konusu, diğer ihlaller gibi somut verilerin elde edilmesinin son derece zor olduğu bir durum. Bu açıdan bu sözleşmenin devletimiz tarafından imzalanması bir irade beyanı olacaktır. ‘Sözleşmeyi Türkiye imzalamadan biz neler yapabiliriz?’ tartışması yaptık. Toplu sözleşmelerimize C190 sayılı sözleşmenin uyarlanması ilk kez HAK-İŞ tarafından yapıldı. Sendikalarımızın, hukukçularımızın, toplu iş sözleşmesi uzmanlarımızın katıldığı uzun bir çalışmanın ardından bir metin ortaya çıkardık. Bu metni bütün üye sendikalarımıza gönderdik. Toplu iş sözleşmelerine mümkün olduğunca bu metnin yerleştirilmesi talebimizi de ilettik. Buradan bütün sendikalarımıza bir kez daha çağrı yapıyorum; küçük-büyük ölçekli tüm sözleşmelerimize bu metnin yerleştirilmesi konusunda çaba sarf edelim” diye konuştu.

“C190 tüm çalışanlar için anlam ifade ediyor”

Sözleşmede sadece kadına yönelik şiddetten bahsedilmediğinin altını çizen Arslan; “Sözleşmede bütün çalışanlara yönelik şiddet ve tacizden bahsediliyor. Dolayısıyla bu sözleşme, daha kapsayıcı bir sözleşmedir. Bu sözleşme sadece toplu sözleşme yaptığımız yerlerde değil, bütün çalışanlar için anlam ifade ediyor. Türkiye’de sigortalı çalışanları, memurları ve kendi hesabına çalışanları da dahil ettiğimiz zaman 25 milyonluk bir kesimden bahsediyoruz. Bu kesimde kendi çalışma şartlarından, şekillerinden başlayarak çok sayıda benzer ihlallerin olduğu maalesef bir gerçek. Ancak bunların hukuki platforma taşınması son derece sınırlı gerçekleşiyor. İş yerlerinde şiddet ve tacizin yargıya taşınmasında ciddi endişeler var. O nedenle şiddetle ve tacizle ilgili yaşananların gün yüzüne çıkarılmasında ciddi sıkıntılarımız var. Bir işçi böyle bir ihlalle karşılaştığı zaman başına ne geleceğini biliyor. Bu insanlığa da insan haklarına da aykırıdır” ifadelerine yer verdi.

“C190’ı içselleştirmemiz gerekiyor”

İnsanların çalışma hayatlarından kopmamak adına travmalarını göz ardı ettiğini, yaşadıklarını gizlediğini dile getiren Arslan, şunları söyledi:

“Adı konulmamış büyük travmaların yaşandığı bir alandan bahsediyoruz. İnsanlar, çalışma hayatından kopmamak adına fedakârlık yaptıklarını, sustuklarını söylüyorlar. Bu, insanı yaralıyor. Bizim; mekanizmaları kurmamıza, işletmemize ve mevzuatımızı buna göre yeniden düzenlenmesine ihtiyacımız var. İşte tam da burada C190 sayılı sözleşme devreye giriyor. Pek çoğumuzun algı olarak şiddet saymadığı davranışlar, bu sözleşmeye göre ihlâl. Çalıştığımız insanlara sert bir şekilde bağırmamızın bir ihlâl olduğunu bilmemiz gerekiyor. O yüzden, bu sözleşmenin bütün ayrıntılarıyla sendikalarımız tarafından incelenip içselleştirilmesi gerekiyor. Hepimizin bu konuda kendimizi kontrol etmemiz, empati yapmayı öğrenmemiz gerekiyor.”

“Eğitim Çalışması Başlatmamız Gerekiyor”

“Bir kısım özel sektör işverenleri bile C190 ile iş yerlerinde eğitimler vermeye başladı. Eğitimlere katılan işçilerin bakış açılarındaki değişim son derece olumlu ve istenilen istikamette” diyen Arslan, yeni eğitim çalışmalarına başlayacaklarını duyurdu.

Arslan; “Önümüzdeki günlerde başta konfederasyonumuz olmak üzere öncelikle sendikalarımızdaki, daha sonra işyerlerindeki çalışanlarımıza yönelik C190 sayılı sözleşme ile ilgili işverenlerle de konuşarak yeni bir eğitim çalışması başlatmamız gerekiyor. Buna inandırdığımız her işveren bu metnin toplu iş sözleşmesinde  yer almasını kabul edecektir” dedi.

“C190 yeni bir başlangıca vesile olacak”

Arslan, Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’nin imzalanmasının, çalışma hayatının en önemli aktörlerinden biri olan HAK-İŞ’in önemli sendikalarından biri olan Hizmet-İş Sendikamızda yeni bir başlangıca vesile olacağını söyledi.

Şiddete sıfır toleransın olduğu bir anlayışın sendikamız, işyerleri ve bütün kurumlarda ortaya konulması gerektiğini belirten Arslan, “Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’ni imzalamak bir taahhüttür, bir namus borcudur. İmzaladığımız bu metin, sahip çıkmamız gereken namusumuz gibidir. Bunu yerine getiremezsek büyük bir vebali olduğunun da farkındayız. Yönetim kurulu olarak bundan manevi olarak sorumluyuz” dedi.

Arslan, “Sorunlarla karşılaşmadan taahhüt ettiğimiz ‘Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’nin hükümlerinin iş yerlerimizde uygulandığı, hiçbir ihlalin yaşanmadığı bir çalışma hayatını temenni ediyorum. Ancak insanız, insanın olduğu yerde sorun olur. ‘Sorunların olmaması’ diye bir şey yok. Özellikle önemli olan sorunların çözüm şekli ve yöntemidir. Biz, bu politika belgesiyle sorunların nasıl çözüleceğinin de bir işareti vermiş oluyoruz” dedi.

Hiçbir gerekçenin ‘Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’nin imzalanmasına mani olmadığını belirten Arslan, “HAK-İŞ’e bağlı diğer sendikalarımızda da bu belgeyi benzer törenlerle imzalayıp çalışanlarımıza, üyelerimize, mensuplarımıza ilan etmemiz gerekiyor. HAK-İŞ’e ve sendikalarımıza yakışan budur. Bunu, Hizmet-İş Sendikası’yla başlatmış olalım” şeklinde konuştu.

“Bugün tarihi bir günü yaşıyoruz”

Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’nin imzalanmasını tarihi bir an ve tarihi bir toplantı olarak değerlendiren Arslan, “Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi’ni HAK-İŞ’te imzaladığımız 7 Aralık, bizim için tarihî bir gündü, Hizmet-İş olarak imzaladığımız bugün 22 Nisan da tarihi bir gündür” dedi.

Arslan, “Şiddete Sıfır Tolerans Belgesi”nin herhangi bir itiraz olmadan kabul edilmesi ve bunun bir irade beyanına dönüştürülmüş olması nedeniyle Sendikamız Genel Yönetim Kuruluna teşekkür etti.

Genel Başkan Vekilimiz Öz: “ILO C190’ın imzalanması toplumumuza yol gösterici olacaktır”

Genel Başkanımız sonrası konuşmalarını gerçekleştiren HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Sendikamız Genel Başkan Vekili Av. Hüseyin Öz,  ILO’nun hazırladığı C190 sayılı sözleşmenin Türkiye tarafından kabul edilmesinin isabetli bir karar olacağını söyleyerek, “Türkiye’nin bu sözleşmeyi kabul etmesi, toplumumuza ve sivil toplum kuruluşlarımıza yol gösterici olacaktır. İstanbul sözleşmesiyle yaşanan tartışmalar, C190 sayılı sözleşmenin kabul görmesinin önündeki en büyük engel. Her şeye rağmen HAK-İŞ ve bağlı sendikalar olarak, çalışma hayatının ve özel hayatın her alanında şiddetin ve tacizin önlenmesi için gereğini yapmak zorundayız. Yaşananları görmeli, ders almalı ve tekrar yaşanmaması için adım atmalıyız” dedi.

“Şiddet ve tacize karşı bilinç geliştirmeliyiz”

Sendikamızın şiddet, taciz ve mobbingi engellemek için uzun yıllardır yaptığı toplu iş sözleşmelerine maddeler koyduğunu belirten Öz, “Şiddet, taciz ve mobbing’in önlenmesi için yıllardır çalışmalar yapıyoruz. C190 sayılı sözleşmenin imzalanması büyük bir adımdır ancak bu sözleşmeyi imzaladıktan sonra sözleşmeyi uygulamak daha önemli bir adımdır. Sözleşme metinleri haricinde bu konuda toplumun tüm kesimlerinin duyarlı ve hassas olması için bilinç geliştirmeliyiz” şeklinde konuştu.

Genel Sekreterimiz Aksoy: “Şiddetle ve tacizle mücadele aynı zamanda insan hakkı mücadelesidir”

Genel Sekreterimiz Av. Oğuz Aksoy da “Şiddet ve tacizin sadece iş yaşamında değil, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren genel bir sorun olduğuna dikkat çekerek, “Dünya genelinde özellikle pek çok insan, cinsiyetleri, engelleri ve etnik kökenleri nedeniyle şiddet ve tacize maruz kalıyor. Şiddet ve taciz pek çok hak ihlaline neden olmaktadır. Şiddetle ve tacizle mücadele aynı zamanda insan hakkı mücadelesidir. İş yerlerindeki şiddet ve taciz iş barışının bozulmasına ve iş verimliliğinin düşmesine neden olmaktadır. Bu nedenle şiddet ve tacizin önlenmesi çok önemlidir” dedi. 

Arslan, HİZMET-İŞ Sendikası “Şiddete Sıfır Tolerans” Politika Belgesini imzaladı

Arslan, konuşmaların ardından, HİZMET-İŞ Sendikası “Şiddete Sıfır Tolerans” Politika Belgesini imzaladı.

HİZMET-İŞ Genel Merkez Gençlik Komitemiz Başkanı Zeynep Kaya, “Şiddete Sıfır Tolerans” Politika belgesini okudu.

HİZMET-İŞ SENDİKASI “ŞİDDETE SIFIR TOLERANS” POLİTİKASI

Hizmet-İş Sendikası; çalışma yaşamında şiddet ve tacizin bir insan hakları ihlali, fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit olduğunu, insana yakışır iş ile bağdaşmadığını, ev içi şiddet de dâhil olmak üzere cinsiyete dayalı şiddet ve tacizin kadın ve kız çocuklarını orantısız şekilde etkilediğini kabul eder. Çoklu ve kesişen ayrımcılık biçimleri, eşit olmayan cinsiyete dayalı güç ilişkileri ve kalıp yargıları da dâhil olmak üzere, temel neden ve risk faktörlerini ele alan kapsayıcı ve bütünleşik bir yaklaşımın çalışma yaşamında her türlü şiddet ve tacize son vermek için esas olduğunun farkında olarak “Şiddete Sıfır Tolerans”  anlayışını benimser ve bu politika belgesinde yer alan hususlar çerçevesinde davranmayı taahhüt eder.

Sendikamız;

  • Çalışma yaşamında şiddet ve tacizin bir kişinin psikolojik, fiziksel ve cinsel sağlığını, saygınlığını, aile ve sosyal çevresini etkilediği gerçeğine dayanarak, işyerinde ve işle ilgili her ortamda (iş seyahatleri, eğitim, etkinlik ve sosyal faaliyetler, işle ilgili iletişimler, işe gidiş-gelişler) meydana gelen, işle bağlantılı veya işten kaynaklanan şiddet ve tacizle mücadele ile ilgili önlemler almayı,
  • Şiddet ve tacizi önlemek için karşılıklı saygı ve insan onuruna dayanan bir çalışma kültürünü teşvik etmeyi ve çalışanlar için sağlıklı ve şiddetten arınmış bir çalışma ortamı oluşturmayı,
  • Çalışanlarına, ailelerine ve iş ortaklarına çalışma yaşamında ve ev içinde her tür şiddet ve taciz; bunları önleme ve koruma yöntemleri hakkında çeşitli eğitimler ile faaliyetler düzenleyerek farkındalığı arttırmayı ve bilinçlendirmeyi,
  • Çalışanlar ve temsilcilerinin katılımıyla şiddet ve tacize dair tehlikeleri belirleyip riskleri değerlendirerek önlemler almayı, iş sağlığı ve güvenliği yönetiminde ev içi şiddet de dâhil olmak üzere mahremiyet ve gizliliğin korunmasını sağlayan gerekli mekanizmaları oluşturmayı,
  • Ev içi şiddete maruz kalan çalışanların destek alabilecekleri mekanizmaları oluşturmak amacıyla sivil toplum ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği geliştirmeyi ve gizlilik esası ile çalışanın mahremiyetine özen göstererek gerekli bilgilendirmeyi, yönlendirmeyi yapmayı ve çözüm için destek olmayı,
  • İşyerinde şiddet ve tacizin yaşanması durumunda gizlilik ve tarafsızlığı gözeten, etkin işleyen şikâyet, soruşturma, yönlendirme, destek ve telafi mekanizmaları kurmayı,
  • Çalışma yaşamında ve ev içinde şiddet ve tacize son vermek için fıtratta farklılık haklarda eşitlik yaklaşımı ile çalışma yaşamında liderlik/ yol göstericilik rolü üstlenmeyi, kamu kurumlarıyla, sivil toplumla ve ilgili kuruluşlarla yapıcı işbirlikleri geliştirmeyi taahhüt eder.