Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 17 Mart 2022 tarihinde Sendikamızın ‘Bölgesel Eğitim Programları’ kapsamında Samsun ve Yozgat Şubelerimize yönelik gerçekleştirilen eğitim seminerine katıldı.
Amasya’da gerçekleştirilen eğitim programına Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin, Samsun Şube Başkanımız Ziya Uzun, Yozgat Şube Başkanımız Ferman Zararsız, şubelerimizin başkan yardımcıları, işyeri sendika temsilcilerimiz, komite başkanlarımız ve uzmanlarımız katıldı.
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 17 Mart 2022 tarihinde, Sendikamızın ‘Bölgesel Eğitim Programları’ kapsamında Samsun ve Yozgat Şubelerimize yönelik gerçekleştirilen eğitim seminerine katıldı.
Amasya’da gerçekleştirilen eğitim programına Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Keskin, Samsun Şube Başkanımız Ziya Uzun, Yozgat Şube Başkanımız Ferman Zararsız, şubelerimizin başkan yardımcıları, işyeri sendika temsilcilerimiz, komite başkanlarımız ve uzmanlarımız katıldı.
“18 Mart tarihi bir direnişin, tarihi bir dirilişin adıdır”
Eğitim Seminerinde Çanakkale Zaferi’nin 107. yılı nedeniyle açıklamalarda bulunan Arslan, “‘Çanakkale Zaferi’ denildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir zaferden bahsediyoruz. ‘Çanakkale geçilmez’ diyerek binlerce vatan evladını şehit verdik. Çanakkale Zaferi ile gelen güven, Anadolu’yu işgal eden emperyalist güçlerin alt edilmesi için bize büyük bir umut vermiştir. 1915 yılı, tarihimizin en acı yıllarındandır. 1915’te okullar mezun vermedi. Üniversite okuyan tıbbiye öğrencileri eğitimlerine ara vererek cephede yer aldı. O yıl kimse evlenmedi, o yıl devletimiz, milletimiz sadece Çanakkale’ye odaklandı. Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Çanakkale Zaferi’ni kazananlar Anadolu’ya çıktılar ve Anadolu’nun her köşesini düşman işgalinden kurtardılar. Çanakkale’yi unutursak tarihimizi unuturuz. 18 Mart tarihi bir direnişin, tarihi bir dirilişin adıdır” dedi.
“Çanakkale Kahramanı Seyit Onbaşı, unutmamamız gereken değerlerdendir”
Çanakkale Savaşı’nı, ‘Anadolu’yu ve İstanbul’u işgal etmeye çalışan emperyalistlerin battığı zafer’ olarak niteleyen Arslan, “Çanakkale zaferinin sembol isimlerinden olan Seyit Onbaşı’nın yaptığı, azim, kararlılık ve vatan aşkının eyleme dönüşmesidir. Seyit Onbaşı’nın bu insanüstü gayreti işgal ordusunun geri çekilmesine neden olmuştur. Sadece bir kişi… İşte o Seyit Onbaşı, unutmamamız gereken değerlerdendir” şeklinde konuştu.
“Seyit Onbaşı adına Okul yaptırdık”
Sendikamız HİZMET-İŞ’in, Çanakkale Savaşı Kahramanı Seyit Onbaşı’nın ismini ve hatırasını yaşatmak için Seyit Onbaşının köyünde bir ilköğretim okulu yaptırdığını hatırlatan Arslan, “Çanakkale Kahramanı Seyit Ali Çabuk’u çocuklarımızın, gençlerimizin, milletimizin tanımasını istiyoruz” dedi.
“Çanakkale’de destan yazan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz”
Çanakkale kahramanı Seyit Onbaşı’nın hayatına dair bilgiler paylaşan Arslan, “Seyit Onbaşı, fakir ama onurlu bir adamdır. Ekmeğini taştan çıkaran kahramandır. Bu kahramanın unutulmaması için Seyit Onbaşı’nın ölüm yıl dönümünde, 1 Aralık 2019’da okulumuzu hizmete açtık. Seyit Onbaşı’nın bizlere bıraktığı emaneti geleceğe taşımak için HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Koca Seyit İlkokulu’nda yeni nesillerin eğitim görmesine öncülük ettiğimiz için mutlu ve gururluyuz. Önümüzdeki dönemde Seyit Onbaşı’nın hayatını filme alarak milletimize hediye etmek istiyoruz. HAK-İŞ/HİZMET-İŞ Koca Seyit İlkokulu’na önümüzdeki dönem büyük bir kütüphane de hediye etmek istiyoruz. Bu vesilesiyle Çanakkale’de destan yazan tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz” dedi.
Arslan: “HAK-İŞ olarak istikametimizden vazgeçmedik”
HAK-İŞ’in kurulma amacından, tarihî mücadelesinden bahseden Arslan, “Sendikamızın ve HAK-İŞ’in tarihi yürüyüşünden, mücadelesinden, kurulduğu günden bugüne kadar sürdürdüğü çabalardan, karşılaştığı engellerden bahsedeceğiz. Bu yarım asırlık mücadelenin bizim, ülkemizin ve dünya açısından ne anlam ifade ettiğini bilmemiz gerekiyor. Binlerce sendikanın, onlarca konfederasyonun olduğu bir dönemde HAK-İŞ, farklı sendikacılığı, farklı yaklaşımı, farklı anlayışı hâkim kılmak için yola çıktı, asla istikametimizden vazgeçmedik” dedi.
“Sendikal mücadeleyi, ülkemizi daha müreffeh hale getirmek için vermeliyiz”
Arslan, sendika ve konfederasyon olarak verdikleri mücadelelerde kavga, ideolojik savaş gibi şiddete meyilli durumların içerisinde bulunmadıklarının altını çizdi.
Arslan; “HAK-İŞ olarak sendikal mücadeleye getirdiğimiz anlayışlardan en büyüğü şu ki; mücadeleyi kendi alanında, kendi mecrasında yapalım istiyoruz. Sendikal mücadeleyi bir çatışmanın, kavganın, ideolojik bir savaşın aracı olarak değil, haklarımızı daha ileriye götürmek, ülkemizi ve çalışanları daha müreffeh bir hale getirmek için vermeliyiz. Türkiye’nin en uzun, en büyük grevlerine imza atmış bir sendika olarak; ‘Uzlaşma, dayanışma, müzakere’ diyoruz ama gerektiğinde bu haklarımızı almak için her türlü yasal eylemi ve mücadeleyi yapacağımızı da belirtiyoruz. Mücadelemizi, davamızı kararlılıkla sürdürmeye ve bu davaya asla ve asla halel getirmemeye gayret ettiğimiz için bütün zorluklara rağmen hâlâ Türkiye’nin en büyük işçi sendikasıyız” diye konuştu.
“12 Eylül Darbesi’ni yapanlara karşı gücümüz yettiğince direndik”
Arslan, ülkede yaşanan darbe dönemlerinde her zaman millet iradesi ve demokrasiden yana olduklarını dile getirdi. Genel Başkanımız Arslan; “Türkiye’nin yaşadığı bütün darbelere karşı HAK-İŞ, anlayış ve kurumsal olarak karşı çıkmıştır. 12 Eylül Darbesi’ni yapanlara karşı gücümüz yettiğince direndik. Demokrasiye aykırı bütün çıkışlara karşı HAK-İŞ tavır almıştır ve bedel ödemiştir. Biz, 28 Şubat Darbesi’nde yalnız bırakıldık. Brifinglere gitmeyen, millet iradesini esas kabul eden, millet iradesine karşı çıkmanın milletle kavga etmek olduğuna ve meclisin iradesiyle kurulmuş bir hükûmetin darbeyle götürülmesine itiraz etmenin millî bir görev olduğuna inandığımız için bunları yaptık” şeklinde konuştu.
“Hain Fetö örgütünün gözü Türksat ve TRT’deydi”
Arslan, 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan hain darbe girişiminde şehit olanları rahmetle andı. Genel Başkanımız Arslan, o günleri şu cümlelerle anlattı: “15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminde bu hain FETÖ örgütünün gözü TÜRKSAT ve TRT’deydi. HAK-İŞ davasına inanmış arkadaşlarımız TÜRKSAT’ı teslim etmediler ama kalleşçe şehit edildiler. Ankara 2 No’lu Şubemizin Yönetim Kurulu Üyesi Celalettin İbiş, Genelkurmay karargâhının duvarının dibinde hainler tarafından şehit edildi. Hakan Gülşen, Külliye’de nöbetteyken şehit edildi. HAK-İŞ’in neferleri bu hainlere karşı direndi. HAK-İŞ, ülkemizin birliği ve beraberliği için dün olduğu gibi bugünde, yarında bu duruşunu sergileyecek. Milletimizi olan borcumuzu ödemek için bu mücadeleyi verdik. HAK-İŞ ve sendikamızı değerlendirirken bunlara göre değerlendirmek gerekir.”
“HAK-İŞ’in mücadelesi bir medeniyet mücadelesidir”
Temsilcilerimizin sendikamızın öncü liderleri olduğunu söyleyen Arslan, “HAK-İŞ’in mücadelesi bir medeniyet mücadelesidir. Bu toprakların yerli ve milli bir konfederasyonu ve sendikası olarak, ülkemize ait borçlarımızı ödemek ve gereğini yapmak zorundayız. Onun için sadece biz varız Diyarbakır Anneleri’nin yanında. Diyarbakır Anneleri; PKK’nın gerçek yüzünü ortaya çıkaran, tüm dünyaya örnek kadınlardır. Dünya, emperyalistler ve Türkiye düşmanları onları görmüyor ama biz onlara sonuna kadar destek vereceğiz” şeklinde konuştu.
HAK-İŞ’in uluslararası alanda da güçlü olduğunu söyleyen Genel Başkanımız Arslan, “HAK-İŞ ikiyüzlü bir konfederasyon olmadığı, ülkemizi göğsünü gere gere savunduğu ve işçi haklarını en önde tuttuğu için uluslararası alanda güçlü” dedi.
“Toplu sözleşmelerimizi masada emekçilerle birlikte güçlendireceğiz”
696 sayılı KHK çıkmadan önce kamuda toplam 180 bin işçi bulunduğunu, kadro kanunu ile bir milyon işçinin kamunun kadrolu işçisi olduğunu söyleyen Genel Başkanımız Arslan, kadro konusunda gelinen noktanın önemine vurgu yaparak bu konuda kararlı bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti.
Kadro alan eski taşeron işçilerin ücret ve sosyal haklarında gerçekleşecek iyileştirmelerin işçilerin birliğine ve gücüne bağlı olduğunu söyleyen Arslan, “Taşerondan kadroya geçen işçilerle eski kadrolu işçilerin aynı ücret ve sosyal hakları alması konusunda hiçbir yasal engel yok. Bu konuda algı yaparak yanlış yönlendirme yapmaya çalışanlara itibar etmeyelim. Toplu sözleşmelerimizi masada emekçilerle birlikte güçlendireceğiz. Hakkımızın verilmesi için mücadelemizi beraber yapacağız” ifadelerini kullandı.
“Renkleriyle ve inançlarıyla insanları ayıran zihniyeti lanetliyoruz”
Ukrayna-Rusya Savaşı’yla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Arslan, “Ukrayna’dan savaş nedeniyle trenlerle ayrılmak isteyen insanlar, sırf derilerinin rengi siyah olduğu için Ukrayna’da kalmaları yönünde ayrımcılığa maruz kaldılar. Bu ayrımcılık insanlığın yüz karası olacak bir tutumdur. Sadece bedenlerinin rengiyle ve inançlarıyla insanları ayıran bu zihniyeti lanetliyoruz. Suriyelilerin denizlerde boğulmasına ses çıkarmayanlar, binlerce mültecinin katledilmesine seyirci kalanlar, Ukraynalılar beyaz tenli ve sarı saçlı oldukları için birden insan hakları havarisi kesildiler. Batı, bu çifte standart anlayışı ile bir kez daha emperyalist yüzünü göstermiştir. Biz asla Ukrayna’nın işgalini, halkının yaşadıklarını küçümsemiyoruz ama bu ayrımcılığı kabul etmemiz mümkün değil” dedi.