Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve Sendikamız HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 4-5 Eylül 2018 tarihlerinde Arjantin Mendoza’da L20 toplantısı kapsamında gerçekleştirilen “Göçmen ve Mülteci İşçiler: Uygulamada Eşit Haklara Sahip Olmak” konulu oturumunda göçmenler ve mülteci işçilerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Almanya başta olmak üzere Avusturya, Fransa, Hollanda, Danimarka, İsveç gibi ülkelere yaklaşık 5 milyon Türk göçmen işçinin gittiğini anlatan Arslan, “Göçmen işçilerle yaptığımız değerlendirmelerde ulusal düzeydeki sendikaların hiçbirinde üst düzey sendikacı göremiyoruz. Bu konuda entegrasyon, dil ve temsilcilik yapmama konusunda isteksizlik gibi nedenler söylense de göçmen sendikacıların ulusal düzeydeki sendikalarda daha etkili olmaları, sendikal hareketin göçmen karşıtlığı ile mücadelesinde önemli bir katkı sağlayacaktır.
Siyasetçilerin göçmen işçilerin siyasal partilerin içerisinde yer alması konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Arslan, “ETUC’un, sendikal harekette göçmen işçiliği konusunda ortaya koyduğu yeni ağ, kongre kararlarıyla beraber göçmen sendikacı işçilerin üst düzey görev almaları konusunda sendikaları teşvik edici bir tutum sergilemesi gerekiyor. Çünkü göçmen karşıtlarına karşı sendikal hareketin tutumu açık ve nettir. Ancak göçmen sendikacıların bu ülkelerde üst düzey görev almamasını bu mücadelede eksiklik olarak görüyoruz” dedi.
Göçmen işçilerin bazı ülkelerde güven sorunu yaşadığını kaydeden Arslan, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak Avrupa’da çalışan bazı göçmen işçilerin birtakım sorunlarını bizimle paylaşmak zorunda kaldığını üzüntüyle öğreniyoruz. Göçmen işçiler, o ülkelerdeki sendikal hareketle sorunların çözümünü araması gerekirken, Türkiye’deki sendikal harekete başvurarak sorunların çözümü konusunda bizden destek istiyorlar. Bu bir güven sorununu da beraberinde getiriyor. Göçmen işçilerin Avrupalı sendikal harekete olan güvenini daha güçlü hale getirmek için neler yapılabilir? ETUC’un sendikal ağını son derece olumlu buluyoruz. Oluşturulan göçmen sendikal ağını destekliyoruz. Bunu daha ileriye taşımak için bu konuda işbirliği yapmak istiyoruz” diye konuştu.
“ETUC’un Daha Fazla İnisiyatif Almasını İstiyoruz”
Arslan, “Avrupa Birliği içerisinde yer alan 28 ülkenin Suriyeli göçmenlerle ilgili takındığı tavır son derece üzüntü vericidir. Bu tutumu açıkça göçmenlere karşı bir tutum olarak görüyor, bu konuda ETUC’un daha fazla inisiyatif almasını istiyoruz. Çünkü göçmenler çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu konuda ETUC’un çalışma yapmasını talep ediyoruz” dedi.
Arslan, göçmenlerin savaştan ve ölümden kaçmak zorunda kaldıklarını belirterek, 1 milyon Suriyeli’nin savaşta hayatını kaybettiğini söyledi. Arslan, Avrupa’nın kendi üzerine düşen sorumluluklarından kaçarak yaşananları görmezden geldiğini belirterek, “18 milyonluk Suriye’nin 13 milyonu evlerini terk etmek zorunda kaldı. Şu anda 3,5 milyonu Türkiye’de, 1 milyonu Lübnan’da, 600 bini Ürdün’de, 250 bini ise Irak’ta yaşıyor. Türkiye bütün bu zorluklara rağmen göçmenlerin sorunlarını çözmeye çalışmaktadır. Bütün çabalara rağmen Avrupa Birliği’nin göçmenlik sorunu çözme anlayışının aslında sorumluluktan kaçma anlayışı olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Kendi ülkelerindeki sorumluluklarından kaçtıkları için bu insanları üçüncü ülkelere hapsetmek istiyorlar” dedi.
“Daha Fazla Duyarlılık Gösterilmeli”
Göçmenler meselesinin insan hakları meselesi olarak görülmesi gerektiğine dikkati çeken Arslan, “Sendikal hareket olarak bu meseleyi Türkiye’nin meselesi olarak değil, insanlığın bir sorunu olarak görmek ve bunun için çalışmak zorundayız. Çünkü bu insanlar göçmen olarak temel haklara sahipler. Bu insanlar hayatlarını kurtarmak için Türkiye’ye sığındılar. Göçmenlerin çalışma izinleri konusunda mevzuat sağlanmasına rağmen, istediğimiz seviyede çalışma izinleri alınamadığı için binlerce Suriyeli şu anda kayıt dışı çalışmakta. Bu bir insanlık suçudur. Bu konuda daha fazla inisiyatif almak zorundayız. İşyerlerinde yüzde 10’u geçmeyecek şekilde Suriyeli istihdamı konusunda düzenleme yaptık ama maalesef bunu hayata geçiremedik. Suriyeli göçmenlerin ve diğer göçmenlerin çok büyük sorunları var. L20, ETUC ve bütün sendikal hareket sadece Suriye’de değil, bütün dünyada göçmenler konusunda daha fazla duyarlılık göstermelidir” şeklinde konuştu.
HAK-İŞ’ten Örnek Proje
HAK-İŞ olarak göçmenlerin entegrasyonu, istihdam edilebilirliklerinin artırılması, Türkçe öğretilmesi ve istihdam edilmesi konusunda yeni bir projenin hayata geçirildiğini belirten Arslan, “Projemiz sürdürülebilir bir proje olduğu için projenin çıktıları da son derece heyecan verici. Bizim bu projeyi geliştirmemiz gerekiyor. Bunu uluslararası sendikal hareketle birlikte yapabilirsek çok daha iyi sonuçlar alabiliriz. Yapmamız gereken çok fazla şey var. Ama bunları kendi imkanlarımızla sınırlı düzeyde yapabiliyoruz. Göçmenler konusunda sendikal hareketin dürüstlüğüne ve samimiyetine inanıyorum. Bunun için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Türkiye sendikal hareketi olarak her türlü işbirliğine hazırız. Birlikte çalışmaya hazırız ve birlikte başarabileceğimize inanıyorum” dedi.