Ana Sayfa » Haberler » ARSLAN, “İŞSİZLİĞİN YÜZDE 5’E DÜŞTÜĞÜ BİR TÜRKİYE UMUT EDİYORUZ”

ARSLAN, “İŞSİZLİĞİN YÜZDE 5’E DÜŞTÜĞÜ BİR TÜRKİYE UMUT EDİYORUZ”

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, “İşsizliğin yüzde 5’lerin altına düştüğü, işsizlik ödeneğinden bütün işsiz kalanların yararlandığı bir Türkiye’yi umut ve arzu ediyoruz” dedi.

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 8 Kasım 2019 tarihinde, İŞKUR 10. Genel Kuruluna katıldı. Genel kurula, Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Genel Başkan Vekilimiz ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, HAK-İŞ konfederasyonumuza bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcıları ile sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri, İŞKUR temsilcileri ve  çok sayıda basın mensubu katıldı.

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, İŞKUR’un misyonunun genişletilmesi, güçlendirilmesi ve Türkiye’nin 2023 hedefi olan yüzde 5 işsizlik hedefine ulaşma konusunda çok büyük bir sorumluluğu ve görevi olduğunu söyledi.

İşsizlikle mücadeleyi daha ileriye taşıyıp yüzde 5 işsizlik hedeflerine ulaşılması gerektiği vurgulayan Arslan, “Ülkemizin bu konudaki mücadelesine ve kararlılığına inanıyorum. İşsizliğin yüzde 5’lerin altına düştüğü, işsizlik ödeneğinden bütün işsiz kalanların yararlandığı bir Türkiye’yi umut ve arzu ediyoruz” diye konuştu.

“İŞKUR’un İşsizlikle Mücadele Konusundaki Çalışmalarını Her Zaman Destekledik”

İŞKUR’un istihdamın arttırılması ve işsizlikle mücadele konusundaki çalışmalarını her zaman desteklediklerini belirten Arslan, “Çeşitli zamanlarda İŞKUR’un denetlediği, yönettiği ve önemli bir fonu olan işsizlik sigortası fonundan gerektiğinde istihdamın arttırılması, hatta GAP’ın sonuçlandırılması konusunda bir kısım alanlarda destek istendiği zaman işçi hareketi olarak destek verdik. Ancak işverenlere yönelik teşviklerin, istihdamın arttırılması, işsizlikle mücadele ve bu konuda işverenlere sağlanan teşviklerin geri dönüşlerinin sağlıklı bir şekilde yapılıp sosyal taraflarla paylaşılmasını arzu ediyoruz. Verdiğimiz teşviklerin, ortaya koyduğumuz desteklerin karşılığında elde edilen kazanımların sağlıklı bir şekilde analizinin yapılmasını istiyoruz” dedi.

İşsizlik sigortasından yararlanma şartlarının esnetilmesi talebini dile getiren Arslan, “Hem sürenin uzatılması, hem miktarın arttırılması, hem de engellerin ciddi bir şekilde azaltılmasını istiyoruz. Örneğin, mevsimlik işçilerimiz ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’nde en fazla 6 ay çalışıyorlar. 6 aydan sonra hizmet akitleri askıda olduğu için işten ayrıldıkları zaman işsizlik ödeneğinden yararlanamıyorlar. Hizmet akitleri askıda olduğu için başka bir işyerinde de çalışamıyorlar. Bu önemli bir sorun ve bunu çözmemiz gerekiyor” dedi.

İşsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma şartlarının zorluğunu anlatan Arslan, “Bugüne kadar 2002-2019 yılları arasında yaklaşık 12 milyon 300 bin kişi işsizlik ödeneğinden yararlanma talebinde bulundu. Ancak sadece 7 milyon 300 bin kişi yararlanabildi. Taleplerin yüzde 40’ının kabul edilmediği bir sistem var. İnsanlar işini kaybediyor, emeklilik ya da başka nedenlerle işten ayrılıyorlar. İşsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarının ağırlığı herkesi olumsuz yönde etkiliyor” dedi.

İşsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarında 120 günlük kesintisiz çalışma şartının esnetildiğini anımsatan Arslan, “Bu düzenlemeden dolayı bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bunun arkasından talep ettiğimiz ve hükümetin o dönemdeki hedefleri arasında yer alan, sosyal yardımların verilmesi anlamında daha çok istihdamı teşvik edici bir politikaya dönüştürülmesi konusundaki adımların daha hızlı atılmasını ve bunun bir an evvel yapılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Binlerce, On Binlerce, Yüzbinlerce Suriyeli Kayıtdışı Çalışıyor”

Başta Suriyeli misafirler olmak üzere göçmenlerin işgücü piyasasına dahil edilmesi konusunda İŞKUR’un, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve hükümetin hızlı bir şekilde adım atması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Suriyeli göçmenler üzerinden bir istihdam politikası, bir ihracat politikası önümüzde ciddi bir tehdit olarak durmaktadır.

Özellikle çalışma izinlerinin verilmesi konusunda daha cömert davranılması gerekiyor. Bu konuda işverenlerimizin daha fazla teşvik edilmesi gerekiyor.  Elimizdeki rakamlara göre bugüne kadar 31 bin Suriyeli göçmene çalışma izni verilmiş. 3 milyon 600 bin civarındaki Suriyelinin çalışıp çalışmadığını buradan mı anlayacağız? Binlerce, on binlerce, belki yüzbinlerce Suriyeli kayıtdışı çalışıyor. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bu sorun sosyal güvenlik sistemimizi ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Sosyal güvenlik sistemimizde kayıtdışının özellikle 2019 yılındaki ciddi artışına baktığımız zaman bu tehdidi görmemiz gerekiyor. Bu sorunu çözmek için başta Suriyeli göçmenler olmak üzere yabancıların özellikle çalışma izni konusunda mevzuatımızdaki sınırları kullanarak hep birlikte bir çözüm bulmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

HAK-İŞ’in Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ile birlikte birçok konuda ortak projeler yaptığını belirten Arslan, “Geçen yılki yönetmelik değişikliğiyle Türkiye Sakatlar Konfederasyonu’nun kamu ve kurum kuruluşlarına işçi alımı sınav komisyonundan çıkarılmasını hayretle ve üzüntüyle karşıladık. Sakatlar Konfederasyonu temsil edilen arkadaşlarımızın kamuda işe alınacaklar konusunda o komisyonda yer almasının ne gibi bir mahsuru var, anlayabilmiş değiliz. Bu sorunun bir yanlış anlaşılmadan kaynaklı olduğunu düşünüyorum ve Sayın Bakanımızın bu konuyu çözeceğine inanıyorum” dedi.

Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun misyonunu önemsediklerini belirten Arslan, “Bu konuda bir düzenleme yapıldı. Özellikle tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlara MYK Belgesi alma zorunluluğu getirildi. İŞKUR tarafından hayata geçirilen projenin sınav ve belgelendirme konusundaki teşvikleri 31 Aralık’ta sona eriyor. Bu teşviklerin İŞKUR üzerinden devam ettirilmesini ve sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. MYK’nın bütünüyle Türkiye’yi kuşatmasını ve bütün mesleklerde, bütün işlerde MYK belgeli bir sisteme geçilmesinin uluslararası tanınırlığı olan, akreditasyonu olan bir MYK Belgesine kavuşmasını Bakanlığımızın da teşvik edeceğini düşünüyorum” dedi.