Ana Sayfa » Haberler » ARSLAN, “İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİ SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜKTEN GEÇMEKTEDİR” 

ARSLAN, “İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIKLARININ ÖNLENMESİ SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜKTEN GEÇMEKTEDİR” 

HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, sendikalı işyerlerinde iş kazalarındaki ölüm oranlarının yüzde 1 civarında olduğuna dikkat çekerek, “Sendikal örgütlülüğün bulunmadığı işyerlerinde denetimlerin yetersiz olması, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin göz ardı edilmesi maalesef çalışma hayatı açısından olumsuz durumlara neden olabiliyor. Bu sebeple iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi sendikal örgütlülükten geçmektedir.

HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 1987 yılından beri ülkemizde 4-10 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“2022 yılının istihdam ve sendikal örgütlülük verilerine göre Türkiye’deki 15 milyonu aşkın sigortalı işçinin 2.2 milyonunun sendikalı olduğu görülmektedir. Sendikal örgütlülük ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkı, işçi sendikalarını iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi noktasında bir adım öne taşımaktadır. Toplu iş sözleşmesi ile mevcut kanun ve yönetmelikler üzerine işyerleri düzeyinde somut fayda sağlayacak önlem ve kurallar da getirmektedir.

Bunun yanı sıra sendikal örgütlülüğün olduğu işyerlerinde İşyeri İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları işlevsel bir biçimde çalışmaktadır. Sendikalı işyerlerinde iş kazalarındaki ölüm oranları yüzde 1 civarındadır. Fakat sendikal örgütlülüğün bulunmadığı işyerlerinde denetimlerin yetersiz olması, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin göz ardı edilmesi maalesef çalışma hayatı açısından olumsuz durumlara neden olabiliyor. Bu sebeple iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi sendikal örgütlülükten geçmektedir. Sendikal örgütlülük diğer makro getirileriyle gelir adaletsizliği ve kayıt dışı çalışma gibi sosyal politika sorunlarının da önüne geçmektedir.

“İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünü Geliştirme Hedefi için İşbirliğimizi Artırmalıyız”

İş sağlığı ve güvenliği alanı multidisipliner bir alan olarak temelinde tedbir ve proaktif yaklaşım işlevi ön plana çıkması gerekmektedir. Çalışma hayatındaki her sektörde sık sık duyduğumuz “Bana Bir Şey Olmaz!” anlayışı yerini “Önce İnsan, Önce Tedbir” anlayışına bırakmasını temenni ediyoruz.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun çıkartılması sonrasında bazı maddelerde erteleme gerçekleştirilmiştir. Özellikle 50’den az işçi çalıştıran az tehlikeli ve tehlikeli işyerleri ile ilgili iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma veya hizmet alma zorunluluğunun ertelenmiş olması iş sağlığı ve güvenliği kültürünün de toplumumuzda tam anlamıyla yerleşmesini geciktirmektedir. Yapılan araştırmalara göre tedbirler alınarak iş kazalarının yüzde 98’inin meslek hastalıklarının ise yüzde 100’ünün önüne geçmek mümkündür. Buradan hareketle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız başta olmak üzere sosyal diyalog mekanizmalarını işleterek iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirme hedefi için işbirliğimizi artırmalıyız.

Sendikal örgütlülüğün artırılması ve iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak bütün denetim ve çalışmalarda sendikalarında yer almalarının ülkemiz çalışma hayatını kuvvetlendireceğine inanıyoruz.

“Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Yeniden Toplanmalı”

Uzun bir süredir toplanamayan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi yeniden çalışmalarına başlamalıdır. Makro noktadaki hedeflerimizi, mevzuat açısından varsa eksiklerimizi giderecek, ülkemiz adına neler yapılabileceğini en üst düzeyde tartışıp konuşacağımız bu konseyin yeniden harekete geçmesini ve bunun bir an evvel toplanmasını temenni ediyoruz.

“Verilerin Düzenli Olarak Paylaşılmasını Talep Ediyoruz”

Çalışma hayatının en temel problemlerinden biri olan iş kazası ve meslek hastalıkları hakkında ülkemizde resmi olmayan birçok istatistik karşımıza çıkmaktadır. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin verilerin düzenli olarak paylaşılmasını talep ediyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın her yılın sonunda yıllık bazda iş sağlığı ve güvenliği politikalarına ilişkin hedefleri ve iş kazası, meslek hastalıkları konusunda açıklama yapmaya bekliyoruz.

Bir diğer çalışma hayatı sorunu da ülkemizde 5 milyonun üzerinde mülteci ve geçici koruma altındaki işçilerin çalışma hayatının bir parçası olması ve birçoğunun ucuz iş gücü olarak görülerek kayıt dışı ve iş sağlığı, güvenliğinden yoksun olmaları hakkında kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğine inanıyoruz.

“İş Sağlığı ve Güvenliğini Temel İnsan Hakkı Olarak Görüyoruz”

“HAK-İŞ olarak, iş sağlığı ve güvenliğini temel insan hakkı olarak görüyoruz ve kabul ediyoruz. Salgınla mücadelede tedbirlerimizle ve dayanışmayla başarıya ulaştık. Bu süreçte HAK-İŞ olarak, önemli tedbirleri hayata geçirdik. Konfederasyonumuz bünyesinde kurduğumuz İş Sağlığı ve Güvenliği Komitemiz Kovid-19 ile mücadelede gerekli olan tüm tedbirleri hızlı bir şekilde almış ve taleplerimizi oluşturmuştur. Bu süreçte alınan tedbirler konusunda sendikalarımızı ve örgütlü olduğumuz işyerlerimizi sürekli olarak bilgilendirdik.

HAK-İŞ olarak hem üyesi olduğumuz hem de yönetiminde bulunduğumuz uluslararası sendikal hareketi de salgınla mücadelemiz hakkında doğru ve şeffaf bir şekilde sürekli olarak bilgilendirdik. Salgın sürecinde hazırlamış olduğumuz raporlarımızı üyesi olduğumuz uluslararası sivil toplum kuruluşlarına ilettik. Raporlarımız uluslararası kuruluşlar tarafından memnuniyetle karşılandı ve çeşitli platformlarda yayınlandı.

İki yıldır devam eden salgın sürecinin etkilerini artık yavaş yavaş tamamlamak üzereyken sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere bizzat işyerlerinde, işlerinin başında çalışmaya devam ederek, ülkemize her anlamda destek olan bütün emekçilerimize teşekkür ediyoruz. Hayatlarını kaybeden sağlık emekçilerimize ve tüm emekçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Salgın sürecinin etkilerinin atlatılması için destek veren devletimize ve sosyal paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Bu vesileyle HAK-İŞ olarak, tedbirlerimizi alalım, kurallara uyalım ve sağlıkla kalalım diyerek 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasının tüm emekçiler için hayırlı olmasını temenni ediyorum.”