Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 08 Ekim 2020 tarihinde basın mensuplarıyla bir araya gelerek çalışma hayatı ve gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu.
Arslan, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 ile mücadele sürecinde ortaya çıkan esnek çalışma kavramının çok geniş bir kavram olduğunu vurgulayarak, “Esnek çalışmayı güvenceyle destekleyemezseniz pek çok sorunu da beraberinde getirmiş olursunuz. HAK-İŞ olarak esnek çalışmayla ilgili konuşmayız, tartışmayız, müzakere etmeyiz demiyoruz. Kısmi çalışma, part time çalışma, evden çalışma durumlarında esas olan güvenceyi sağlamaktır. İşçinin sosyal güvenlik hakkının, ücretinin ve kıdem tazminatı hakkının güvence altına alınması ile esnek çalışma yürütülebilir” dedi.
“Esneklik Değil, Güvenceli Esneklik”
HAK-İŞ olarak esneklik kavramı konusunun güvenceli esneklik olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Arslan, “İşin ve işkollarının gereği olarak ihtiyaç noktasında esneklik konularını konuşmak lazım. Arzu ettiğimiz sistem, tam gün çalışma ve örgütlülüğün devam etmesi, sendikal yapıların devam etmesi, toplu sözleşme düzeninin devam etmesidir. Ancak bunu hayata geçirmek için sendikaların yapması gereken en temel görev, sendikal örgütlülüğün başarılmasıdır. Sendikal örgütlülüğü başarırsak evden çalışanlar da dahil esnek çalışmanın her türlü modeliyle mücadele etmemiz çok daha kolay olur” dedi.
“Emeğin Hakkını Koruyacak Modelleri Konuşmaya Hazırız”
İşverenlerin işin gereği esnekliklere ihtiyaç duyabileceklerini dile getiren Arslan, “Emeğin hakkını koruyacak, güvencelerle desteklenecek modelleri oturup konuşabiliriz. Geçmişte de bizler bu konuda zaman zaman tartışmalara taraf olduk, bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Emekçinin hakkını ve güvenliğini koruyacak yeni modelleri konuşmaya hazırız” şeklinde konuştu.
“Salgınla Mücadelede En Büyük Sıkıntıyı Örgütsüz İşyerlerinde Yaşıyoruz”
HAK-İŞ’in Kovid-19 salgınıyla mücadele konusunda en erken önlem alan kurumlardan birisi olduğunu vurgulayan Arslan, “Hem Konfederasyonumuz, hem sendikalarımız hem de sendikalarımızın örgütlü olduğu işyerlerinde sendikal yapılarla işverenlerin ortaklaştırdığı İş Sağlığı ve Güvenliği Komiteleri Kovid-19 salgınıyla mücadele konusunda tedbirler aldılar. Bu nedenle Kovid-19 salgınında en büyük sıkıntıyı örgütsüz işyerlerinde yaşıyoruz. Örgütsüz işyerlerinde maalesef ne servisler konusunda gereken tedbirler alınıyor, ne de yemekhane gibi ortak toplanma alanlarında yeterince düzenleme yapılıyor” dedi.
“Sendikal Örgütlülüğün Kıymetini Daha İyi Anladık”
Sendikaların örgütlü olduğu işyerlerinde salgınla mücadeleyi kurumsal hale getirdiklerini belirten Arslan, “Örgütlü olduğumuz işyerlerinde salgınla mücadele konusunda başarılı ve verimli ciddi yatırımlar yapıldı. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde bunu birlikte ortaya koyduk ve birlikte başardık. İş güvenliği, iş kazaları, kayıt dışılılık ve salgın hastalık gibi bu tür felaketlerde sendikal örgütlülüğün ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu bir kez daha anlamış olduk” diye konuştu.
“Taleplerimizle İlgili Kamuoyunda Farklı Algı Oluşturuluyor”
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, 6356 sayılı Kanunun Geçici 7. Maddesinin 3. Fıkrasının yürürlükten kaldırılarak, işçilerin fiilen çalıştıkları ve halen örgütlenmiş oldukları işkollarında örgütlenmelerinin sürekli hale getirilmesini talep ettiklerini belirten Arslan, yasanın yorumlanmasıyla ilgili bir düzenleme yapılmasını gerektiğini söyledi.
Arslan, belediyelerde 1 Temmuz 2020, Bakanlıklarda ise 1 Kasım 2020 tarihinde sendikaların üyelerini kendi iradelerinin dışında başka sendikalara üye olmaya zorlayan bir düzenleme getirildiğini anımsatarak, “Bizim itirazımız bu düzenlemenin yanlış olduğunadır. Talebimiz, bu adaletsizliğin giderilmesidir. 1 Kasım sonrasında işkolları mevcut haliyle devam ettiği ve çalışanların sendikalılık durumu korunduğu takdirde, çalışanların asla herhangi bir kayıpları söz konusu olmayacak. Çalışanların ücretlerinde, sosyal haklarında, statülerinde herhangi bir geriye gidiş asla söz konusu olmayacak. Esasen çalışanların tamamı kendi alanlarında asıl işte çalışmaktadır. Kamuda çalışanların arasında asıl iş yardımcı iş gibi bir ayrım yapılmasını da doğru bulmuyoruz. Kadro mücadelesini HAK-İŞ verdi. HAK-İŞ olarak dün olduğu gibi bugün de yarın da emeğin ve emekçinin alın terini kutsal bilip, hakkını korumaya devam edeceğiz” dedi.
İstenilen düzenlemenin hayata geçirilmemesi durumunda HAK-İŞ’e bağlı 200 bin üyenin başka sendikalara geçmekle karşı karşıya kalacağını hatırlatan Arslan, “Biz bu düzenlemeye sadece üyemiz gidecek diye itiraz etmiyoruz. Bizim sendikalarımıza gelecek üyeler de var. Ancak biz bunu kabul etmiyoruz. Biz birlikte mücadele ettiğimiz ve taşeron mücadelesini birlikte kazandığımız arkadaşlarımızı kaybetmek istemiyoruz” dedi.
“150 Bin Sağlık Çalışanı İçin Ek Ödeme Talebimiz Var”
Sağlık çalışanlarının salgın döneminde canla başla mücadele vermeye devam ettiğini hatırlatan Arslan, “Sağlıkta çalışan iki kesim var birisi memurlar, ikincisi işçiler. Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan 150 bin civarında işçimiz var. Bunların bir kısmı toplu sözleşme kapsamına girdi, bir kısmı da Kasım ayında girecek. Bunlar ek ödeme alamadılar. Memurlarımız için belli şartlarda döner sermayeden ödeme yapıldı ama bu çalışanlarımıza hiçbir ek ödeme yapılmadı. Bu çalışanlarımız için de Sağlık Bakanımıza ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza ek ödeme yapılması gerektiği talebimizi ilettik” dedi.
“İ.B.B’de 35 Bin İşçiyi İlgilendiren Toplu İş Sözleşmesini İmzaladık”
31 Mart Yerel Seçimlerinin ardından belediyelerde çalışan HAK-İŞ üyelerin işten çıkarılmasının ardından yürütülen hukuki mücadelenin sonuçlarını almaya başladıklarını söyleyen Arslan, “İstanbul hariç çoğu ilde mahkemeleri kazandık ve bazı yerlerde mahkemeler hala devam ediyor. Birçok belediyede işçi arkadaşlarımızın işe iade davalarını kazandık, işe dönmelerini bekliyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile dava süreci yaşamadık. Masada uzlaşma sağladık ve 1.400 arkadaşımızın yeniden işe alınması kararı çıktı. Kovid-19 salgını nedeniyle peyderpey işçileri tekrar işe alıp işbaşı yaptırıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu göreve geldikten sonra yaklaşık 35 bin işçinin toplu iş sözleşmesini imzaladık” dedi.
“Azerbaycanlı Kardeşlerimize Başarı Dileklerimizi İletiyoruz”
Arslan, Azerbaycan toprağı Yukarı Karabağ ve çevresindeki yerleşim alanlarında uzunca süredir işgalci konumunda olan Ermenistan’ın, 27 Eylül 2020’de Azerbaycan’ın egemenliği altındaki topraklara yönelik yeni bir saldırı gerçekleştirdiğini ve bu saldırıda askeri unsurların yanında sivillerin de hedef alındığını belirterek, “Azerbaycan’ın Karabağ ve işgal edilmiş topraklarda başlatmış olduğu ciddi bir mücadele var. HAK-İŞ Konfederasyonumuz ile Azerbaycan Hemkarlar İttifakları Konfederasyonu AHİK ile görüşmelerimiz sürüyor. HAK-İŞ olarak Azerbaycanlı kardeşlerimize başarı dileklerimizi iletiyor, şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz” dedi.
Arslan, uzun yıllardır kapalı olan KKTC’deki Maraş bölgesinin dün kısmen açılmış olduğunu anımsatarak, “Bu adımı, Kıbrıs sorunun çözümünde önemli bir gelişme olarak görüyoruz. Uluslararası camiada da bunun büyük bir yankı bulacağına eminim” dedi.