Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 28 Şubat Postmodern Darbesinin 22. Yıldönümü dolayısıyla HAK-İŞ Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlendi.
28 Şubat süreci davasının gerçek anlamda tamamlanmadığını belirten Arslan, “28 Şubat sürecine doğrudan ve dolaylı olarak gerek kurumsal, gerekse kişisel olarak destek verenler mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdır” dedi.
Toplantıya Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay, Genel Başkan Yardımcımız Halil Özdemir, HAK-İŞ Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız, Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Serdengeçti, konfederasyonumuza bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri ile basın mensupları katıldı.
“Darbelere Karşı Demokrasiden Yana Tavır Aldık”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 28 Şubat 1997 tarihinin Türk demokrasisi açısından kara bir leke olduğunu belirterek, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak kuruluşumuzdan itibaren darbelere, olağanüstü dönemlere, demokrasiye yönelik bütün müdahalelere karşı demokrasiden, milli iradeden, halktan, özgürlükten yana bir tavır aldık. Kuruluşumuzdan kısa bir süre sonra karşılaştığımız 12 Eylül darbesi sonucunda bizimle beraber bazı konfederasyonlar, sendikalar kapatılmış, mal varlıklarımıza el konulmuş, sendikal faaliyetlerimiz yasaklanmıştı. HAK-İŞ olarak o tarihte demokrasiden yana olduk, darbelere karşı tavır geliştirerek sürecin bir an önce sona erdirilmesi için çaba sarf ettik. Aynı şekilde 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi de HAK-İŞ ve HAK-İŞ’e bağlı sendikalarımız her zaman olduğu gibi yine demokrasiden, halktan, millet iradesinden yana tavır almış ve bunun bedellerini ödemiştir” dedi.
“HAK-İŞ Beşli Çeteye Dahil Edilmek İstenmiştir”
28 Şubat’ta tarihimize kara bir leke olarak geçen Beşli Çete hakkında açıklamalarda bulunan Arslan, “28 Şubat’ta kendi ifadeleriyle beşli çete, beşli inisiyatif, yıkım ekibi şeklinde tanımlanan bir oluşum gerçekleştirilmiştir. Bu oluşum TOBB, TİSK, TESK, TÜRK-İŞ ve DİSK’in içinde olduğu bir yapıdır. Bu yapıya konfederasyonumuz da dahil edilmek istenmiştir. Ancak HAK-İŞ olarak bu ve benzeri antidemokratik çeteler arasında yer almayacağımızı, demokrasiden, milli iradeden, özgürlükten ve ülkemizin normalleşmesinden yana tavır alacağımızı ifade ettik” şeklinde konuştu.
“28 Şubat Sürecine Destek Veren Herkes Yargı Önüne Çıkarılmalı”
28 Şubat süreci davasının gerçek anlamda tamamlanmadığını belirten Arslan, “28 Şubat sürecine doğrudan ve dolaylı olarak gerek kurumsal, gerekse kişisel olarak destek verenler mutlaka yargı önüne çıkarılmalıdır. İş adamları, kamu bankalarını boşaltanlar, yargı kartelleri, yargı mensupları, haksız ve adaletsiz yere karar veren yargı mensupları, brifinglere katılan yargı mensupları, işverenler, iş adamları, üniversite mensupları, medya mensupları, siyasetçiler, kamu görevlileri, bunların hepsinin yargı önünde hesap vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Varlıklarını 28 Şubat’a Borçlu Olanlar Var”
Arslan, “10 Aralık 2018 tarihinde bir konfederasyonun genel başkanı şu açıklamayı yapmıştır: “Ben 28 Şubat süreci olmasaydı, bu konfederasyonun genel başkanı olamazdım.” Varlıklarını 28 Şubat sürecine borçlu olanların demokrasiye, işçilere, emek hareketine verecek hiçbir şeyleri olamaz” şeklinde konuştu.
“Milletten Özür Dilemeliler”
28 Şubat sürecinde Beşli Çete içerisinde yer alan kuruluşların başında günümüzde başkalarının olduğunu vurgulayan Arslan şöyle devam etti: “Bizim hedefimiz, meselemiz kişiler değildir. TESK’in, TÜRK-İŞ’in, DİSK’in, TİSK’in o dönemdeki yöneticileri kurumları adına bu görevleri üstlendiler. Kimse bunun arkasına saklanmasın. O kişiler bugün yok. O kişiler bugün olmadığına göre bu kurumlarımız bundan sorumlu değil diyemezler. Bu kurumlardan istediğimiz bir şey var. Yargı süreçleri işletilmese bile bu kurumların kurulları kongrelerinde karar alıp 28 Şubat ve 12 Eylül sürecine destek verdikleri için milletten özür dilemeliler. Bu özür milletimiz tarafından kabul edilir veya edilmez ama aldıkları kararların demokrasimize, insan haklarına, özgürlüklerimize, milli iradeye, demokrasimize ait kararlar olduğu için özür dilemeleri ve kongre kararı ile ilan etmeliler. Yeni bir 28 Şubat sürecine fırsat vermemek için bunu öneriyoruz. Herkesin demokrasinin, özgürlüklerin, milli iradenin, halk iradesinin ne anlama geldiğinin altını çizmesini istiyoruz. Hükümetin, yargıçların, savcıların ve 28 Şubat süreci mağdurlarının bu sürecin takipçisi olmasını istiyoruz. 28 Şubat sürecinde yargının brifinglerle kontrol altına aldığı yargılamaların, sakat, eksik ve haksız olduğuna inanıyoruz. O süreçte yargılanan ve hüküm giymiş, daha sonra yargılamalarında iade-i mahkeme hakkı verilmemiş bütün hükümlülere yeniden yargılama yolunun açılmasını istiyoruz.”
“Erbakan’ı Rahmetle Anıyoruz”
Genel Başkanımız Mahmut Arslan, “28 Şubat darbesine muhatap olan dönemin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın geçtiğimiz gün ölüm yıldönümüydü. Bütün bu darbe süreçlerini yaşamış hayatı boyunca Milli Görüş hareketini siyasette ve başka alanlarda güçlü kılmaya çalışan Prof. Dr Necmettin Erbakan’ı rahmetle anıyor, Milli Görüş hareketine başsağlığı diliyoruz” dedi.