HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 27 Mayıs askeri darbesinin üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen bu tarihin, toplumun hafızasında kara bir leke olarak kaldığını belirterek, “27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz başta olmak üzere gerçekleşmiş ya da gerçekleşmemiş birçok darbeyi yaşayan halkımız, 15 Temmuz gecesi genci-yaşlısı, kadını-erkeğiyle ellerinde Türk bayraklarıyla sokaklara dökülmüş, namluların ve silahların karşısına dikilerek artık darbe istemediğini en açık haliyle bir kere daha göstermiştir” dedi.
HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Genel Başkanı Mahmut ARSLAN, 27 Mayıs askeri darbesinin yıldönümü nedeni ile yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:
“27 Mayıs 1960’ta yapılan askeri darbenin üzerinden tam 60 yıl geçti. 27 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askeri darbedir. Demokrasimize ilk darbe 27 Mayıs tarihinde vurulmuş, Türk demokrasisinde yaşanan travmaların başlangıcı 27 Mayıs’ta olmuştur.
Darbenin gerçekleştirilmesinin hemen ardından, demokrasimizin gelişmesi ve yerleşmesi açısından önemli bir rolü olan Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idam edilmesi toplumsal tarihimizde her zaman derin bir iz bırakmış ve kara bir leke olarak hatırlanmıştır. Milli iradenin tecelligahı olan TBMM darbecilerin hedefi olmuş, meclis silah zoru ile kapatılmış ve meclisten güvenoyu alan hükümet yok edilmiştir. Ağır aksak da olsa işleyen demokrasimiz çok ağır bir yara almış, darbecilerin eline kan bulaşmıştır. Ülkemiz bu kahredici, utanç verici darbenin sonuçlarını millet olarak çok ağır bir şekilde ödemiştir.
27 Mayıs darbesini gerçekleştirenlerden hesap sorulamaması, aksine alkışlanması ve uzun süre bayram olarak kutlanması da demokrasimiz açısından yüz karasıdır.
Demokrasi tarihimizin büyük bir kısmı darbe, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerle geçerken, bir o kadar süresi de bunların konuşulması, çağrısı, daveti ve girişimi ile geçmiştir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve 15 Temmuz başta olmak üzere gerçekleşmiş ya da gerçekleşmemiş birçok darbeyi yaşayan halkımız, darbe istemediğini 15 Temmuz gecesi genci-yaşlısı, kadını-erkeğiyle ellerinde Türk bayraklarıyla sokaklara dökülerek, namluların ve silahların karşısına dikilerek en açık biçimde anlatmıştır. Kahraman milletimiz, 15 Temmuz gecesi kendine yakışanı yapmış, büyük bir demokrasi mücadelesi vererek, darbe geleneğine karşı bir ilki başarmış, hainlere karşı tek vücut olmuş, bu topraklarda artık darbe istemediğini göstermiştir.
Demokrasimize ve siyasi işleyişe yapılan müdahalelerin sonunda ülkemiz, temel hak ve özgürlükler; ekonomi, siyaset ve sosyal açıdan geriye gitmektedir. Darbe dönemlerinde zararın faturası en büyük faturası emekçilere kesilmektedir. Emeğinden başka hiçbir sermayesi olmayan işçilerimiz, çalışanlarımız antidemokratik müdahaleler sonucunda ekonomik ve sosyal açıdan hak ve iş kayıplarına uğramaktadırlar. Ayrıca her darbe döneminde ülkemiz geriye gitmiş, uluslararası alanda itibar kaybına uğramıştır.
HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, 44 yıllık onurlu tarihimizde olduğu gibi bugün de darbe, muhtıra ve başka kılıflara bürünmüş bütün antidemokratik müdahaleleri, girişimleri, oluşumları ve ifadeleri reddediyoruz. Bu tür yollara tevessül edenleri şiddetle kınıyoruz. Demokratik işleyişe karşı çıkanları asla tasvip etmiyoruz. Dün olduğu gibi bugün de demokratik, gelişmiş ve kalkınmış bir ülkede hakkımızı alacağımıza inanıyoruz.