HAK-İŞ Konfederasyonu ve HİZMET-İŞ Sendikası Genel Başkanımız Mahmut Arslan, 29 Nisan 2024 tarihinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen 13. Çalışma Meclisi, “Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” konulu toplantıya katıldı. Arslan, ücretlerden alınan ağır vergi yükünden, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasına kadar çalışma hayatının önemli gündem maddelerine ilişkin değerlendirmeler ve önerilerde bulundu.
13.Çalışma Meclisi toplantısına Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Devlet Sert, Mehmet Ali Kayabaşı, Genel Sekreterimiz Av. Oğuz Aksoy, HAK-İŞ Genel Sekreteri Eda Akbulut, Genel Sekreter Yardımcılarımız Zekeriya Koca ve Av. Mehmet Yeşilyurt, HAK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Av. Hamdi Abdullah Koçoğlu, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların genel başkan ve yardımcıları ile Çalışma Meclisi’nin tarafları, akademisyenler, HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ Uzmanları ve basın mensupları katıldı.
“Ekonomik Sosyal Konseyi’nin toplanmasını istiyoruz”
İki gün sürecek olan 13. Çalışma Meclisi toplantısının hayırlı olması temennisinde bulunan Genel Başkanımız Mahmut Arslan, ekonominin tüm paydaşlarının bir araya getiren Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’a teşekkür etti. Arslan, Çalışma Meclisi’nin beş yıl aradan sonra yeniden toplanmasının önemli olduğunu vurgulayarak, “Çalışma Meclisi’nin 13’üncüsünü gerçekleştiriyoruz. Ekonomik Sosyal Konsey 2009’dan bu tarafa toplanamıyor. Ekonomik Sosyal Konsey bizim çalışmalarımız için, gerçekten ülkenin sorunlarının tartışılması için çok kıymetli bir platform. Bu platformun bir an evvel toplanmasını da arzu ediyoruz” talebinde bulundu.
“Sorunlarımızı çözmek istiyoruz”
Sorunların çözümü konusunda sosyal diyalog mekanizmalarının işlevsel hale getirilmesinin büyük önem taşıdığını hatırlatan Arslan, “Sosyal diyalog mekanizmalarını ne kadar işletebilirsek, bu mekanizmaları ne kadar çoğaltabilirsek, sorunların çözümü konusunda o kadar başarılı olacağımızı düşünüyorum. Türkiye’nin potansiyeli, ülkemizin gücü, müteşebbis ruhu, emekçilerin gerçekten büyük bir fedakarlıkla çalıştığı bu ülkede bence bu sorunları sosyal diyalog mekanizmalarını kullanarak çözmek mümkün” diye konuştu.
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısına itirazımız var”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 1970’ten bu yana yapısal olarak değiştirilmeden bugünlere geldiğini belirten Arslan, HAK-İŞ olarak bu yapıya itiraz ettiklerini sözlerine ekledi. Arslan, “1970’li yıllardan gelen bu mevzuatın değiştirmesini istiyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı, katılımcılıktan uzak, kapsayıcılıktan uzak, bütün kesimleri temsil etmekten uzak. Bizi temsil eden arkadaşlarımız en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyor. Ancak bu yapıdan gerçekten sağlıklı bir asgari ücretin çıkmayacağını biliyoruz” dedi.
“Asgari ücret geçim ücreti değildir”
Asgari ücretin Türkiye’de bir geçim ücreti olduğunu belirten Arslan, “Asgari ücret özellikle gelişmiş ülkelerde asgari istisnai ücrettir. Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretle çalışanların sayısı yüzde 10’u geçmiyor. Ve asgari ücretle çalışmak Avrupa Birliği’nde sosyal destek gerektiriyor. Eğer asgari ücretle çalışıyorsanız sosyal destek alıyorsunuz. Çünkü asgari ücret, minimum ücrettir. Ama bizim ülkemizde asgari ücret bir geçim ücreti oldu. Bir ortalama ücret oldu” şeklinde konuştu.
“GSMH’dan emeğin payı giderek azalıyor”
Dünyada ve ülkemizde mevcut gelir eşitsizliği sorununa da değinen Arslan, emeğin Gayri Safi Milli Hasıla’dan OECD ülkelerinde %55-60 pay alırken, ülkemizde bu oranın %24 olmasının üzücü bir durum olduğunu vurguladı. Arslan, “Dünyada gelir eşitsizliği sıralamasında OECD’nin yaptığı bir çalışma var. Türkiye Meksika, Şili, Kosta Rica’dan sonra dördüncü sırada. Türkiye gibi bir ülke. Gayri safi milli hasıla son yirmi yılda üç kat artmış bir ülkede, gelir adaletsizliği, gelir eşitsizliği bakımından dünyanın en sondan dördüncü ülkesi. Bu Türkiye’ye yakışmıyor. Bu bize yakışmıyor” dedi.
“50 yıldır bu sorunu çözemedik”
ILO delegeliği sorununa da değinen Arslan, Türkiye’nin 50 yıldır bu sorunu çözemediğine dikkat çekti. AB ülkelerinin hemen hemen hepsinde birden fazla işçi konfederasyonu temsilcileri olduğu için delegelikte dönüşümlü bir sistem uygulandığına dikkat çeken Arslan, “Bu sistem İtalya’da var, İspanya’da var, Portekiz’de var, Belçika’da var, Fransa’da var, var da var. Biz otuz yıldır uğraşıyoruz. Bu ülke bunu başarabilecek durumda. Biz bir araya gelebiliyoruz. İşçi, memur konfederasyonları bir arada bunları oturup konuşabiliyoruz. Peki bunlara neden çözüm bulamıyoruz? Türkiye’nin emek kesiminin gerçekten dönüşümlü bir sistemde temsil edilmesini talep ediyoruz. Maalesef bunu başaramıyoruz.” diye konuştu.
“Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı”
İş güvencesi konusunda Türkiye’de yaşanan sorunlara da değinen Arslan, Türkiye’deki sendikalı oldukları için işçilerin işten kovulma korkusuyla çalıştıklarını hatırlattı. Arslan, “O zaman işçilerin örgütlenmesinin önündeki birinci engel mutlak bir iş güvencesinin olmamasıdır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Arslan, çalışma hayatıyla ilgili yasaların torba kanun içerisinde ele alındığına dikkat çekerek, sendikaların, konfederasyonların yapılan düzenlemeleri geç bilgi sahibi olduğuna dikkat çekti. Arslan, çalışma hayatına yönelik yasal düzenlemelerin sosyal diyalog anlayışıyla hayata geçirilmesi önerisinde bulundu.
“Çalışanların ücretlerinden alınan vergi oranları düşürülmeli”
Pandemi sonrasında çalışanların ücretlerinden alınan vergi dilimlerinin yüzde 10 ile sınırlandırılması konusunda ısrarla mücadele ettiklerini ifade eden Arslan, “HAK-İŞ olarak kriz dönemlerinde yüzde on vergi sınırlandırılması konusunda talepte bulunduk. Bununla beraber Türkiye’ye yakışan bir vergi reformuna ihtiyacımız var. HAK-İŞ olarak dört aydır çalışıyoruz. HAK-İŞ Akademimiz tarafından vergi konusunda yaptığımız çalışmaları yakın bir zamanda kamuoyuyla paylaşacağız” hatırlatmasında bulundu.
Arslan, çalışma hayatının sorunlarına dikkat çekti
Arslan, toplantıda iş kazaları, kayıt dışı çalışma, kadro alamayan işçilerin durumu, tayin ve becayiş durumu, geçici ve mevsimlik işçilerin yaşadığı sıkıntılar, KÇP’nin yerel yönetimlerde uygulanması, işçi emeklilerinin durumu, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerle ilgili teşviklerin devam etmesi, Lezita grevine ilişkin tespit ve taleplerini iletti.