Antalya Büyükşehir Belediyesi iştiraki İnsan Kaynakları A.Ş.’de işverenin toplu iş sözleşmesi müzakerelerine yanaşmaması ve çalışanların haklarını günün ekonomik koşullarına göre iyileştirmek için herhangi bir adım atmaması üzerine sendikamız tarafından alınan grev kararı, uygulamaya konuldu.
Genel Başkan Vekilimiz, Genel Sekreter Yardımcımız Zahit Kılıç, Antalya Şube Başkanımız Muhammed Talha Kandil, Memur-Sen Antalya İl Başkanı Mustafa Çoban ve çok sayıda İnsan Kaynakları A.Ş. çalışanı saat 08.00’de Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya geldi.
Daha sonra Genel Başkan Vekilimiz, basına grevle ilgili açıklamalarda bulundu.
“İşveren grev kararı almaya mecbur etti”
Antalya İnsan Kaynakları Anonim Şirketi ile Sendikamız arasında yürütülmekte olan toplu iş sözleşmesi müzakerelerine işverenin siyasal tavrından dolayı başlanamaması ve üyemiz emekçilerin haklarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik adımın atılmaması üzerine grev kararı alındığını kaydeden Genel Başkan Vekilimiz, şunları söyledi: “Sendikamız, Antalya İnsan Kaynakları A.Ş’de Mart ayı itibariyle yetki tespitine müracaat etmiş, Nisan ayının başında da Aile, ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yetki belgesi verilmiştir. Yetki belgesini almamızdan itibaren İnsan Kaynakları Şirketine gerekli çağrılar yapılmış, kendileri ile temas kurularak anlaşma taslağımız kendilerine iletilmiştir. Ancak aradan geçen 3,5 aylık süre içerisinde istediğimiz noktaya gelemedik. Bu yüzden, geçtiğimiz günlerde Antalya Büyükşehir Belediyesi kapısına astığımız grev kararını uygulamaya geçirmiş bulunuyoruz“ dedi.
“Verilen taahhütler yerine getirilmelidir”
31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen mahalli idare seçimlerinden sonra bazı belediyeler tarafından sendikamıza karşı bir saldırı başlatıldığının altını çizen Genel Başkan Vekilimiz, şöyle konuştu: “Seçimler neticesinde Antalya Büyükşehir Belediyesi de dahil olmak üzere belediyelerde yönetim değişikliği meydana geldi. 31 Mart yerel seçimlerine giderken bugün Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten iradenin de mensubu bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yerel yönetimlerde çalışan işçiler için bir çağrı yapıldı. Sayın Kılıçdaroğlu ‘Hiçbir çalışanımızın sözleşmesini fesh etmeyeceğiz, hiçbir çalışanımızın yerini değiştirmeyeceğiz. Çalışanlarımız bu konuda kesinlikle rahat olsunlar‘ demişti. Dolayısıyla biz Sayın Kılıçdaroğlu’nun taahhütlünden yola çıkarak, söz senettir diyerek, arkadaşlarımıza hiçbir değişiklik olmayacağını söyledik. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinden sonra Türkiye’de tam tersi bir tablo ortaya çıktı. Sendikamızın yetkili olduğu işyerlerinde özellikle CHP’li belediyelerde sendikamıza ve çalışanlarımıza bir tavır gösterilmeye başlandı. Üyelerimizin sendikamızdan istifa etmeleri için baskı yapıldı. Küçükçekmece, Esenyurt, Bolu, Kırşehir belediyeleri ve Antalya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bazı belediyelerde üyelerimize yönelik yoğun bir baskı uygulanıyor. Bu baskıların neticesinde 17 bin 500 üyemiz istifa ettirilmiş ve zorla diğer sendikalara üye yapılmışlardır.
“İşveren toplu iş sözleşmesi müzakere masasına gelmedi”
Ayrıca hala toplu iş sözleşmesi müzakereleri devam etmekte olan belediyelerde ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları müzakere masasına oturmuyor. Maalesef burada da yetkililer müzakere masasına gelmedi ve toplu iş sözleşmesinin imzalanması konusunda bir irade ortaya koymadı.
“Emekçilerin sendikal tercihlerine saygı duyulmasını istiyoruz”
31 Mart öncesi Sayın Kılıçdaroğlu’nun çalışanlara verdiği taahhütün aynı şekilde uygulanmasını, toplu iş görüşmesi müzakerelerin devam etmesini ve baskıları sonlandırılmasını istiyoruz. Bunun yanı sıra çalışanların işyerlerinin değiştirilmesine son verilmesini, işten çıkarmaların son bulmasını istiyoruz. Biz Sendika ve Konfederasyon olarak halkın iradesine son derece saygılıyız, ancak yerel yöneticilerimizden de aynı tutumu bekliyoruz. Çalışanlarımızın sendika tercihlerine saygılı olunmasını, çalışanlarımızın sendikal tercihlerine müdahale etmemelerini ve çalışanlarımızın sırf sendika tercihleri nedeniyle ayrımcılık görmemesini istiyoruz.”
“Toplu iş sözleşmesini müzakere edecek muhatap bulamadık”
Antalya İnsan Kaynakları A.Ş’de yaklaşık 3 buçuk aydır müzakereyi yönetmeye çalıştığımızı belirten Genel Başkan Vekilimiz, şöyle konuştu: “Üzülerek ifade etmek isterim ki, karşımızda müzakere masasında bugüne kadar sağlıklı bir şekilde müzakere edecek bir muhatabı bulamadık. Hem anonim şirketinde hem de farklı şirketlerde sendikamıza kayıtlı yaklaşık 7 bin üyemiz var. Dolayısıyla 7 bin arkadaşımız adına yürütülen müzakere sürecinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve başkanvekilini görmek isterdik. Hep birlikte müzakere masasına oturalım, çalışanlarımızın haklarını ve hukukunu beraberce müzakere edelim. Ancak bu olmadı.
“İnsan Kaynakları çalışanlarının ücretleri eridi”
Burada Büyükşehir çalışanlarımız için ciddi bir toplu iş sözleşmesi geleneği var. Arkadaşlarımız yıllardır toplu iş sözleşmesine taraf olma hasebiyle çok güzel bir şekilde maaşlarını ve sosyal haklarını almaktadırlar. Arkadaşlarımızın ücretleri Antalya şartlarında geçinebilecek düzeyde belirleniyordu. Bu arkadaşlarımız 6772 sayılı KHK hükümlerinden de istifade ederek ilave tediye alan arkadaşlarımızdı. Ne yazık ki bugün bu arkadaşlarımız asgari ücret düzeyinde ücret alır konumuna geldi. Bugün arkadaşlarımızın asgari ücretin haricinde sosyal hakları, ikramiyeleri ve ilave tediyeleri yok. Bugün Büyükşehir Belediyesi Yüksek Hakem Kurulu tarafından belirlenen sözleşmeyi kabul edebileceğini, onun haricindekileri kabul edemeyeceğini söylüyor. Yüksek Hakem Kurulu’nunki 2017 yılı için verdiği karardır. 2017 yılında enflasyon %8 düzeyindeydi. Bugün enflasyon yüzde 20’li rakamlarla ifade ediliyor. Dolayısıyla arkadaşlarımızın ücretlerinde meydana gelen erimeyi siz anlayabilirsiniz. Yüksek Hakem Kurulu’nun verdiği sözleşme ile bugünkü enflasyon oranları arasında ki %12 farkı kim ödeyecek?”
“Büyükşehir çalışanları birinci sınıf vatandaş da İnsan Kaynakları çalışanları üçüncü sınıf mı?”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e seslenen Genel Başkan Vekilimiz, “Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları A.Ş’de çalışan arkadaşlarımızın mağduriyetleri var. Büyükşehir Belediyesinde çalışan arkadaşlarımız birinci sınıf vatandaş da İnsan Kaynakları A.Ş.’de çalışan arkadaşlarımız üçüncü sınıf vatandaş mıdır? Bu adaletsizlikler sizin Adalet anlayışınıza uyuyor mu? Yüksek Hakem Kurulu’nun sözleşmesine sığınarak 7 bin emekçiyi görmezden gelemezsiniz” diye konuştu.
“Grev bir amaç değil, zorunluluktur”
Büyükşehir belediye başkanı ve yönetimine çağrıda bulunan Genel Başkan Vekilimiz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Grev bir amaç değildir, grev istenilen bir durum değildir, grev bir zorunluluktur. Biz ‘bu iş yerinde grev vardır’ afişini asmak zorunda kalıyorsak, bu mecburiyettendir.
“Antalyalıları zor duruma düşürmeyiz, ancak hakkımızı da bırakmayız”
Biz asla Antalya halkını ve çalışanlarını zor duruma düşürmeyiz. Ancak hakkımızı da bırakmayız“ ifadelerini kullandı. HİZMET-İŞ ve HAK-İŞ Konfederasyonu olarak iş akdi feshedilen işçilerin durumlarının yeniden değerlendirilmesini istiyoruz. İşçilerin işlerine iade edilmesini istiyoruz. Zira onlar insan, onlar anne, onlar baba, onlar kardeş. Hepsinin ekmeğe ve ailelerini insan gibi geçindirecek bir işe ihtiyacı var. Onların mağduriyetlerine son verilmesini istiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’ten bu konuda irade göstermesini istiyoruz. Belediye başkanları hizmet yapsınlar, çalışanlarla uğraşmasınlar. Çalışanlarla uğraşmanın onlara hiçbir getirisi olmayacağını belirtmek isteriz. Zulüm ile Abad olunmaz. Antalyalı emekçilerin hakkı için nöbetimizi devam ettireceğiz.”