Ana Sayfa » Faaliyetlerimiz » BELEDİYE KANUNU, NORM KADRO ESASLARI VE ÇALIŞANLAR

BELEDİYE KANUNU, NORM KADRO ESASLARI VE ÇALIŞANLAR

Norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin esaslar ile personel istihdamı sınırlandıralarak ağırlaştırılmış ve bir tür zorlamaya dönüşmüştür.

5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 49.maddesinin 1.fıkrasında, norm kadro ilke ve standartlarının İçişleri Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirleneceği, Belediye ve bağlı kuruluşlarının norm kadrolarını, bu ilke ve standartlar çerçevesinde belediye meclis kararıyla belirlenecekleri düzenlenmiştir.

Maddenin 8.fıkrası gereğince, Belediyelerin yıllık toplam personel giderlerinin, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yüzde otuzunu aşamayacak, nüfusu 10.000’in altında olan belediyelerde bu oranın yüzde kırk olarak uygulanacak, bu oranların aşılması durumunda, cari yıl ve izleyen yıllarda personel giderleri, bu oranların altına ininceye kadar yeni personel alımı yapılamayacaktır.

Diğer taraftan, Belediye Kanunu’nun geçici 1.maddesi gereğince, geçici iş pozisyonları için önceki yıldan fazla olacak şekilde vize yapılamayacağı, geçici 2 inci madde/son gereğince, sürekli işçi kadroları ile iş pozisyonlarının, norm kadro uygulamasına geçilinceye kadar İçişleri Bakanlığı’nın vizesine tabi olup, İçişleri Bakanlığının vize yetkisini valiliklere devredebilecektir.

Belediye ve bağlı kuruluşlarında uygulanacak olan norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin esasları düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararı, 22.04.2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bakanlar Kurulu Kararında; 

Esaslar ile kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılmasının, belediyeler tarafından sunulan hizmetlerin kalitesinin artırılmasının ve ihtiyaç duyulan nitelik, unvan ve sayıda personelin istihdamının sağlanmasının amaçlandığı ifade edilmiştir.

Belediyeler ve bağlı kuruluşlar, esaslara ekli cetvellerde alt gruplar için unvan ve sayı itibariyle tespit edilen kadroları kullanabilecek, belirlenen memur ve sürekli işçi kadro toplamını aşamayacaklardır. Ancak, memur ve sürekli işçi kadro sayılarını, tespit edilen memur ve işçi kadro sayısından daha az sayıda belirleyebileceklerdir. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memur kadroları ile sürekli işçi kadroları bu esaslara uygun olarak belediye meclisleri tarafından ihdas edilecektir.

Sürekli işçi kadrolarının norm kadro standardı, Belediye ve Bağlı Kuruluşlarının her biri yönünden, Norm Kadro Standartları Cetveli’nde gösterilmiştir. Belediyeler ile bağlı kuruluşları, kendi alt grupları için tespit edilen sayıyı aşamayacaklardır. Bu sayılar, sürekli işçi kadrolarına ait olup geçici işçi istihdamı, hizmet alımları ve benzeri durumları kapsamamaktadır.

Sürekli işçi kadrolarının, başka unvanlı işçi kadroları ile değiştirilmesi ve boş sürekli işçi kadrolarının iptal edilmesi Belediye meclislerinin yetkisindedir. Ancak, dolu kadrolarda personelin mali ve hukuki haklarında kayba neden olacak unvan değişikliği yapılamayacaktır.

Belediyelerde kullanılacak geçici işçi pozisyonlarının, belediyeler için belirlenen memur norm kadro standardı toplamının yüzde kırkını geçmemek üzere, bulunacak sayının yuvarlanması ve tam yıl esasına göre hesaplanması sonucu adam/ay sayısına göre meclis tarafından yıllık olarak belirlenmesi benimsenmiştir.

Norm Kadro Standartları Cetvelinde (E) grubunda gösterilen belediye Bağlı Kuruluşlarında geçici işçi istihdam edilemeyecektir.

Bugün itibariyle, belediyeler ve bağlı kuruluşlarında geçici iş pozisyonlarında çalışan işçi sayısı, 120.000/150.000 olarak ifade edilmektedir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 11.maddesinin 2.fıkrasında “Belirli süreli iş sözleşmesi esaslı bir neden olmadıkça birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde, iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Anılan yasal düzenleme ve Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin yerleşik kararları gereğince, halen belediyeler ve bağlı kuruluşlarında geçici iş pozisyonlarında çalışan (işkolumuzda geçici işçi olarak isimlendirilen) işçilerin iş sözleşmeleri belirsiz süreli kabul edilmektedir.

Bu durumda, sürekli işçi kadrolarında çalışanlar karşısında geçici iş pozisyonlarında çalışan işçilere, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi bakımından hukuken farklı bir işlem yapılması mümkün değildir.

Ancak, esasların 20.maddesinde yer alan düzenleme karşısında, yıllardır kadrolu işçiler ile yan yana aynı iş ve işyerlerinde geçici iş pozisyonlarında çalışan işçiler, bu gün işten çıkarılmakla karşı karşıyadır. 

Bu esasların yayımı tarihinde, belediyeler ve bağlı kuruluşları bakımından, mevcut memur veya sürekli işçi kadro sayıları dondurulmuş ve sayı itibariyle dondurulan kadrolardan boş olanlara atama yapılamayacağı benimsenmişken, geçici iş pozisyonlarında mevcut çalışanlar yönünden benzer bir düzenleme yapılmamıştır.

Bu durumun teknik bir hatadan mı kaynaklandığını yoksa bilinçli bir tercih sonucu mu olduğu anlaşılamamaktadır. Ancak bir gerçek var ki; Bakanlar Kurulu Kararı değiştirilmediği takdirde, belediyeler ve bağlı kuruluşlarında halen geçici iş pozisyonlarında çalışan işçiler, en geç 2007 yılbaşı itibariyle iş sözleşmelerinin feshi ile karşı karşıya kalacaklardır.

SONUÇ : 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 49.maddesinin 8.fıkrası ile belediyeler ve bağlı kuruluşlarında, personel istihdamı personel giderlerine paralel olarak sınırlandırılmışken, norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin esaslar ile birlikte bu sınırlandırma ağırlaştırılmış, bir tür zorlamaya dönüşmüştür.

Kimi belediyeler ve bağlı kuruluşları için memur ve sürekli işçiler yönünden öngörülen norm kadrolar, halen çalışanların 1/4’ünü bile bulmamaktadır. Bu durumda, belediyeler ve bağlı kuruluşlarında sürekli işçi kadrolarında çalışanlardan iş sözleşmelerinin sona ermesinden (emeklilik, fesih vs. nedenlerle) sonra, bunlardan yaklaşık 3/4’ünün yerine yeni işçi alımı yapılamayacaktır

Diğer taraftan, halen geçici iş pozisyonlarında çalışanların müktesep hakları korunmamıştır. Bunlardan memur norm kadro sayısının yüzde kırkını aşanlar iş sözleşmelerinin en geç 2007 yılı başında feshi ile karşı karşıya bırakılmışlardır. Bununu sonucunda, çalışanlar 4857 sayılı İş Kanunu ve yerleşik yargı kararları gereğince, haklarını aramak üzere yargıya müracaat edeceklerinden (işe iade, tazminat vs.), işverenler ile çalışanlar arasında amansız ve yıpratıcı bir mücadele baş gösterecektir.

Esaslar ile birlikte, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları yönünden, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin, hizmet satın alma yoluyla karşılanması, bir diğer ifadeyle hizmetlerin özelleştirilmesi ilke olarak benimsenmiştir. Bu tercihin sonucu olarak, yakın gelecekte işkolumuzda özelleştirme ve taşeronlaştırma uygulamaları tahmin edilenin üzerinde bir hızla yaygınlaşacaktır. Bu durum, işkolumuzda çalışanlar ile gelecekte istihdam edileceklerin sendikasızlaştırılması ve emeğinin daha fazla sömürülmesi sonucunu doğuracaktır.

Not: Bu makale, Hizmet-İş Sendikası Hukuk Müşaviri tarafından kaleme alınmıştır ve Hizmet-İş Dergisi’nin Mayıs-Haziran 2006 dönemini kapsayan 120. sayısında s.46-47’de yayınlanmıştır.